Üniversiteye kadar verilen eğitimle ilgili söylenecek çok şey var, onları ayrıca yazacağım ama bu yazıda üniversitede derslerde başarılı olmanın bir önemi var mı konusunda iki çift laf edeyim istiyorum.
İlk ve orta öğretimde olduğu gibi üniversitede de ders çalışmak, derslerden yüksek not almak bazıları tarafından bir zayıflık göstergesi olarak algılanıyor. Sanki derslerine çalışan öğrenci mühendislikle iglili öğrenilecek onca şeyin yerine 'bir işe yaramayan' derslerle vakit kaybediyormuş gibi düşünülüyor. Hele bir de Gates ve Jobs gibi iki çok ünlü ve zengin bilgisayar ikonunun üniversite diplomasının bile olmaması derslerin ve onlarda başarılı olmanın önemini daha da düşürüyor öğrencilerin gözünde.
İşin doğrusu lisans eğitiminde verilen derslerin hepsine meslek hayatında ihtiyaç duyulmasının imkanı yok. Bu nedenle bazılarında başarılı olunmaması çok da dert edilmeyebilir. Ama bunu sadece bir kaç derste başarılı olup gerisini sadece geçmek yeterliymiş gibi anlamamak gerekir. İleride ne konuda çalışacağınızı lisanstaki dersleri alırken belirleyemeyeceğiniz gibi hayatın sizi nerelere sürükleyeceğini de bilemezsiniz. Bazı dersleri 'sallamak' ileride pişmanlıklara yol açabilir.
Ben 12 yıllık tecrübemle şu istatistikleri verebilirim: derslerinde çok başarılı olanlar yüksek oranda meslek hayatlarında da çok başarılı oldular. Bunun çok az istisnasını gördüm ben. Çok eski yıllardan birinde Telekom'un düzenlediği bir etkinlikte söz alırken kendini 'dönem birincisi' diye tanıtan bir gerzek de gördüm ama bir daha onun gibisini görmedim. Özetle lisedeki okul birincilerinin üniversitede bir yere girememeleri durumu lisansta sık rastlanılan bir şey değil.
Öğrencilerin çoğunluğunu oluşturan derslerde çok yüksek notlar almayan ama geçip kalma problemi de yaşamayan büyük çoğunluk içinden meslek hayatında çok başarılı olanların oranı yukarıdaki gruptakinden daha az oldu ama ihmal edilemeyecek kadar oldu. Bu büyük çoğunluk iş hayatındaki büyük çoğunluğu oluşturuyor benim görebildiğim kadarıyla.
Dersleri berbat olan, okulu zar zor bitirebilen öğrenciler arasından çıkan süpermenlerin sayısı 12 yılda 5'i geçmez. En çok özenilen grup bu olmasına rağmen buradan başarılı bir meslek hayatına ulaşmak oldukça düşük bir ihtimal.
Son söz: evet önemli.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
izlediklerimden öğrendiğim bir şeyler var
İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...
-
Bu yıl kabul edilen bizim çocuklar: Ahmet Göksu - Native Graphics Backend for FreeType Demos on macOS Ali Haydar - Implementation of a g-k ...
-
İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...
-
Bu yıl kabul edilen bizim çocuklar: Bora Sabuncu - Remote Control Emre Çelikten - Web Data Collection for Language Modeling Gökçen Eras...
benim deneyimim sizin kadar yok ama düşüncelerinize katılıyorum :) blogumdada bunu anlatmaya çalıştım ama ne derece başarılı olabildim bilmiyorum.
YanıtlaSilhttp://ozanuzer.com/?p=348
Kesinlikle katılıyorum. Ayrıca Gates ve Jobs'ın gerçekleştikleri şey o döneme ilişkin bir fırsatı değerlendirmekti. Bunu gerçekleştirmek için üniversitede vakit harcayamazlardı. Kendileri zaten sıradan bir insanın üniversitede öğrenebileceği bilgi birikimine sahiplerdi.
YanıtlaSilÜniversitede başarının disiplinli çalışmaktan geçtiği inancındayım. Zeka bile bazı durumlarda başarının belirlenmesinde ikinci planda kalabiliyor. Eğitim sırasında edinilen disiplin iş hayatında da ister istemez sürüyor. Bu da beraberinde mesleki başarıyı getiriyor.
Milli Eğitim sisteminin rezilliğini ise ayrıca tartışmak gerekir diye düşünüyorum.
Serbest cagrisim - http://enisden.wordpress.com/2012/01/03/calismak-oldurur-mu/
YanıtlaSilyani biz okulu uzatanlara (süpermenler..) okulu bırakın iş bulamazsınız, sizin için ümit yok mu diyorsunuz?
YanıtlaSil