5 Temmuz 2012 Perşembe

Türkiye Debian konusunda ne durumda

Pardus'un paket yönetim sistemi olan pisi yerine Debian'ın paketleme aracı olan dpkg'nin kullanılmasının çokça konuşulduğu bu günlerde ne durumda olduğumuzu bir özetleyeyim istiyorum.

Debian en fazla paketi olan, en fazla çatallanan ve en geniş geliştirici kitlesine sahip dağıtımların en başında geliyor. Bunda bir şüphe yok. Pardus ise sadece sadece kendisinin kullandığı bir paket yönetim sistemi olan pisi'yi kullanıyor. Pisi de bir süredir geliştirilmiyor. İki paket yönetim sistemi pek çok açıdan karşılaştırılabilir ama onu başka bir yazıya bırakarak sıkça seslendirilen Debian konusundaki bilgi birikiminin Pardus'tan çok fazla olduğu söylemi için bir karşılaştırma kriteri sağlayabilmeye çalışacağım. Konu kullanmak değil, geliştirmek ve destek vermek olunca iki kriter var bu karşılaştırma için: geliştirici sayısı ve resmi danışman şirket sayısı.

Konu Pardus'un paket yönetim sistemine karar vermek olunca her iki dağıtımın da resmi deposuna yazma yetkisi olan resmi geliştiricileri karşılaştırmak gerekli. Kaba bir hesapla Pardus svn depolarına başlangıcından bu yana yazma yetkisi almış geliştirici sayısını 200 kabul edebiliriz. Sayının üç aşağı beş yukarı buralarda olduğunu biliyorum. Peki kaç Debian geliştiricisi var ülkemizde? Sadece iki (2). Bunlardan biri Samsun'da öğretim üyesi olan Recai Oktaş, diğeri Yeni Hayat Bilişim Teknolojilerinden Murat Demirten. Bütün dünyada 920 debian geliştiricisi var, bunların sadece 2'si Türkiyede.

Ülkemizde debian developer bolluğu olmadığını gördüğümüze göre bir de destek alınabilecek şirket sayısını karşılaştıralım. Pardus'un sitesinde Pardus Göç Ortakları olarak listelenen sekiz (8) firma mevcut. Debian'ın sitesinde Danışmanlar olarak listelenen firma sayısı ise dört (4). Hem Pardus göç ortağı hem de Debian danışmanı olan tek firma var.

Bu karşılaştırmadan açıkça görülebileceği gibi Pardus'un ve pisi'nin eleştirilebileceği çok alan mevcuttur ama bunlar Türkiye'de Debian'dan daha az geliştiricisinin olduğu veya resmi destek verebilen firma sayısının Debian'dan az olması değildir.

19 yorum:

  1. Debian'ı bilen insanları sadece resmi debian developer olarak hesap etmek biraz yanlış/eksik bilgi olmaz mı?

    Linux mint, ubuntu, debian vs gibi debian ailesi diyebileceğimiz dağıtımları kullanan bir topluluk var. Ve toplamda bu topluluğun sayısının pardus toplulugundan daha fazla olduğunu düşünüyorum.

    Ayrıca her pardus veya başka bir linux dağıtımı konusunda tecrübeli kişiler aynı zamanda bir debian tabanlı dağıtımın destekcisidir/geliştiricisidir. .Deb yapısına geçiş yazılımcılara paket yapma "zahmetinden" kurtarıp esas dağıtımı daha farklı kılacak özelliklere yoğunlaşmasını sağlayacaktır.

    .Deb para verip aldığımız, kapalı kod bir yapı değil. Bize tüm kaynaklarını cömertçe açmış bir yapıdır. Düşman olarak görmek yerine bize daha hızlı yol almamızı sağlayan araç olarak görmek daha doğru olacaktır.


    Pisi, Çomar gibi dağıtımların kesinlikle Türkiye'deki Ar-GE birikimini artırmaktadır. Ve bu tarz çalışmalar akademik ortamlarda yapılmalıdır. Fakat ticari hayatta böyle birşey yapmak bize yıllar kaybettirecektir. Daha hazır bir yapı kullanarak başta sunucu sistemleri olmak üzere kamudaki yurtdışına giden paraların azalması sağlanacaktır.

    Akademik olarak yapılan çalışmalarda ileride oluşturulacak yeni geliştirmeler için alt yapı hazırlayacaktır. Akademik ortam bir lab gibidir. Sıfırdan dağıtım yapılabilir. farklı paket yöneticileri geliştirilebilir. Hatta farklı bir kernel bile yapılabilir.
    Fakat sektör beklemez. Gavurların "time to market" dediği bir tanım var. Çok iyi bir ürün geliştirebilirsiniz ama pazara geç girdikten sonra o ürünün hiç bir hükmü yoktur.

    Bu yüzden TUBITAK sektörün ihtiyacını en acil şekilde karşılamak için hızlı şekilde stabil bir çözüm üretmeli. Anka vb topluluk ise son kullanıcıya hitap edecek geliştirme veya üniversitelerde açık kod ar-ge'si yapacak alt yapıyı kurmakla uğraşmalıdır diye düşünüyorum..


    Destekçi firmalara gelince. Pardus vs ne olursa olsun temelinde Linux var. Linux desteği verebilecek tüm firmalar mevcutta ne dağıtım kullanırlarsa kullansınlar çok kısa bir şekilde debian'a adapte olabilirler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tübitak + 2 firma parduste çalıştıramadıkları akıllı tahta yüzünden 7 senelik emek ve çalışmaya kıyılan bir olaydan sonra hala nasıl debian da parduste linux tabanlı aynı şey, debian firması ile pardus firması aynıdır(linux da birleşirler) diyebiliyorsunuz anlamış değilim.ayrıca debiandaki 30000 paket kullanış yönünden pisideki paket sayısıyla bence aynıdır.1 kilo erik ile 1 kilo şeftali gibi.sayı yönünden bakıldığında evet erik fazla görünüyor.debian pluglarını doldurmuş önüne ne geldiyse atmış.ayrıca hadi diyelim 30000 paketin hepside bizim için önemli, yararlı vs. bu paketleri pardus(debian tabanlı versiyon) de aynen nasıl çalıştırabileceksiniz.sonuçta yine elden geçecek yine ve son olarak paket yapma işinde de hadi siz haklısınız 30000 paketi aynen bastık.demişsinizki paketle uğraşılacak zaman arttı farklı yanlar çıkarmak için işletim sistemiyle uğraşılır demişsiniz.şimdi benim aklım karıştı.biz kendi pisi dosya sistemimizle farklı değilmiydik.diğer türlü sadece bir debian türü olmayacakmıyız.ayrıca yabancılar pardus kullanıyorsa en büyük etken pisi paket yapısıdır.herkes hepbir ağızdan dünya bizi dışladı.pisiyi kabul etmedi diyor.ben anlamıyorum.acaba biz dünyaya yeterince açıldıkmı?tubitak bu konuda nasıl bir politika izledi politikası varmıydı?bunlar sorgulanmadan sorun teknikmiş gibi .deb sloganları benim bu ülkedeki mühendislik alanına bakış açımı sarsıyor.

      Sil
    2. "debian firması ile pardus firması aynıdır(linux da birleşirler) diyebiliyorsunuz anlamış değilim."

      Hocam, debian bir firma değil. Debian tamamen gönüllüler tarafından geliştirilen ve tüm insanlığa sunulan bir linux dağıtımıdır. Şirket veya firma gibi bir olgu yoktur, tamamen bir gönüllülük hareketidir. Ve linux camiasında haklı bir saygılınlığı vardır. Bir çok dağıtım da debian temellidir.

      Sizin atladığınız olgu, GNU/Linux adlandırılan sistemin tam olarak ne olduğudur. Pisi bizim, deb onların gibi yaklaşım bu felsefeyle örtüşmüyor. Pisi de deb de bize tüm insanlığa ait ürünler.

      Sil
    3. adsız;
      çok yanlış anlamışsın. debian firması/pardus firmasından kasıt debian'a/pardus'a destek veren, bunlar üzerinden iş yapan firma demek.

      Sil
  2. Debian'ı bilmek elbette sadece debian developer olmakla sınırlı değil ama isletim sisteminin paket yöneticisini değiştirmek için hangi camianın daha büyük olduğuna bakmak manalı değil bence.

    Hem ben hiçbir zaman Debian'a tavır alır bir konumda olmadım. Benim dediğim ülkedeki debian know-how'ının pardus'tan fazla olmadığı. Hem sonuçta Linux olduğundan Debian desteği verebilen ama Pardus'ta aynı işi yapamayan bir firma düşünemiyorum ben. Paket kurmakla hangi iş bitiyor sanki? Kalanı zaten sistemle ilgili bilgiyi gerektiriyor, o da varsa var, yoksa yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam haklısınız belki ama tepenin birde görünmeyen tarafı var. 18 yıllık BT sektörü çalışanıyım. Herhangi bir yerde Linux kuracağım zaman Debian dağıtımını tercih ettim hep. Bu sadece benim için geçerli değil sesini duyurmamış henüz ortalarda dolanmamış bir çok bt sektörü çalışanı içinde bu geçerli nedenlerine gelince sosyal bir proje sağlam öğrenilmesi en kolay dağıtım bana göre. Kaynak çok fazla, paket depoları inanılmaz uluslararası dünyanın neresine giderseniz gidin mutlaka bir debian görürsünüz. Debian dağıtımında tüm sunucu görevlerini çalıştırıp bunları pardusta hiç yapmamış biri ben varım örneğin. Masaüstünde aynı şey geçerli değil ama yanlış yerden başlıyoruz maça önce sistem odalarını hedeflemeliyiz bilgi orada kullanıcılar zamanla hedef alınmalı.

      Sil
  3. Hocam TUBITAK ve Pardus topluluğu(kısaca PDK diyelim) arasındaki ayrılık gibi "gözüken" kısım sadece paket yöneticisi değil diye düşünüyorum. Bundan daha öte bir "odak/hedef" ayrımı var diyebilirim.

    En sonda yazmam gereken notu şimdi söylüyorum: TUBITAK sözcüsü değilim. Sadece çalıştay ortamında ve sonraki haber ve işlerden dolayı TUBITAK böyle düşünüyor diye kurgum var.

    Çalıştay'daki görüşmelerden anladığım şey şu:
    TUBITAK'ın kamudaki sunucu pazarını hedefliğini düşünüyorum. PKD ise en baştan beri masa üstünü hedefliyor ve bu hedefi değiştirmek gibi bir niyetleri yok(Bunu çalıştay'da bizzat kendileri söylediler ve her platformda da dile getiriyorlar.)

    PKD tarafı işte bu hedef yüzünden "masa üstü için hangi paket eksik ki diyor". Evet hedef masa üstü ise zaten çogu uygulamanın pisi paketi var. Farklı donanım mimari desteği(sparc,powerpc vs), sunucu donanımları desteği gibi konular masa üstü dağıtımı için öncelikli işler değil.

    TUBITAK için ise sunucu tarafı önemli görülüyor. Kamuda milyonlarda dolar harcanan yazılım projelerinin Linux ve açık kaynak koda yönlendirilmesi ile yurtdışına gidecek paranın azaltılması hedefleniyor. Milyonlarca dolar harcanan ticari veritabanlarının yerine PostgreSQL kullanıldığında, MS Exchange yerine açık kodlu bir e-posta sunucusu kullanıldığında on binlerce masa üstü yazılım lisans maliyetlerinden daha fazla kazanç elde edilecek.

    Böyle olunca Pardus'daki masa üstü için hazırlanan paketler yetersiz, farklı sunucu platformları desteği yok. Storage desteği belki hiç olmayacak vs..

    TUBITAK'ın sunucu tarafı hedefi var ise debian'da hiç bir değişiklik yapmasa bile hedefine ulaşabilir. Hem de sıfıra yakın bir ar-ge ile.


    Pardus Anka dağıtımına gelince bu dağıtımda kurumlardaki masa üstü ihtiyaçlarını giderecek yönde geliştirmelere devam edebilir. Diğer masa üstü hedefli dağıtımlar kadar iyi veya onlara yakın bir seviyeyi yakaladığında bence TUBITAK dönüp evet masa üstünde Pardus Anka, sunucu tarafında ise Pardus Sunucu dağıtımı kullanılmalı diyebilir.

    Sunucu ve masa üstü arasındaki iletişim TCP/IP üzerinden olacağı için kullanılan dağıtımın ve paket yöneticisinin hiç bir önemi kalmayacaktır.

    Uzun lafın kısası şunu anlatmaya çalıştım. Nasrettin hocanın dediği gibi "sen de haklısın, sende".
    Pardus Deb ve Pardus Anka birbirinin rakibi değil tamamlayıcısı olmalı. Forumlardaki gereksiz polemiklerden bir an önce çıkıp, Pardus sunucu sürümünü destekleyenler ve Anka masa üstünü destekleyenler kendine düşen görevi yapmak için kolları sıvamalıdır.


    Son not: Sen kim oluyorsunda tubitak ve anka'ya akıl veriyorsun diye düşünenler olabilir. Onlara sende haklısın burası özgür bir ülke der geçerim...

    İyi geceler.

    YanıtlaSil
  4. Bilmediğim için soruyorum: Türkiye'de kullanılan sunucuların yüzde kaçının platformu nedir? Farklı platform deniliyor da, ondan sordum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belirli bir ölçeğin üstündeki kamu,telekom ve finans kurumlarında intel tabanlı linux sunucuları daha bir kaç yıl önce yaygınlaşmaya başladı.

      Hala büyük bir çoğunluğunda Sun(oracle) sparc, HP itanium ve IBM power pc kullanılmaktadır.

      Sunucu tarafındaki intel platformlarının neredeyse %100 ü 64 bit işletim sistemi ile çalışmaktadır.


      Linux kullanılan kurumsal yerlerde ise tercih edilen
      dağıtım RedHat'dir. Bunun en büyük sebebi de arkasında ticari destek veren bir RedHat firması olmasıdır.


      Üretici desteğine ihtiyaç duymayan firmalarda ise(genelde hosting ve özel firmalarda) Centos ve Debian kullanılmaktadır. Yine bunlarda artık hep 64bit kurulmaktadır.

      Sil
  5. Hocam elma ile armutu karşılaştırmışsınız bence. Pisi'yi yapanlar Pisi'yi nekadar ileri götürebildiler ki, Türkiye'deki Debian geliştiricisini sayıyorsunuz? O kafayla gideceklerse RPM'e geçsinler, bakın ben varım. Bildiğim kadarıyla da Türkiye'de 100+ paket yöneten tek kişi de benim (ciddi yönetimden bahsediyorum, deposu ile birlikte).

    Ha bence proje tamamen kapansın, o ayrı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hangi elma ve armut bu? yazıda zaten pisi ve dpkg'nin yeterliliklerini karşılaştırmıyorum ki. Orada zaten dpkg'nin önde olduğunu düşünüyorum ben de.

      Memlekette kaç tane fedora veya opensuse developer var onun için bir link varsa ver ona da bakalım. Ama bence bunu kriter alıp bir dağıtımın paketleme sistemini değiştirmek mantıklı değil.

      Sil
    2. Programlama bilmeyen adam paket yapabildi, DEB için aynısını söyleyemiyoruz. Hadi hatrın için RPM diyelim, e senden başka kaç kişi var Devrim hocam?

      Sen 100 paket daha yapmadığına göre, sende bitmiyor olay.

      Mac OS X'de de Homebrew var mesela, iyi ki RPM ve DEB cok ileri iken buna ne gerek var dememiş Max Howell. Paket yapmak, kurmak acayip kolay. Pisi ile ortak yönü de bu, paket yapımının kolay olması. İleri olması değil.

      Laf sokma niyetinde değilim vallahi, sevgiler.

      Sil
  6. Merhaba,

    Yanlış bakış açısı, hala bir dağıtımın yerel bazda geliştirici ekibine bağlı olması gerektiği düşüncesi. Eğer geliştirici ekibinizi, katkı sağlayıcı kitlenizi uluslararası bir düzleme çekmezseniz "yeni" projenin sonu ilk günden bugünkü ile aynı olacaktır.
    Bunun dışında debian tabanlı bir dağıtım yaptığınızda "ister istemez" ubuntu gibi bir camianın da içine girilecektir. Bence, bir dağıtırım nasıl geliştirilmeli sorusunun cevabı için en güzel cevap Ubuntu / Canonical deneyimi olacaktır. Sadece üretim/geliştirme süreçleri değil, donanım ve OEM üreticiler ile giriştikleri işbirlikleri de sanki doğru yolu gösteriyor.

    Selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorunlar yerel olunca, çözecek insanların da yerel olması, en azından o yerelin sorunlarını tanıması gerekiyor.

      I-İ sorununu yabancı geliştiricilere anlatmada ve kısa zamanda çözüm beklemede başarılar. Son baktığımda hata raporları "uluslararası" dağıtımlarda hala tartışılıyordu, ama Pardus'ta o hatalar çoktan çözülmüştü.

      Sil
  7. Dağıtım geliştirme de ticari olarak RedHat daha başarılı bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. RedHat kurumsal desteği olan Linux'ler arasında açık ara ile lider. Fakat ticari bir firma olduğu için ileride neler yapacağı kestirilemez. Daha öncesinde çekirdek kodları ile kendi yamalarını ayrı dağıtan Redhat, En son sürümlerinde çekirdeğin kodlarını yamalar dahil olarak verdi. Bu şekilde oracle/centos gibi türevlerine buyur pirincin taşını sen ayıkla mesajı verdi.

      Debian ise firma bağımsız bir dağıtım olduğu için yeni bir dağıtım için en uygun adaydır.

      Sil
  8. ben pardus'un deb kullanmasına cünkü bütün linuxlar deb kullanırsa linuxun windowsdan farkı kalmaz ben son kullanıcıyım ama son kullanıcı olmam bile windowsta bir şifre kırmak cok kolay bir programla hallediyorsun her linux deb kulanırsa linux da aynı olur virüs ve güvenlik kalmaz

    YanıtlaSil
  9. 5 yıldır Ubuntu kullanıyorum. Sanırım 2 kez Pardus kurdum ve doğrudan sildim. Depoda olmayan bir programı kurmak insanı çileden çıkartıyor. Yok o komut bu komut uğraş dur. Pardusun yıllardır yapması gereken ancak şimdi gerçekleşiyor. Başlangıçta DEB paket sistemini kullansaydı, şuan çok çok üst sıralarda kendi yerini bulacaktı. Hem verilen bu kadar emeğe yazık oldu, hemde zamkanında verilmeyen kararlar şimdi bir ton zarara neden oldu. Pardusun Debian tabanlı olmasına tam destek veriyorum. Pardusun yeni hali ile kullanılır bir hale geleceğine inanıyorum.

    YanıtlaSil

izlediklerimden öğrendiğim bir şeyler var

İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...