Çanakkale'de süper bir şey yapıyoruz diyerek (yıllar yıllar önce) su sayaçlarımızı değiştirdiler. Eski su sayaçlarını kullanırken ayda bir, iki ayda bir faturası gelirdi öderdik. Geç yatırırsak zam filan da olurdu ama kimsenin evinin suyunu kesmezlerdi/kesemezlerdi su parasını yatırmadın diye. Sonuçta yaşam için temel ihtiyaç olduğundan bir evin suyu borcundan ötürü kesilmezdi.
Çanakkale Belediyesi bu suyu kesememe sorununa akıllı sayaç dedikleri sistemle çözüm bulmuş oldu. Kartla yapılan her şeyi akıllı sanan bir zihniyetten olduklarından ön ödemeli sayacın adı da akıllı sayaç. Akıllı sayaçla suyu peşin alıyorsunuz, aldığınız su bitince otomatik olarak kesiliyor. Bu iş otomatik yapıldığından sanki belediyenin suyu kesmesi gibi bir şey olmuyormuş algısı yaratılmaya çalışılıyor ama sonuçta suyunuz kesiliyor. Su kesilince elinizdeki "akıllı kart"a 1 ton su borçlanabiliyorsunuz. O da size 2 gün yetiyor. Peki ya sonrası? Kimse bana suyun parasını peşin vermekle sonradan vermek arasında ne fark var demesin. İnternetten alamıyorum illa şubeye gitmem gerekiyor gibi itirazları geçsek bile peşin vermeniz gerektiğinde cebinizde para yoksa su da yok. Telefon, elektirik filan değil; SU diyorum SU. Parasını vermeyen telefon hizmetinden faydalanmayıversin diyebilirsiniz ama evinde su da akmasın mı?
Bir saçmalık uzun süre yapılınca onu sanki mantıklıymış gibi düşüyoruz. Suyun evlere satılması da böyle. Bina yapılırken belediye zaten bağlantı parası adı altında altyapı maaliyetini fazlasıyla alıyor ev sahibinden. Su belediyenin ürettiği, satın aldığı bir şey de değil. Sistemin bakım maaliyeti ve arıtma için de vergi vermiyor muyuz zaten? En temel yaşam gereksinimi olan suyu satıp para kazanmayı hedefleyen belediyelerden nefret ediyorum.
Sene 2011, Çanakkale'de parası olmayanın evinde su akmıyor ve bundan utanan kimse yok.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
izlediklerimden öğrendiğim bir şeyler var
İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...
-
Bu yıl kabul edilen bizim çocuklar: Ahmet Göksu - Native Graphics Backend for FreeType Demos on macOS Ali Haydar - Implementation of a g-k ...
-
İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...
-
Bu yıl kabul edilen bizim çocuklar: Bora Sabuncu - Remote Control Emre Çelikten - Web Data Collection for Language Modeling Gökçen Eras...
Ayni sekilde dun otobuse binerken bunu dusundum. Zaten odedigim vergi ile aldigim otobuse binebilmek icin, uzerine para vermem gerekiyor, param yoksa binemiyorum.
YanıtlaSilDBir grubun toplanip hayatlarini kolaylastirmak icin bir takim kurallar koymasi normal. Ancak kurallarin arac olmaktan cikip amac haline gelmesi ve bunun zamanla normallesmesi cok enteresan.
sonunda bırısı hıslerıme tercuman olmus!!! canakkaleliyim ama orda otururken bu uygulamaya denk gelmedim. simdi bodrumda oturuyorum. aynı bela burda basımda.
YanıtlaSiluniv yillarimin sonlarina rast gelmisti bu uygulama cebinde parasi o gun icinde olsa olmayan arkkadaslarim vardi neyseki aramizda halletmistik ama bunu halledemeyenlerde olabilir sonucta sacma bir uygulama bence
YanıtlaSilÇanakkale de TEKELCİLİK devam ettiği sürece Çanakkale insanı buba mahkum.
YanıtlaSil