27 Ağustos 2012 Pazartesi

Nasıl bir Bilgisayar Mühendisleri Odası?

Hep örgütlülükten yana olmuşumdur. İster Türk Tabipleri Birliği gibi meslek örgütü, isterse Salihli Kanarya Sevenler Derneği gibi hobi amaçlı olsun insanların bir araya gelmelerinde büyük faydalar olduğunu düşünüyorum. Örgütlülük sevilen şeylerden daha fazla keyif almayı sağladığı gibi sorunları birlikte çözmeye çalışmak da bireysel hareket etmekten daha verimli olacaktır.

Aynı mesleği yapan insanların bir araya gelmelerinde, çalışma şartlarını iyileştirmeye çalışmalarında, yaptıkları işlere standart getirmelerinde, meslek içi eğitimlerle gelişmeleri takip etmelerinde, mesleğin eğitiminin daha kaliteli verilmesi için baskı oluşturmalarında ciddi faydalar olduğu herkesçe açıktır sanırım. Bir mesleğin mensuplarının sorunlarını çözmeye çalışmak yerine başkalarının bunu yapmasını beklemeleri akıllıca olmaz elbette.

Ülkemizde çokça meslek örgütü var ve bunlara üyelik çoğu durumda zorunlu. Örneğin bir berber dükkanı açacak olusanız Usta belgesine sahip olmanız ve Berberler Odasına üye olmanız bir zorunluluk. Ama bir eczane açacaksanız Türk Tücaret Kanununa göre eczanelerin ticari işletme, eczacıların ise tacir niteliğinde olduklarından eczanelerin ticaret odalarına kayıt olma zorunluluğu bulunmuyor. Tabi bu eczane açmak için neden 5 yıl üniversite okumak gerektiği sorusunu beraberinde getiriyor ama o konuda daha önce yazdığımdan tekrar etmek istemiyorum. Hepimizin bildiği gibi tıp fakültesini bitirmeden doktorluk yapmak mümkün olmadığı gibi bir makine mühendisinin denetiminden geçirmeden doğal gaz hattı çektirmek veya hukuk fakültesinden mezun olmadan avukatlık yapmak da mümkün değil.

Aynı meslek kolunda çalışanların farklı örgütlenme modelleri var. Yaygın ve etkin oluşumlardan biri sendikalar. Bir sendikaya üye olmak için sendikanın faaliyet alanındaki iş kolunda çalışmak yeterli oluyor. Örneğin ziraat fakültesinden mezun ama sınıf öğretmenliği yapıyorsanız eğitim sendikalarından herhangi birine üye olmanızda bir problem olmadığı gibi istediğiniz zaman ayrılmanız da mümkün. Diğer bir örgütlenme modeli olan oda ise sendikadan oldukça farklı. Örneğin yeni kurulan Bilgisayar Mühendisleri Odasına ancak Bilgisayar Mühendisliği, Bilgisayar Bilimleri Mühendisliği, Bilgisayar ve Enformasyon Mühendisliği, Bilişim Sistemleri Mühendisliği, Kontrol ve Bilgisayar Mühendisliği ve Yazılım Mühendisliği lisans mezunları üye olabiliyor. Diğer odalarda olduğu gibi BMO'dan da istifa etmek mümkün değil.

Bilgisayar mühendisleri yakın zamana kadar EMO'nun altında Meslek Dalı Komisyonunda temsil ediliyorlardı. Bir odaları olmaması hiç bir işlerini yapmalarına engel olmuyor olsa bile sürekli odalarının olmadığından dert yandıklarını katıldığım her toplantılarında görüyordum. Son dönemde iki ayrı grup BMO'nun kuruluşu için çaba gösterdi. Bunlardan ilki EMO'nun içinde örgütlenmiş olan ve onun kültürünün devamı olacağını gösteren bir ekipti ve sonunda onların EMO içinde sürdürdükleri hareketle bilgisayar mühendisleri EMO'dan ayrıldı ve BMO kuruldu. Bir de Facebook ve kendi sitelerinde bir araya gelen 15K'dan fazla mühendisin oluşturduğu dinamik bir grup daha mevcut. Akademik Bilişim, Linux ve Özgür Yazılım Günleri gibi organizasyonlardaki toplantılara EMO'nun desteğiyle katılan ilk grubun yanında/karşısında her zaman kendi insiyatifleriyle gelen ikinci gruptan katılımcılar da oluyordu.

Sonuçta Mart ayında EMO'nun aldığı kararla BMO'nun kurulmasına karar verildi. Peki BMO hangi derde derman olsun diye kuruldu? Bunun için birlikte Bilgisayar Mühendisleri Odası Kuruluş Raporuna bakalım. Bu raporu hazırlayanlar yukarıda bahsettiğim ilk grubun üyeleriydi. İyi niyetlerinde şüphe etmesem de doğru problemleri teşhis etmediklerinden doğru çözümleri bulamayacaklarını düşünüyorum.BMO'nun kurulmasına gerekçe olarak gösterilen 5 ana madde var:

  • Meslek haklarında yaşanan tahribat
Dört yıllık mühendislik eğitimine karşılık sertifikalar sunuluyor, bunun sonucu olarak bilgisayar mühendislerinin meslek alanında diğer mühendisler ve hatta mühendislik dışı alanlardan insanlar çalışıyor. Esnek/fazla mesai ile çalıştırılıyoruz, mühendislik dışı alanlarda çalıştırılıyoruz.

Bu şikayetleri bir ara çok konuşulan 'mankenler şarkı söylemesin/oyunculuk yapmasın' serzenişlerine benzetiyorum ben. Bilişim sektörü çok geniş bir yelpazeden oluştuğundan bilgisayar mühendisliği eğitiminde her konuyu derinlemesine öğretmek mümkün değil. Zaten sektördeki değişim o kadar hızlı ki 4 yıllık eğitimde öğrendiklerinizin 1/3'ü mezun olduğunuzda geçerliliğini yitirmiş oluyor. Hal böyle olunca üniversite dışında/sonrasında eğitimler olması ve bu eğitimlere bilgisayar mühendisliğinde lisans okumamış olanların da katılması çok normal. Aslında belgede geçen 'bilgisayar mühendislerinin meslek alanı'nın ne olduğu tarif edilmiş olsa buraya söylenecek çok şey var ama tarifi yok bu alanın. Katıldığım toplantılarda aldığım cevaplarında tatmin edici olmadığını söyleyebilirim.

Yaklaşık 15 yıldır bilgisayar mühendisliği bölümünde öğretim elemanı olarak çalışıyorum. Matematik bölümünden mezunum. Bilgisayar mühendisliğinde yüksek lisans yaptım (devamı da var ama konuyla ilgisiz). Bu süre içinde sadece bilgisayar mühendisliği okumuş birinin yapabileceği/ yapması gereken bir iş duymadım, görmedim. Bilen, duyan varsa yorum olarak yazarsa sevinirim. Günümüz bilişim dünyasında bir işi kim iyi yapabiliyorsa onun işe alınmasında ne problem var ben anlamıyorum. Üniversite yaşına gelmemiş gençlerin bile neler yapabildikleri ortadayken, kendini alanında yetiştirmiş bir hekim, iktisatçı, öğretmen veya müzisyen bilişim alanındaki hangi işi yapmaya yeterli görülmeyecek? Yukarıdaki maddeyi yazan arkadaşlar Linux çekirdeğini geliştirenlerin mesleklerine baksalar fikirleri değişebilir diye düşünüyorum.

Esnek/fazla mesai ise bizim mesleğin doğasında var. Özellikle canlı sistemlerde çalışanlar değişiklikleri sistemlerin en az kullanıldığı zamanlarda yapmak zorunda kalıyorlar, bu da normal mesai saatlerinin dışına taşıyor ister istemez. Bütün bilişim camiasının böyle sıkı bir disiplinle çalıştığını söylemek de doğru olmaz bence. Bilişim camiası için sorun fazla mesai/esnek çalışma saatleri değil bunun karşılığını alamamak olmalı. 
  • Meslek alanında yaşanan tahribat
Bilgisayar mühendisliği sadece yazılıma indirgenmiş, tasarım, denetim ve proje yönetimi kişilerin yeteneğine bırakılmış. Ülkemizin bilişim politikası yok.

Ülkemizin bir çok konuda olduğu gibi bir bilişim politikasının da olmadığı bir gerçek ama bu konuda neden bilişim sektöründe çalışanların örgütlenmesinin değil de sadece bilgisayar mühendislerinin örgütlenmesinin söz sahibi olması gerektiği belirsiz.
  • Mesleki denetim ve mühendislik yetkisi
Hizmet ve ürünler mühendislerin kontrolünde değil. Bilgisayar mühendislerin yetkilendirilmesi yok.

Burada istenilen şey de maalesef gıda sektörünün gıda mühendisi çalıştırması veya akvaryumcuların veterinerlerle anlaşması olması gibi bir durum. İmza yetkisinin cazibesine kapılanların bilişim camiasının büyük resmini göremediklerini düşünüyorum. Şu an zaten yaptıkları işin altına isimlerini yazabiliyorlar ama onların istediği sadece onların bunu yapabiliyor olması.

Sektörde yanyana çalıştıkları bilgisayar mühendisi olmayan meslektaşlarının yapamayacakları, sadece kendilerinin yapabilecekleri bir şey olmadığının aslında onlar da farkında olmalılar ama o vakit akıllarını kurcalayan 'biz boşuna mı okuduk peki?' sorusuna cevap bulamıyorlar. Hatalı soru sorup doğru yanıtı bulmak mümkün olmadığı için bu soruda takılıyorlar bence. Örneğin piyasadaki edebi eserleri sadece Türk Dili ve Edebiyatı mezunları mı yazıyor? Yazmıyorlarsa en azından onlardan biri denetliyor mu? Yayınevlerinin veya gazetelerin bir Türk Dili ve Edebiyatı mezunu çalıştırma zorunlulukları var mı? O zaman boşuna mı okuyor bu insanlar? Bir inşaat mühendisi roman yazabiliyor (Oğuz Atay), olimpiyat anlatabiliyor (Nejat Kök) ama bilişim sektöründe iş yapamasın deniyor.

Üniversite eğitimi ile alanlarında donanımlı bireyler olacaklarını ama başkalarının da dışarıdan bu işi yapabilecekleri gerçeğini kabul ettiklerinde hayat onlar için daha kolaylaşacak gibi geliyor bana.
  • Mühendislik eğitimi ve meslek içi eğitim
Bilgisayar mühendisliği bölümü açmak için gerekli şartlar tanımlanmamış, bölümlerin kontenjanları yüksek, öğrenciler yeterli donanımla mezun edilemiyor, öğrenciler sektöre ucuz iş gücü olarak sunuluyor, ihtiyaç fazlası bilgisayar mühendisi piyasada fiyat kırılmasına neden oluyor. Uzaktan eğitimle bilgisayar mühendisliği diploması veriliyor.

Yaklaşık 15 yıldır üniversitede çalışan biri olarak üzerinde konuştuğumuz belgeyi yazan arkadaşları üniversitelerdeki sorunlar hakkında fazlasıyla destekliyorum. Sorunları doğru formüle edemediklerini düşünsem de üniversitelerin ciddi problemleri olması konusuna birşey demem mümkün değil. Bütün üniversitelerde geçerli bilgisayar mühendisi olmak için başarıyla geçilmesi gereken dersler diye bir kriter yok. Üniversitelerin ders programları ortada, merak eden açıp bakar. Bütün bilgisayar mühendisliği programlarında ortak anlatılan ders miktarı bir mesleği tanımlamaya yeterli değil bence. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bir yazı hazırlıyorum.

Akademik kadro yetersizliği konusunda da haklılar. Bunun sorumlusunun üniversitelerdeki çalışma şartları olduğunu söylemeden de geçmek istemiyorum. Hangi üniversiteden mezun olursa olsun yeni mezun bir bilgisayar mühendisine 7 yıl boyunca (2 yıl yüksek lisans + 5 yıl doktora) ayda 2000tl maaşla bir iş önerirseniz kabul eder mi? Dikkat edin bu başlangıç maaşı değil, 7 yılda ortalama alacağı maaş. Üniversitelerdeki çalışma şartlarının düzeltilmediği sürece akademik kadroların iyileştirilmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum.

Uzaktan eğitim konusunda da birşeyler söylemeden geçmeyeyim. Ben örgün eğitimlerde yapılan eğitimin bile uzaktan eğitim olduğunu düşünüyorum. Eğer mümkün olsa eğitimin bir nevi usta çırak ilişkisi ile yürütülmesinin, kodu yazan adamın/kadının omuzunun üzerinden bakıp onu yönlendirmenin muazzam bir fark yaratacağını düşünüyorum. Şimdilik bu konu hakkında fikir çalışması aşamasında olduğumuzu söylemiş olayım. Ama ortada da uzaktan eğitim diye bir gerçek var. Dünyanın en iyi üniversitelerinden hocaların seçilmiş derslerini internetten izlemek, hatta sınavlarına girip sertifikalarını almak mümkün. Eğer uzaktan eğitim konusunu tümden reddetmiyorsanız sadece bilgisayar mühendisliği özelinde olmaz demek bence anlamlı değil. Sonuçta mezun olduğunuzda yenilikleri nereden takip edip öğreniyorsunuz? İşimiz (bakın ben işimiz diyorum ama BMO'dakiler beni kendilerinden görmüyorlar orası ayrı) çoğunlukla internet üzerinden yapılan bir iş, sürekli oradan öğreniyoruz, diplomasını da pekala oradan alabiliriz. Uzaktan eğitimle yapılan bilgisayar mühendisliği eğitiminin kalitesinde sorun varsa bunun üzerine birlikte gidelim ama toptan olmasın demek uygun değil. Pdf'den veya video'dan apandisit almayı öğrenmiyoruz sonuçta.
  • Örgütlenme
Yukarıda da yazdım her türlü örgütlenmenin faydalı olduğunu düşünüyorum.

Yeni kurulan BMO'nun bilişim sektörünün doğasında olmayan bir tekelleşme/imza yetkisi peşine düşmemesini dilerim. Binlerce, onbinlerce bilgisayar mühendisinin bir araya gelip ülke için, kendileri için yapacak olumlu işler bulabileceğine inanıyorum. Ülkemizin bilişim sektöründe aktif ve yararlı bir oyuncu olmak yerine sektördeki diğer herkesi dışlayan bir tavır içine girmeleri onlara destek olabilecek büyük bir kalabalığı da dışlamaları anlamına gelir. Umarım öyle olmaz.

Son söz: Eğer BMO üyesi olsam ve 1 Eylül seçimlerinde oy kullanacak olsaydım oyumu yukarıda bahsettiğim tbmo grubuna verirdim.

26 yorum:

  1. Necdet Hocam bircok guzel noktaya deginmis, aslinda yorumlanacak cok sey var ama ilk deginmek istedigim kurslar.
    Burda soz edilen
    `Dört yıllık mühendislik eğitimine karşılık sertifikalar sunuluyor,`

    kismi duzgun yazilmamis BMO raporunda. Aslinda burada anlatilmasi istenen/gereken, `Sistem Muhendisligi` gibi adinda muhendislik adi gecen kurslarin-sertifikalarin olmasidir. Muhendislik egitiminin icerigi belirlidir, her ne kadar aslinda muhendislikten cok bilgisayar bilimleri (computer science) soz konusu olsa da ...

    YanıtlaSil
  2. Odanin kurulusu sirasinda yazdigim bir yazidan bir bolum paylasayim izninizle:
    `Bu süreçte en çok ilgimi çeken, sektördeki bazı bilişimcilerin tepkileri oldu. Küçümseyenler mi dersiniz, bilgisayar mühendislerini kötüleyen yazılara imza atanlar mı dersiniz. Sanırım burada çok önemli bir noktayı atlıyoruz. Bilişim sektörü tabii ki sadece bilgisayar mühendislerinden oluşmaz. Birçok bilim dalından gelen ve/veya kişisel yetenekleri ile çok başarılı olan birçok insan var. Sektördeki her bilişimcinin önemli ve değerli görevleri vardır. Aklı olan hiçbir bilgisayar mühendisi, sektördeki diğer bilişimcileri hor görmez, neden hor görsün? Alaylı, mektepli sanatçı polemiği gibi bir tartışmaya hiç girmedik, girmeyiz de. Onlar da, kendi mesleğimizi daha iyi ele almamız için kurulmakta olan bu odaya ve bilgisayar mühendislerine laf atmayı artık bıraksınlar.`
    demistim.
    (http://enisden.wordpress.com/2012/06/16/bilgisayar-muhendisleri-odasi-kutlu-olsun-ve-oda-hakkinda-birkac-yorum/)
    (Tabii ki bu sozum internette kufura varan yazilar yazan kisilere)

    Imza yetkisi istemenin, diger kisileri gormezden gelmek anlamina gelecegini dusunmuyorum. Sistem analizi, yazilim muhendisligi basta olmak uzere network, guvenlik ve cesitli dersleri layikiyla almis muhendis adaylarinin projeye arti bir deger katacaklarini ve denetleyebileceklerini dusunuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sadece belirli bir kuruma gerekli aidatı yatırmış olması hiç bir bilgisayar mühendisinin sistem analizi, yazılım mühendisliği gibi konularda projeye artı değer katmasını sağlamaz. Maalesef bu konu (imza yetkisi) rekabet korkusundan kaynaklanan, herkesi düşük bir seviyede eşitlemeye çalışmaktan başka bir şey değil.

      Sil
  3. Bilgisayar muhendisligi tanimini ben de cok sorguluyorum. Tanimi ve yapabilecekleri uzerine birseyler yazmistim:
    http://enisden.wordpress.com/2010/12/07/bilgisayar-muhendisligi-nedir-ve-bilgisayar-muhendisligine-iliskin-sikca-sorulan-sorular/

    Sayın Göktürk Üçoluk, sayfasında bilgisayar mühendisliğine ilişkin sıkça sorulan soruları çok güzel bir şekilde sıralamış ve cevaplarını da vermiş:
    http://www.ceng.metu.edu.tr/~ucoluk/bm.htm

    Soylenecek cok sey var, amac meslek dalini daha iyiye gitmesi icin ugrasmak. Hatalar olacaktir ama duzeltmek de bizim elimizde. Umarim oda icinde bunu birlikte yapabiliriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Göktürk Üçoluk`un yazisinin adresi degismis:
      http://www.ceng.metu.edu.tr/~ucoluk/bm/

      Sil
  4. Ne güzel yazmışsınız, BMO yu savunan ve imza yetkisi peşinde koşan tanıdığım arkadaşlara kısa sohbetlerde veremediğim cevapları kalem kalem yazmışsınız.

    Ellerinize sağlık!

    YanıtlaSil
  5. Ne güzel yazmışsınız, BMO yu savunan ve imza yetkisi peşinde koşan tanıdığım arkadaşlara kısa sohbetlerde veremediğim cevapları kalem kalem yazmışsınız.

    Ellerinize sağlık!

    YanıtlaSil
  6. Benzer bir konuyu da LKD çerçevesinde değerlendirmenizi isterim hocam.

    LKD bir dernek olduğu için üye olmak, üye olmak için resmi dilekçe ve daha farklı şeyler gerekiyor. LKD üyesi olarak LKD ve Linux etkinliklerini de finanse etmiş oluyoruz.

    Şu sıralar GreenPeace ülkemizde etkin bir kampanya yürütüyor. Dernek olmadıkları için üye ve üyelik aidatı alamıyorlar, bunun alternatifi olarak bir dergi çıkartmayı ve bu dergi üstünden abonelikler ile projelerini ve yaptıklarını hem duyurmayı hem de finanse etmeyi uygun görmüşler.

    GreenPeace kadar olmasa bile, sanal bir hizmet için de para alınabileceğine göre, Sanal (Sahte değil, Elektronik anlamında) bir dergi / bülten / hizmet sunumu karşılığı LKD'ye hem destek olmamız, hem de finanse etmemiz de mümkün olabilir mi diye düşünüyorum.

    Mesela LKD çerçevesinde her ay mail formatında bir bülten yayınlanıyor. Bu bülten Görsel bir dijital dergi formatına sokularak bir çalışma yapılabilir mi?

    YanıtlaSil
  7. Yukarıda geçen bilgisayar mühendisliğine dair sıkça sorulan soruların ve cevaplarının yazarı, lisans eğitiminden doktoraya kadar fizik eğitimi almış değerli bir hocamız. Hatta nice öğrencilere bilgisayar mühendisliği / bilimleri temellerini atan bir hocamız. BMO kriterlerine(!) göre odaya kayıt olamaması bir yana, Göktürk Hoca'yı (ve daha birçok akademisyeni, bu alanda çalışan yetenekli profesyonelleri) emekli edip, üstü kapalı biçimde "Sen çekil bakayım kenara!" mı dememiz gerekiyor? "Kim ki bu çalışanlar? İmza yetkileri bile yok!" Necdet Hoca'nın da bu yazı boyunca anlatmaya çalıştığı (gayet de güzel anlattığı) durum bu değil mi?

    Mühendislik fakülteleri de dahil olmak üzere hiçbir okulda / bölümde sihirli değnek olmadığını aklı başında insanlar olarak fark etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla son derece esnek (hatta daha öte, sınırsız) olması gereken bilim / mühendislik alanlarında böylesi katı çizgiler çizmemek gerektiğini görmemiz gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde / topluluklarda tıp makaleleri yazan fizikçiler, dünyanın en gelişmiş özgür veritabanı sistemine can alıcı özellikler "tasarlayan" ve bunu "kodlayan" gök bilimciler, milyar dolarlık bilişim sistemlerinin altyapısını tasarlayan ve yöneten lise mezunları vs görmek normal iken, etiket meraklısı toplumumuzda herkes bir köşebaşı kapma derdinde. Çoğu lisans programının daha 1. sınıfındaki öğrenciler "Ağbi öyle bir bölümde okuyorumki, dünya bizim etrafımızda dönüo, çok önemliyiz!!1" mantığında. Bu bakış açısı naçizane gözlemlerime göre ilerleyen sınıflarda malesef kaybolmuyor. Örneğin çalıştığım yerde bu yaz staja gelen arkadaşlar kendi aralarında bilgisayar mühendisliği kardeşliği diye birşey kurmuş, kapılarını dünyaya kapatmışlardı. Eh, gelecek vizyonlarını görebilmek için kahin olmaya gerek yok.

    Konuyu dağıtmış, alakasız bir yöne çekmiş ve cımbızla çekilmiş örnekler veriyor gibi görünüyor olabilirim. Bilakis tüm bunlar aslında aynı resmin aynı küçük parçası. Bu sürece neden olan aslında hep aynı zihin deseni. Ülkemde sahip olunan en ufak bir özellik / bilgi parçası taş üstüne taş koymak için değil de başkalarının üstüne taş koymak için kullanılıyor.

    Merak ettiğim bir konu var. Aralarında bilgisayar mühendisi bulundurmayan (ama Caltech CS doktoralı) bir ekip bu ülkede başarılı bir teknik tasarımla ortaya sağlam bir ürün çıkarsa, ticari olarak da başarılı olsa, laz müteahhit muamelesi mi görecek? Kaale alınmak için BMO'ya gidip projelerine imza mı attıracaklar? SRS belgelerine, UML diagramlarına mühür mü bastıracaklar? Aralarında imzası güzel bir kardeş olmadığı için resmi teşviklerden / desteklerden yararlanamayacaklar mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında imza yetkisini yanlış anlıyoruz büyük olasılıkla. EMO, imza yetkisinin ne olduğunu anlatmış web sayfasında:

      "Üyelerimiz ve öğrenci üyelerimiz arasında anılan adıyla "İMZA YETKİSİ" bir mühendisin yaptığı işin yada sunduğun hizmetin sorumluluklarını üstlenmesidir.

      Mühendislik mesleği insan odaklı bir meslek olduğundan, mühendislik hizmetleri de doğrudan insanları etkiler. Bu nedenle bir projeye veya sözleşmeye imza atmak demek ben öğrendiğim bilgilerle bu işi yapıyorum ve sorumluluklarını alıyorum demektir."
      http://www.emo.org.tr/genel/sss.php?grubu=%DDMZA%20YETK%DDS%DD

      Sil
    2. Aslında aynı şeylerden konuşuyoruz ama farklı açılardan bakıyoruz. Ben sizin bakış açılarınıza katılmakla beraber, bir başka açıdan ele alayım.

      Ben bilgisayar mühendisliği öğrencilerinde hep endişe görüyorum. Öyle bir bölümde okuyorsunuz ki, bilgisayarın tuşuna basan da sizin kadar bildiğini sanıyor. Zaten bilgisayar mühendisliği/bilimleri bölümlerinde okutulanların gereksiz olduğu iddia ediliyor. Rehber hocalar liselerde bilgisayar mühendisliğinin bittiğini anlatıyorlar ... vb

      Mühendisliğin daha çok bir yetenek olduğunu düşünüyorum. Eğitim ile bazı bilgiler verilebilir ama yetenek yoksa fazla da bir işe yaramayacaktır. Eğitim, sadece yeteneğini daha etkin kullanabileceği yöntem ve araçları öğrenmesini sağlayacaktır. Aynı şekilde, mühendislik eğitimini almamış birçok insanda bu yeteneği ve sonuçlarını gözlemlemek mümkün.

      Sil
    3. Mütercim Tercümanlıkta okuyanlar ne yapsınlar o zaman? Her İngilizce bilen çeviri yapıyor. Bu çocuklar boşa mı okuyor diyerek çeviri işini sadece onların yapacağı bir hale getirmeyi düşünüyor muyuz? Hayır. O zaman bilgisayar mühendisleri de kusura bakmayacaklar.

      İnsanların iş yapma becerilerine göre değerlendirilmeleri diplomalarına göre değerlendirilmelerinden daha mantıklı bence.

      Sil
    4. Bilgisayar bilimleri/mühendisliği hocalarının durumu aslında en önemli konulardan birisi. Göktürk Hoca'dan Necdet Hoca'ya birçok hocamız farklı disiplinlerden geliyor. BMO, bu tür değerleri kazanmak için çalışmalıdır, kaybetmek için değil.

      Disiplinler arası çalışma ne yazık ki ülkemizde fazla değil. Disiplinler arası çalışmanın en çok olması gereken alanlardan birisidir bilgisayar bilimleri/mühendisliği.

      Sil
    5. Hocam, tabii ki iş becerilerini yapmalarına göre değerlendirilmelidir. Ben aksini söylediğimi sanmıyorum.

      Mühendis, aldığı eğitim ve bildiği yöntemleri etkin kullanması durumunda, zaten farkını da gösterme şansını yakalayacaktır.

      Sil
    6. Enis Hocam, yetenekli ve ilgili biri dediğiniz gibi aldığı eğitim ve bildiği yöntemlerle tabiki fark yaratacaktır, yaratıyor da. Arada çıkan istisnai kişileri saymazsak bilgisayar bilimleri / mühendisliği eğitimi tabiki gerekli. Bunun gereksiz olduğunu, sertifikaların da aynı yola çıkacağını söyleyenler afedersiniz ama halt etmişler. İkisi bambaşka şeyler. Bahsi geçen çok bilmiş rehber öğretmen kim bilmiyorum ama hemen yarın istifa edip pazarda limon satmaya başlasa vatana millete şu ankinden milyon kat daha fazla yarar sağlamış olur. Ne bitmesi yahu, yeni başlıyor(uz). :)

      BMO şu anki oluşumuyla Necdet Hoca'yı ve Göktürk Hoca'yı kaybediyor. (Beni de kaybediyor. (-: ) Neden? Çünkü lisans diplomasının üzerinde yazanlara bakıyor. Belki odalar için kanunen böyle olması gerekiyordur, tam bilmiyorum, ama sonuç ortada.

      Farklı bir alandan gelen biri bilgisayar konusunda yüksek lisans ve/ya doktora yapmak istediğinde bilimsel hazırlık derslerine ek olarak ileri seviye dersler de alıyor bildiğiniz gibi. Örneğin lisans seviyesindeki algoritma, mimari vb dersleri zaten bildiği varsayılıyor veya hazırlıkta alıyor. Sonrası tüm öğrenciler için aynı; bu derslerin lisans üstü seviyede olanlarını ve daha başka dersleri geçmek durumundalar. Farklı alandan gelmiş bir öğrenci hele hele fen veya mühendislik fakültelerinden gelmişse bu durumda daha donanımlı hale bile geliyor denebilir. Böyle çoklu disipline sahip birine bu tabloya göre üniversitelerde asistanlıktan başka bir iş kalmıyor, başka bir iş yapsa önü kesilmiş oluyor. Bu doğru değil.

      Bu düşüncelerim sadece bilgisayar bilimleri / mühendisliği için geçerli değil. Şu anki ve gelecekteki olası meslekler için de böyle tasnif edici kararlar almanın yanlış olacağını düşünüyorum. Böyle bir uygulama ülkemizde bilgisayar mühendisleri için ileride eczacı - kalfa durumuna yol açabilir. Hoş, şimdiye kadar bu durumdan şikayet eden eczacı tanıdığım olmadı ya. :)

      Sil
  8. BMO Kuruluş Raporu, yıllardır EMO içinde olan, bilgisayar mühendislerinin örgütlenmesi için mücadele etmiş bir ekibin ürünü... İçerisinde ilk mezunlar da var, daha mezun olmamış öğrenci üyeler de. BMO, EMO ve TMMOB Genel Kurulları'nın bir anlık kararı değil, 1987'den beri devam eden çalışmaların bir sonucu. Dolayısıyla, BMO için sunulan "sanal" katkılarla, gerçek katkıları karıştırmamak gerekiyor.

    İkinci bir nokta, Kuruluş Raporu'ndan yola çıkarak, üye olsaydınız, TBMO'ya oy vereceğinizi söylemişsiniz. Ama bu pek de bir bilim insanına yaraşan bir açıklama olmamış. Bir bilim insanından, herhangi bir karar ya da görüş belirtmeden önce benimsediği tarafın da görüşlerini açıklamasını beklerdik.

    Örneğin, en azından bir LKD üyesi olarak, TBMO'nun, Özgür Yazılım'ı destekleyip desteklemediğini, bilişim tekelleri hakkındaki düşüncelerini merak etmiyor musunuz? Ya da, desteklediğiniz ekip, bilim çalışanların haklar konusunda ne düşünüyor?
    En önemlisi, BMO onlar için ne ifade ediyor? Yoksa, sektördeki bazı örgütler gibi, şirketlerin oyuncağı olmuş bir örgütlenme mi tahayyül ediyorlar?

    BMO'nun Kurucularının bu konudaki görüşleri açık seçik ortada...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi görüşünüzü açıklamak dururken bana bilim insanlığını öğretmeye kalkmanız size cevap vermeme mani oluyor. Peki bilgisayar işlerini de siz yapın, bilim insanlığını da. Oldu mu?

      Sil
  9. Bence bu tarz bütün problemlerin temelinde üniversiteye giriş sınavı yatıyor.Sonuçta ilerde bilişim ile ilgilenecek kişiler lise zamanından belli oluyor.Ve bu kişiler daha sonra sınavda bilgisayar mühendisliği bölümüne puanları yetmeyince istemedikleri bölümlere yöneliyorlar.Aynı kişiler okulunu bitirip büyük kurumların açtıkları sertifika programlarına katılıp bunlardan birkaçını cvlerine ekleyip istedikleri sevdikleri işi yapmak için kendilerini bilişim sektörüne atıyorlar.Ve eminim ki bu kişiler birçok bilgisayar müh. bölümünden mezun kişiden daha heyecanlı ve nitelikli oluyorlar.

    Ama şu anda bilgisayar mühendisliği bölümünü seçen kişilerin %90'ından fazlası tıp,eczacılık,diyetisyenlik,fizyoterapi gibi ailelere göre kesin iş olan yerlere puanı tutmadığı için bilgisayar mühendisliğine geliyorlar.Ve diğer kısmı da rehberlik personelleri veya aileler tarafından zorla bilgisayar mühendisliğine gönderiliyorlar.Haliyle onlarda da bu işi devamlı yapacak bir heyecan olmuyor.

    YanıtlaSil
  10. Bilgisayar Mühendisliği çok genel bir meslek. Bu mesleği tek bir oda altına alıp denetleyemezsiniz. Bugün bir firma Elektrik Mühendisi arıyorum dediğinde ne iş yapılacağı -ölçekleri farklı olmakla birlikte- tahmin edilebilir. Ama aynı şekilde Bilgisayar Mühendisliğinden mezun birini arayan bir firmanın ilgili kişiden beklentilerini tahmin bile edemezsiniz. Web sitesi yaptıracak olabilir, android oyunu yaptıracak olabilir, uzaya roket gönderecek olabilir vb. vb. Böyle bir kapsamda imza yetkisi diye bir şey uyduramazsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlgili kuruluş raporunda vurgulanan mevzu da bu zaten. "ille de imza yetkisi" diye tutturan kimse yok ortalıkta. İnsanların derdi, meslek alanlarının belirlenmesi, sınırların çizilmesi.

      Yapılmaya çalışılan şey "kapsamı belli olmayan" bir meslekte "imza yetkisi diye bir şeyin uydurulması" değil, o mesleğin kapsamının belirlenmesi, o mesleğin mensuplarının o kapsam dışındaki işlerde çalıştırılmasının önüne geçilmesi.

      Kuruluş raporunu okuyan her mantıklı insanın bunu görebilmesi gerekli.

      Sil
  11. Tarihi bir kanunumuzda mühendisin tanımı yapılıyor burada bir fark var meslek örgütü değil meslektaş örgütlenmesi var. Siz aynı mesleği yapıyor olabilirsiniz ama diplomanız yoksa mühendis meslektaş olamazsınız, bu bakımdan diğer meslek örgütletinden farklıdır.

    YanıtlaSil
  12. Merhaba,

    Tartışmalar bir kaç eksende seyrediyor.

    Başka işler yaptırıyorlar, eziliyoruz diyenler oda kuracaklarına sendika kurup hak arasalar daha iyi olacak gibi?

    Üniversite eğitiminin veremediğini kurslar veriyorlar diyenler var. Eğer okuduğunuz lisans bölümü sizi dışarıdaki kurs mezunundan farklı yapmıyorsa, hatta geri bırakıyorsa ya sizde bir sorun var, ya da o bölümün hocalarında/müfredatında.

    Bilgisayar mühendisi ile programcı arasındaki fark, lisans eğitiminin önemini vurgular diye düşünüyorum. Bilg. Mühendisliği mezunu adamın talip olduğu işler de onun hayattan ne beklediğini ortaya koyuyor. Eğer mühendslik yapmak istiyorsanız, progamcılık yapmak istemiyorsanız sizi iyi mühendis yapacak hasletler edinin. Programcı arayan ilanlara başvurmayın. Eve ekmek götürmeliyim, mecburum diyorsanız zaten mühendslik yapmamayı kendi isteğinizle kabul ediyorsunuz.

    Bilişim sekötür yapısı gereği, sınır çizilmeyi olanaksız kılıyor bana kalırsa.

    Başka ülkelerde bu işlerin nasıl olduğunu incelediler mi acaba oda kurmak isteyen arkadaşlar? Bu deneyimleri daha önce yaşamış ülkelerin deneyimlerinden istifade edilebilir.

    İyi çalışmalar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Üniversite eğitiminin veremediğini kurslar veriyor" diyen var mı bilmiyorum. Bir kere şunu anlamak lazım, üniversite eğitimi hiçbir zaman ürün odaklı değildir, olmayacak da. Mesela Microsoft'un x-y-z teknolojisini vermek değildir üniversite eğitimi. O teknolojinin eğitimini almak isteyen kurslardan alır ama aldıktan sonra "sistem mühendisi" oldum demesi problem.

      Sil
  13. BMO OLUŞUMUNDA KONUŞULMAYANLAR www.bilmuhoda.com

    YanıtlaSil
  14. Bilgisayar müh. öğrencisi olarak bu odanın kuruluşunu şaşkınlıkla karşılıyorum. Yıllarca yazılım uzmanı olarak çalışmış, fizikçi, matematikçi, bilgisayar bilimcisi yeni mezun bir bilg. mühendisinden çok ama çok fazla şey bilir. Bu kişilerin yaptıkları işi sahiplenmek tamamen terbiyesizlik olur. Adam gece gündüz kendini geliştirsin, kod yazsın ama o işin altına ben imza atıyım demek çok yanlış. Üye olmayacağım ve hiçbir zaman tek kuruş bile vermeyeceğim böyle saçma bir oluşuma.

    YanıtlaSil
  15. Hocam öncelikle bu konuyu bu kadar detaylı bir şekilde ele almanız çok güzel...Böyle bir odanın kurulması ve özellikle meslek gruplarına parçalanarak sen gel BM sin sen kal Matematikçisin,fizikçisin gibi ayrım yapılması çok saçma...Mesela bu yaz Kartaca'da staj yaptım.Staj sorumlum YTU Malzeme Mühendisliği mezunuydu.Ancak gerçekten kendisini çok iyi yetiştirmiş ve tecrübeli birisiydi.Piyasada bunun gibi binlerce örnek var...

    YanıtlaSil

izlediklerimden öğrendiğim bir şeyler var

İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...