Yaklaşık bir buçuk ay kadar önce bilgisayar mühendisliği bölümünden 4 ikinci sınıf öğrencim Bilgi İşlem'deki ofise gelip "biz birşeyler yapmak istiyoruz" dediler. Bu yıl ÇoMaK ile çok zamanımın gideceğini bildiğimden ve ekip çok kalabalık (>10) olduğundan işin doğrusu bu 4 öğrenciye yeterli vakti ayıramayacağıma üzüldüm. Hem ikinci sınıf öğrencisi sadece bir yıl eğitim aldığından çok şey de bilmiyor oluyor genelde. Aynı ilgi alanında çalışan daha fazla kişi olsak tabi daha fazla öğrenciyle ilgilenmek imkanı olurdu (mezun olup giden arkadaşların kulakları çınlasın).
Gauss'un öğretmeninin yaptığı gibi olmasa da bir süre üzerinde çalışacakları ve bu süreçte çok şey öğreneceklerini düşündüğüm bir konu ve kaynaklar verdim ve soracakları şeyler olduğunda tekrar gelmelerini söyledim. Eğer bu konudan yılmadan çalışıp tekrar gelirlerse onlarla ilgilenmek için de vakit ayırmaya çalışırım diye düşündüm.
Aradan geçen bir iki haftanın sonunda ikisi çıktı geldi: Ahmet Can Kepenek ve Serhat Rıfat Demircan. Ben takıldıkları bir yer olduğunundan ve onu danışmaya geldiklerinden çok eminken "tamam bitirdik" diyerek hem beni hem de ÇoMaK ekibini çok şaşırttılar.
Neyse lafı uzatmayayım; çalışmalarının sonuçlarından birini Webmin'in 1.540 sürümünde Pardus desteği bulunmasıyla hep birlikte göreceğiz. Jamie Cameron'a gönderilen yamadan sonra şimdi de pisi paketi yapımına çalışıp 3 yıllık bir hatayı kapatacaklar.
Afferin size çocuklar.
24 Aralık 2010 Cuma
22 Aralık 2010 Çarşamba
ÇoMaK proje takvimi
Pardus Çoklu Masaüstü Kurulumu Projesinde bir takvim üzerinden gidebileceğimiz bir aşamaya geldik. Çalışanlar öğrenci olduklarından, sınav takvimleri, şubat tatili, Akademik Bilişim gibi çalışmaya ara verilecek dönemleri de dikkate aldık. Mümkün olduğunca uymaya çalışacağımız takvimimiz şöyle:
Artık bunu herkese söylediğimize göre daha fazla çalışmak lazım arkadaşlar ;)
- 27 Ocak 2011: Pardus 2011'in KDE harici bir masaüstü ortamıyla kurulumunu yapabilen bir Pardus 2011 sürümü (BETA).
- 14 Şubat 2011: KDE içermeyen ve Pardus teknolojilerinin düzgün çalıştığı bir Pardus 2011 sürümü (BETA).
- 19 Haziran 2011: gnome, enlightenment, xfce, lxde ve fluxbox masaüstleriyle kurulabilen ve tüm Pardus teknolojilerinin KDE'deki gibi çalıştığı bir Pardus 2011 sürümü.
Artık bunu herkese söylediğimize göre daha fazla çalışmak lazım arkadaşlar ;)
14 Aralık 2010 Salı
İlk ÇoMaK toplantısı Gebze'de yapıldı
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da üzerinde çalışacağımız proje belli olduktan sonra bir süre ön hazırlıklarımızı yaptık ve ardından Pardus ekibiyle ilk toplantımızı yaptık. Yapılan bu ilk toplantının ne kadar işe yaradığını geçen yıldan bildiğimden yolculuk için hiç de uygun olmamama rağmen 13 kişilik bir ekiple Gebzeye gittik. Aydan, Merve ve Özge bloglarında yazmışlar ama ben de bir kaç notumu yazayım istiyorum:
- Burak Çalışkan toplantıya katılamadı.
- Pardus ekibinden arkadaşları, öğrencilerimi ve ekibe yeni katılan geliştiricileri görmek güzeldi.
- Benim çocuklar geçen yıl olduğu gibi pek suskundular ;)
- Çalışmalarda ekibin paketlemeyle ilgilenecekler ve Pardus teknolojileriyle ilgilenecekler olarak ikiye ayrılmasının iyi olacağına karar verdik. Elbette herkes diğerlerinin yaptığı işi de öğrenmek durumunda olacak ama bu ayrım da çalışmalara hız katacak.
- KDE dışındaki masaüstlerinde Pardus teknolojilerinin çalışabilmesi için KDE bağımlılıklarından arındırılıp Qt ile yazılmalarına karar verdik. Yapacağımız çalışmalar daha sonra GTK ile çalışma yapılmasına da olanak sağlayacak. Neden Qt? sorusunun cevabını daha ayrıntılı yazacağız.
- Projenin ilk ürünlerinden birinin KDE'den başka bir masaüstüyle kurulabilen bir Pardus olması yine alınan kararlardan biri oldu.
- Pardus ekibi projeyle ilgili bir liste açtı. Projeyle ilgili bütün yazışmalar buradan takip edilebilecek.
- Önümüzdeki hafta başında bir proje takvimi duyurmayı umut ediyoruz.
- Sağlık problemlerim nedeniyle ben Cuma akşam Çanakkale'ye geri döndüm ama İstanbul'da kalan büyük çoğunluk Cumartesi günü Artistanbul ofisini ziyaret etti. Benim de merak ettiğim bir röportaj yapılmış kendileriyle. Önümüzdeki hafta Ajans Pardus'ta dinleyeceğiz artık.
13 Aralık 2010 Pazartesi
Çanakkale - İstanbul arası Metro Turizm Yolculuğu
Perşembeyi Cumaya bağlayan gece 12 öğrencimle birlikte Çanakkale'den İstanbul'a gitmek üzere Metro Turizm'in bir otobüsüne bindik. Metro benim daha önce çok mecbur kalmadıkça tercih etmediğim bir firmadır. En son ne zaman kullandığımı bile hatırlamıyorum. Bu sefer biletleri de ben almadığımdan tercih konusunda bir etkim de olmadı.
Yolculuk bindiğimiz otobüsün iki katlı olduğundan oldukça basık tabanlı bir araçla başladı. Bu devirde böyle otobüs kaldı mı bilemiyorum. Oldukça yorgun ve hasta olduğumdan sabah Esenler otogarına gelene kadar uyudum. Yolculuk 5 saat sürmesi gerekirken 6 saatten fazla sürdü. Biz Esenler'de değil Samandıra'da inecektik. Bizi yandaki otobüsün Samandıra'ya gideceğini söyleyerek bulunduğumuz araçtan indirdiler, yandakine geçtik. Az sonra bindiğimiz otobüsün şoförü Sinop'a gideceğini söyleyerek bir otobüs dolusu insana neden bu araca bindiğini sordu. Bir sürü tartışmanın ardından giden yolcu peronuna çıkıp Sinop yolcularını aldı. Tabi bizlerin oturduğu yerlerin biletleri Sinop yolcuları için de kesilmişti. Sonunda yola çıkabildik ama bu sefer de Samandıra yerine Dudullu'da indirildik ve bir servis ayarlanacağı söylendi. Velhasıl varacağımız yere 2.5 saatten fazla bir gecikmeyle ve sinir bozukluğuyla ulaşabildik.
Metro Turizm'den bilet almadan önce 42 kere düşünün.
Yolculuk bindiğimiz otobüsün iki katlı olduğundan oldukça basık tabanlı bir araçla başladı. Bu devirde böyle otobüs kaldı mı bilemiyorum. Oldukça yorgun ve hasta olduğumdan sabah Esenler otogarına gelene kadar uyudum. Yolculuk 5 saat sürmesi gerekirken 6 saatten fazla sürdü. Biz Esenler'de değil Samandıra'da inecektik. Bizi yandaki otobüsün Samandıra'ya gideceğini söyleyerek bulunduğumuz araçtan indirdiler, yandakine geçtik. Az sonra bindiğimiz otobüsün şoförü Sinop'a gideceğini söyleyerek bir otobüs dolusu insana neden bu araca bindiğini sordu. Bir sürü tartışmanın ardından giden yolcu peronuna çıkıp Sinop yolcularını aldı. Tabi bizlerin oturduğu yerlerin biletleri Sinop yolcuları için de kesilmişti. Sonunda yola çıkabildik ama bu sefer de Samandıra yerine Dudullu'da indirildik ve bir servis ayarlanacağı söylendi. Velhasıl varacağımız yere 2.5 saatten fazla bir gecikmeyle ve sinir bozukluğuyla ulaşabildik.
Metro Turizm'den bilet almadan önce 42 kere düşünün.
8 Aralık 2010 Çarşamba
Kamu Kurum ve Kuruluşları için IPv6’ya Geçiş Planı
Kaç zamandır IPv4 adresleri bitiyor diye yazıyor ve deniz tükeniyor ipv6 konusunda çalışmak lazım diyordum. Benim de yürütücülerinden biri olduğum Ulusal IPv6 Protokol Altyapısı Tasarımı ve Geçişi Projesi kapsamında yürütülen çalışmaların sonuçlarından biri olarak bugün Kamu Kurum ve Kuruluşları için IPv6’ya Geçiş Planı genelgesi yayınlandı. Oldukça kısa ve bağlayıcılığı yüksek bu metni herkesin okumasını öneriyorum.
Son maddesini buraya kopyalayayım:
Kamu kurum ve kuruluşları en geç 31 Ağustos 2013 tarihine kadar internet üzerinden verdikleri kamuya açık tüm hizmetleri IPv6’yı destekler hale getireceklerdir.
Son maddesini buraya kopyalayayım:
Kamu kurum ve kuruluşları en geç 31 Ağustos 2013 tarihine kadar internet üzerinden verdikleri kamuya açık tüm hizmetleri IPv6’yı destekler hale getireceklerdir.
1 Aralık 2010 Çarşamba
5/8, 23/8, 37/8 ve 100/8 de kullanıma açıldı
12 Kasım 2010 Cuma
105/8 kullanıma açıldı
Bugün 105/8 blogu AfriNIC için kullanıma açıldı. Kısa bir süre sonra APNIC ve RIPE için ikişer adet blogun daha kullanıma açılacağı konuşuluyor.
1 Kasım 2010 Pazartesi
Pardus'ta Masaüstleri ne durumda?
ÇoMaK hakkında ilk duyuruyu yaptıktan sonra masaüstü ortamlarının Pardus'taki mevcut durumlarını çıkarmakta fayda var diye düşünüyorum. Aşağıda her birine ayrı ayrı bakıldığında tümünün bir şekilde Pardus'ta kullanılabildiği görülecek. Zaten bu proje ile hedeflenen masaüstü ortamlarının paketlenmesinden çok (elbette gerektiği durumlarda o da yapılacak ama) Pardus teknolojilerinin KDE dışındaki masaüstü ortamlarında da verimli bir şekilde kullanılabilmesi. Şimdi bakalım hangi masaüstü ortamında neredeyiz.
Pardus ilk sürümünden itibaren bir KDE dağıtımı olduğundan KDE'nin Pardus üzerinde oldukça başarılı çalıştığı söylenebilir. En iyi KDE4 dağıtımı olduğu yönündeki yazıları siz de okumuşsunuzdur. KDE paketleri son sürümde tutuluyor, sıkça güncelleniyor. Pardus teknolojileri sıkça KDE araç ve kitaplıklarını kullanıyor. Geliştiricilerden Gökçen Eraslan ve Gökmen Göksel aynı zamanda KDE geliştiricisi. Tam zamanlı Pardus geliştiricisi olarak çalışanlar arasında neredeyse her dönem KDE geliştiricisi olanlar bulunması Pardus'un çok başarılı bir KDE dağıtımı olmasında önemli bir etken.
En fazla tercih edilen iki büyük masaüstünden biri olan Gnome için Pardus paketleri depolarda bulunmuyor olmasına rağmen özgür yazılımın güzel taraflarından biri olarak gönüllüler tarafından bağımsız olarak paketleniyor ve kullanılıyor. Dönem dönem farklı kişi ve gruplar tarafından başlatılan Pardus üzerinde Gnome çalıştırma projelerinden en uzun soluklu olanlı bir Pardus geliştiricisi olan Burak Çalışkan'ın tek başına sürdürdüğü projedir. Gnome masaüstü ortamı depolarda bulunmasa bile bir çok Gnome/GTK kitaplığı ve aracı depolarda mevcut.
Enlightenment Pardus'un KDE'den sonra kararlı depolarına aldığı ikinci masaüstü ortamıdır. H. İbrahim Güngör tarafından paketlenen Enlightenment çok hızlı ve hafif olduğu için cep telefonu gibi mobil cihazlarda dahi kullanılabilmektedir. Bir çok büyük Linux dağıtımında paketleri bulunuyor.
Son derece sadece ve hızlı bir masaüstü ortamı olan XFCE Pardus Katkı deposunda bulunuyor. Paketlerin önemli bir kısmı Gökmen Görgen, kalanı ise Mete Bilgin tarafından sürdürülüyor. Kurulup kullanılabilmesi için katkı deposunu paket yöneticisine eklenmesi yeterli.
LXDE de pek çok seveni bulunan masaüstü ortamlarından biri. Cihan Okyay tarafından katkı deposuna kısıtlı sayıda paketi alınmış olan LXDE'nin diğer bileşenleri review sürecini bekliyorlar. LXDE bileşeninin bakıcılığını ben yapıyorum. Kurulup kullanılabilmesi için katkı deposunu paket yöneticisine eklenmesi yeterli.
Fluxbox, Pardus Katkı deposunda bulunan son pencere yöneticisi. Kısıtlı donanım kaynağı olan bilgisayarlarda kullanılabilecek Fluxbox'ın yeni bakıcısı Mesutcan Kurt. Kurulup kullanılabilmesi için katkı deposunu paket yöneticisine eklenmesi yeterli.
27 Ekim 2010 Çarşamba
Pardus Çoklu Masaüstü Kurulumu (ÇoMaK) Projesi
Bu yılın projesi: ÇoMaK (ÇOklu MAsaüstü Kurulumu)
Malumunuz olduğu üzere Pardus masaüstü ortamı olarak KDE ile birlikte geliyor. Kendi geliştirdiği teknolojiler de büyük oranda KDE'ye bağımlı. Bir dağıtımı diğerlerinden ayıran özelliklerin başında dağıtımın geliştirdiği teknolojiler geldiğinden Pardus üzerinde diğer masaüstlerinin kurulup çalıştırılabilir olması kullanıcılar için yeterli olmamaktadır.
KDE masaüstü ortamı Linux kullanıcıları arasında oldukça yaygın olarak kullanılsa bile gerek beğenilere, gerekse daha az fonksiyonel olmalarına rağmen daha az donanım kaynağı gerektirdikleri için tercih edilen başka masaüstleri de bulunmaktadır. Gnome, Enlightenment, Xfce, fluxbox ve LXDE masaüstü ortamları hali hazırda resmi veya gayrı resmi depoları kullanarak Pardus üzerine kurulabiliyor olmalarına rağmen Pardus'un geliştirdiği teknolojileri kurmak için bu masaüstlerinin yanında çok fazla bağımlılık kurulması gerekmektedir. İlave paketlerin kurulması çoğu durumda kullanılan masaüstünü amacından uzaklaştırmakta, bazı durumlarda ise KDE için çalışan özellikler diğer masaüstlerinde çalışmamaktadır.
ÇoMaK Pardus'un KDE haricindeki masaüstleri ile de KDE ile birlikte çalıştığı gibi çalışmasını sağlamayı hedeflemektedir. Bunun için Pardus depolarında olmayan masaüstlerini depoya almak ve Pardus teknolojilerini KDE bağımsız hale getirmek gerekiyor. Yapılacak çok iş olduğunun farkındayız ama çalışacak ekip de geçen yıla göre hayli kalabalık.
Geçen yıl üzerinde çalıştığımız 64bit projesinden aldığımız cesaretle bu yıl da ÇoMaK projesini yapalım dediğimizde Pardus ekibinden geçen yıl olduğu gibi olumlu cevap alınca çalışmaya başladık bile. Çomak da bir yıl sürmesini planladığımız bir proje olarak TÜBİTAK ve ÇOMÜ arasında bir protokole bağlanarak sürdürülecek ve sonuçlarının Pardus'a dahil edilmesi hedeflenecek.
Projede çalışacak Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi tayfası:
Kısa bir süre sonra bir proje takvimiyle görüşmek üzere...
Malumunuz olduğu üzere Pardus masaüstü ortamı olarak KDE ile birlikte geliyor. Kendi geliştirdiği teknolojiler de büyük oranda KDE'ye bağımlı. Bir dağıtımı diğerlerinden ayıran özelliklerin başında dağıtımın geliştirdiği teknolojiler geldiğinden Pardus üzerinde diğer masaüstlerinin kurulup çalıştırılabilir olması kullanıcılar için yeterli olmamaktadır.
KDE masaüstü ortamı Linux kullanıcıları arasında oldukça yaygın olarak kullanılsa bile gerek beğenilere, gerekse daha az fonksiyonel olmalarına rağmen daha az donanım kaynağı gerektirdikleri için tercih edilen başka masaüstleri de bulunmaktadır. Gnome, Enlightenment, Xfce, fluxbox ve LXDE masaüstü ortamları hali hazırda resmi veya gayrı resmi depoları kullanarak Pardus üzerine kurulabiliyor olmalarına rağmen Pardus'un geliştirdiği teknolojileri kurmak için bu masaüstlerinin yanında çok fazla bağımlılık kurulması gerekmektedir. İlave paketlerin kurulması çoğu durumda kullanılan masaüstünü amacından uzaklaştırmakta, bazı durumlarda ise KDE için çalışan özellikler diğer masaüstlerinde çalışmamaktadır.
ÇoMaK Pardus'un KDE haricindeki masaüstleri ile de KDE ile birlikte çalıştığı gibi çalışmasını sağlamayı hedeflemektedir. Bunun için Pardus depolarında olmayan masaüstlerini depoya almak ve Pardus teknolojilerini KDE bağımsız hale getirmek gerekiyor. Yapılacak çok iş olduğunun farkındayız ama çalışacak ekip de geçen yıla göre hayli kalabalık.
Geçen yıl üzerinde çalıştığımız 64bit projesinden aldığımız cesaretle bu yıl da ÇoMaK projesini yapalım dediğimizde Pardus ekibinden geçen yıl olduğu gibi olumlu cevap alınca çalışmaya başladık bile. Çomak da bir yıl sürmesini planladığımız bir proje olarak TÜBİTAK ve ÇOMÜ arasında bir protokole bağlanarak sürdürülecek ve sonuçlarının Pardus'a dahil edilmesi hedeflenecek.
Projede çalışacak Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi tayfası:
- Kaan Özdinçer (Bilgisayar Mühendisi)
- Aydan Taşdemir (4. sınıf öğrencisi)
- Merve Yüzbaşıoğlu (4. sınıf öğrencisi)
- Mehmet Zahit Şamat (4. sınıf öğrencisi)
- M. Sertaç Türkel (4. sınıf öğrencisi)
- Gökhan Akgün (4. sınıf öğrencisi)
- Özge Barbaros (4. sınıf öğrencisi)
- Tayfur Yılmaz (4. sınıf öğrencisi)
- Alper Tekinalp (4. sınıf öğrencisi)
- Orçun Avşar (4. sınıf öğrencisi)
- Engin Manap (3. sınıf öğrencisi)
- Mesutcan Kurt (3. sınıf öğrencisi)
- Mehtap Gündoğan (2. sınıf öğrencisi)
Kısa bir süre sonra bir proje takvimiyle görüşmek üzere...
18 Ekim 2010 Pazartesi
17 Ekim 2010 Pazar
e-kitaplar neden bu kadar pahalı?
Hazır e-kitap okuyabileceğim bir iki tablet almışken sağdan soldan e-kitaplar da satın alayım diyorum (para harcamaya çok meraklıyımdır). Memlekette her şey çok pahalı olduğundan e-kitabın da biraz pahalı olmasını bekliyordum ama fiyatlar gerçekten çok yüksek.
Örneğin; müthiş bir yazar olan Selçuk Baran'ın (henüz okumamış olanlar için "Bir Solgun Adam" romanını tavsiye deyim) hikayelerinin bir araya getirildiği bir kitap olan Ceviz Ağacına Kar Yağdı'nın fiyatlarına bakalım. Bildiğimiz basılı hali 28TL. Basılı olanda ağaçlar kesilmiş kağıt yapılmış, mürekkep kullanılmış, baskıya dizgiye birileri uğraşmış, ciltleme için çalışılmış, dağıtım ve satış yapan birileri de bundan para kazanıyorlar.
Mantıken ciltlenmiş bir kitabın satılması için mutlaka hazırlanması gereken elektronik halinin çok çok daha ucuza satılması gerektiğini düşünüyor insan. Amma, lakin ki, öyle değildir ;) İdeefix'ten satılan e-kitabın fiyatı inanmazsınız ama 14TL. Halbuki 14 tanesi 1TL olmalı e-kitabın. Nedir bunun maliyeti anlamak mümkün değil. Birazcık pazarlama bilen birinin bunlara fiyatlama konusunda akıl vermesi lazım. Arkadaşım vatandaş bu kadar da keriz yerine konmamalı demeli biri.
Hadi açık olmalı, özgür olmalı da demiyorum ama az biraz insaf olmalı.
Kitabı satın aldıktan sonra not: idefix satın aldığınız e-kitabı okumanız için bir Adobe uygulaması kurmanız gerektiğini söylüyor. Tahmin edeceğiniz gibi bu program Linux'a kurulmuyor. Programı kuramıyorsanız indirin diyor. Firefox acayip bir dosya indiriyor, Safari ile indirilemiyor (ipad yolu kapanıyor böylece). Kindle'ın browser'ı ile indirmek mümkün değil. Yarın maceraya devam...
Örneğin; müthiş bir yazar olan Selçuk Baran'ın (henüz okumamış olanlar için "Bir Solgun Adam" romanını tavsiye deyim) hikayelerinin bir araya getirildiği bir kitap olan Ceviz Ağacına Kar Yağdı'nın fiyatlarına bakalım. Bildiğimiz basılı hali 28TL. Basılı olanda ağaçlar kesilmiş kağıt yapılmış, mürekkep kullanılmış, baskıya dizgiye birileri uğraşmış, ciltleme için çalışılmış, dağıtım ve satış yapan birileri de bundan para kazanıyorlar.
Mantıken ciltlenmiş bir kitabın satılması için mutlaka hazırlanması gereken elektronik halinin çok çok daha ucuza satılması gerektiğini düşünüyor insan. Amma, lakin ki, öyle değildir ;) İdeefix'ten satılan e-kitabın fiyatı inanmazsınız ama 14TL. Halbuki 14 tanesi 1TL olmalı e-kitabın. Nedir bunun maliyeti anlamak mümkün değil. Birazcık pazarlama bilen birinin bunlara fiyatlama konusunda akıl vermesi lazım. Arkadaşım vatandaş bu kadar da keriz yerine konmamalı demeli biri.
Hadi açık olmalı, özgür olmalı da demiyorum ama az biraz insaf olmalı.
Kitabı satın aldıktan sonra not: idefix satın aldığınız e-kitabı okumanız için bir Adobe uygulaması kurmanız gerektiğini söylüyor. Tahmin edeceğiniz gibi bu program Linux'a kurulmuyor. Programı kuramıyorsanız indirin diyor. Firefox acayip bir dosya indiriyor, Safari ile indirilemiyor (ipad yolu kapanıyor böylece). Kindle'ın browser'ı ile indirmek mümkün değil. Yarın maceraya devam...
13 Ekim 2010 Çarşamba
Kindle mı Ipad mi?
- Çok güzel bir dokunmatik ekranı var. Çizilmiyor, leke tutmuyor. Iphone kullanmamış birini kesinlikle etkiliyor. Ekranın bir bölümünü büyütüp küçültmek ve diğer efektler çok çok başarılı. Çok aydınlık ortamlarda bile çok kaliteli görüntü veriyor.
- Kocaman bir Iphone.
- Mono hoparlörü var.
- USB girişi yok.
- Kamerası yok.
- GSM özelliği yok.
- Bildiğimiz usb'den şarj olmuyor.
- Taşımak için mutlaka bir çantaya ihtiyaç var.
- Flash oynatamıyor ama youtube için bir uygulaması var. Flash içerikli web sayfalarında problem var tabi.
- Daha önce ITunes kullanmamış birini rahatlıkla deli edebilir. Her şey için ona mahkumsunuz denebilir. O kadar ki; seyretmek için içine attığınız videoları bile ancak ITunes yardımıyla menülerde dolaşarak silebiliyorsunuz. Tabi kırıp kullanmak da mümkün ama konumuz o değil. Gördüğünüz dosyayı silememek pek saçma geliyor insana.
- Tüm modelleri ile kablosuz bağlantı (802.11n) yapmak mümkün 130$ fazla verene 3G'li modelini veriyorlar. Nedense 3g'li olanını aldım. Her türlü şifrelenmiş ağa bağlanabiliyor.
- Çok fazla uygulama kurmak mümkün. Uygulamaların önemli bir kısmı ücretli ama miktarlar yüksek değil. IPhone için yazılmış uygulamalar da kurulabiliyor ama boyutları dramatik derecede küçük kalıyor.
- Cihazı ilk açışta mutlaka Apple'a kaydettirmek gerekiyor. Bunun için ITunes zorunlu. O da sadece win ve mac'te çalışıyor :(
- Şarjı çok uzun süre dayanıyor. Yaklaşık 10 saat boyunca (Çanakkale-Ankara arası otobüs yolculuğu bu kadar sürüyor) dizi seyretmek mümkün. Şarjın bu kadar uzun dayanması cihazın taşınırlığını arttırıyor. Çin kökenli benzerlerinin, en azından benim gördüklerimin, en önemli eksikleri bu oluyor genelde. Böyle bir cihazın 2 saat dayanan pili olması kabus olurdu herhalde.
- Eğer kurulu bir programla ilişkili değilse 16/32/64GB'lık depolama alanına bir şey kaydetmek mümkün değil.
- Yatay dikey kullanmak için cihazı çevirmek yeterli, sensörler gerekeni yapıyorlar. Üstünde isterseniz ekranın dönmesini engelleyen bir düğme de var.
- Hareket sensörü sayesinde oynanabilecek harika oyunlar var. Hele araba yarışları ;)
- Marketlerde bile satılıyor. Amerika'da kaça satıldığına bakmazsanız fiyatı çok fazla gelmeyebilir.
- Çoğunlukla belge okumak için kullanılacaksa fazla ağır ve fazla aydınlık. Ama hem internette gezeyim, hem maillere bakayım arada bir de pdf okurum derseniz uygun bir cihaz.
- mp3 dinlerken başka işler de yapabiliyorsunuz. Bunun süper bir özellik olmadığının farkındayım ama aynı anda iki işi yapamıyor denilince insan bunu da mı yapamıyor diye merak ediyor diye yazıyorum.
- Oldukça başarılı bir sanal klavyesi var. Yazmak zor olmuyor. Kötü tarafı klavyede Türkçe karakterler yok.
- Çok güzel :)
12 Ekim 2010 Salı
Ipad mi Kindle mı?
Bu aralar ne kadar tablet cihazlarla çok ilgilendiğim için karar vermemiş/vermek üzere olanlara biraz fikir vereyim istiyorum. Ipad ve Kindle karşılaştırılamayacak cihazlar diye arkadaşlara saygılar sunup yazacaklarıma geçeyim. Cihazların teknik özellikleri zaten her yerde bulunduğundan bir kullanıcının deneyimlerini yazmak daha anlamlı olacak galiba.
- Benim daha önce görmediğim bir ekranı var. Aydınlatmalı olmadığından gün ışığında parlamıyor, gözü yormuyor. Böyle olunca karanlıkta ek bir aydınlatma olmadan da okunamıyor elbette. Ekran hakkında çok konuşulacak kadar ilgi çekici, ilk defa gören herkesi hayran bırakıyor. Baktığınız yerde kendi yansımanızı görmemek güzel, özellikle belge okumak için bir cihaz satın almışsanız.
- Ekranın etkileyici performansı cihazın şarj süresini de haftalarla ölçülecek boyutlara taşımış. Eğer kablosuz bağlantı aktif olmazsa bir ay diyor Amazon ama ben alalı daha bir kaç gün olduğundan kesin rakam veremeyeceğim.
- Ekran dokunmatik değil hatta akan görüntüler için bile yeterli değil. Ama Kindle kitap okumak için, unutmayın bunu ;)
- USB bağlantısı var; buradan şarj oluyor ve bilgisayara bağlandığında sıradan bir usb aygıt gibi içini görüp transfer yapabiliyorsunuz . Ayrıca bir programa ihtiyacınız yok.
- Eğer Amazon'a (ücretsiz) kayıt olursanız size bir mail adresi veriyor (necdetyucel@kindle.com), o adrese gönderdiğiniz maillerin eklerini Kindle ilk internet bağlantısı bulduğunda indiriyor. Elbette spam belasından kurtulmanız için hangi mail adreslerinin buraya mail gönderebileceğini sınırlayabiliyorsunuz. Aksi durumda kullanılmaz bir özellik olurdu zaten. Benim en beğendiğim özelliklerden biri bu oldu. Kindle'ın tarayıcısından aramadan, bilgisayara bağlamadan belge aktarımı için çok güzel bir yol bu. Mailinizin eki pdf ise bir değişiklik yapmıyor ama desteklediği başka bir formatta göndermişseniz Kindle'da okuyabileceğiniz bir hale getiriyor onları.
- 3.2gb hafızası var.
- mp3 çalıyor ama çok deneysel. Parça listesini göstermiyor, sonraki parçaya geçmek ve durdurmak mümkün sadece.
- Şimdilik kullanılmayan ama ileride işe yarar diye konulmuş bir mikrofonu var.
- Ekran dikey ve yatay kullanılabiliyor ama bu işe yarayan bir sensör olmadığından ayarlardan elle yapılıyor.
- Tüm modellerinde kablosuz bağlantı var (802.11b/g) ama 50$ daha verirseniz 3G'li bir model almanız mümkün. Ben çok fazla böyle cihaz aldım diyerek 3g'siz olanını aldım. Bağlantıda bir problem yaşamadım şimdiye kadar. Bir kaç farklı ağa bağlandım, bir profil yaratma kavramı olmamasına rağmen hangi kapsama alanına girerse o ağa otomatik bağlanıyor. Güvenlikle ilgili endişe edecek birşey yok gibi görünüyor çünkü dışarıya açık hiç bir port yok.
- Türkiye'de satılmıyor.
- Amazon'a kayıt olurken Türkiye'de yaşıyorum derseniz ne kitap, ne gazete hiç bir şey indiremiyorsunuz. Adamlar akıllı tabi aksi durumda "aha Türkiye'de para kazanıp vergi vermiyorsun" diye siteye erişim engellenebilir. Ama yurt dışındayım derseniz ne isterseniz satın alabiliyorsunuz Amazon'dan.
- Okuduğunuz belgeler üzerine not alabiliyor, altını çizebiliyorsunuz. Hatta bunları isterseniz otomatik olarak Facebook, Twitter hesaplarınızda duyurabiliyor.
- İki farklı boyu var: 6" ve 9.7" Büyük olanını taşımak için bir çantaya filan ihtiyaç olur diyerek cebe sığan boyunu aldım ben. Başlangıçta biraz küçük gibi gelmişti ama alıştım.
6 Ağustos 2010 Cuma
27 Temmuz 2010 Salı
Linux Yaz Kampı
Akademik Bilişim Konferansları öncesinde yapılan kursların daha kapsamlısını INETD ve LKD iş birliği ile bu yıl Işık Üniversitesi ev sahipliğinde, Üniversitenin Şile Yerleşkesinde 1-10 Ağustos arasında yapıyoruz.
Kamp, üniversite bilgi işlem çalışanlarına yönelik olacak ve üniversite internet hizmetlerinin linux ve özgür yazılımlarla yönetilmesini hedefleyecektir.
Yorucu ama eğlenceli bir etkinlik olacağını umuyorum.
Kamp, üniversite bilgi işlem çalışanlarına yönelik olacak ve üniversite internet hizmetlerinin linux ve özgür yazılımlarla yönetilmesini hedefleyecektir.
Yorucu ama eğlenceli bir etkinlik olacağını umuyorum.
3 Haziran 2010 Perşembe
177 ve 181 de kullanıma açıldı
10 Mayıs 2010 Pazartesi
26 Nisan 2010 Pazartesi
Google Summer of Code 2010
Bu yıl kabul edilen bizim çocuklar:
Ersin Akıncı --- Beyond Digital Texts: A New Spatial and Ontological Formatting Framework for Creating Computeral Documents With AbiWord
Ali Ok --- HTML5 Support for Apache MyFaces2
Yaman Umuroğlu --- RPC-like POSIX wrappers for DSPEasy
Emel Elvin Yıldız --- BuilDj: A build definition format for GNOME
Alp Mestanoğluları --- Porting the LLVM back-end of GHC to the LLVM binding and offering an extensible and powerful interface for better diagnosis and analysis
Onur Hayri Bakıcı --- Plasma Media Center - Media Browser backends and API
Harika Yasa --- Extension of Rapid to the Apache Hadoop Distributed Computing Framework
Ahmet Alp Balkan --- Application for WUBI-like Installer for Pardus
Oğuz Kayral --- Convert JIT output from stack machine to register machine
Pınar Yanardağ --- Improving Mailman Archive Access/Searching
Özgür Doğan Uğurlu --- Tcl state machine back-end module for XMLVM
Meraklısı için: 2007, 2008, 2009
Ersin Akıncı --- Beyond Digital Texts: A New Spatial and Ontological Formatting Framework for Creating Computeral Documents With AbiWord
Ali Ok --- HTML5 Support for Apache MyFaces2
Yaman Umuroğlu --- RPC-like POSIX wrappers for DSPEasy
Emel Elvin Yıldız --- BuilDj: A build definition format for GNOME
Alp Mestanoğluları --- Porting the LLVM back-end of GHC to the LLVM binding and offering an extensible and powerful interface for better diagnosis and analysis
Onur Hayri Bakıcı --- Plasma Media Center - Media Browser backends and API
Harika Yasa --- Extension of Rapid to the Apache Hadoop Distributed Computing Framework
Ahmet Alp Balkan --- Application for WUBI-like Installer for Pardus
Oğuz Kayral --- Convert JIT output from stack machine to register machine
Pınar Yanardağ --- Improving Mailman Archive Access/Searching
Özgür Doğan Uğurlu --- Tcl state machine back-end module for XMLVM
Meraklısı için: 2007, 2008, 2009
24 Nisan 2010 Cumartesi
Uluslararası Kuzey Kıbrıs Özgür Yazılım Konferansı'nın ardından
13 Nisanda Kuzey Kıbrıs'ta düzenlenen konferansın ardından bir şeyler yazayım istiyorum. Önce Yakın Doğu Üniversitesi ile ilgili notlarımdan başlayayım:
* Üniversitenin fiziki imkanları çok iyi.
* Yaklaşık 20 yıllık bir üniversite ve yirmi bine yakın öğrencisi var.
* Şehir merkezinden uzakta ama kocaman bir kampüs içinde.
* Süper Bilgisayarları var ;)
* Tıp fakültesi için müthiş bir hastane yapılıyor.
* Çok düşük puanla öğrenci alıyor.
KKTC hakkında bir kaç şey:
* Hayat yavaş akıyor, kimsenin acelesi yok.
* Çeşmelerden akan su tuzlu.
* Trafik tersten akıyor, direksiyonlar, kapılar, her şey ters tarafta. Alışmak zaman alır.
* Toplu taşıma oldukça sınırlı.
* Benzin Türkiye'de 3.80TL iken KKTC'de 1.90TL.
* Yeni Astra'nın 12000€ olduğunu gözlerimle gördüm ;)
* 70'lik Yeni Rakı 12.70TL olduğunu söylesem içkinin ne kadar ucuz olduğu anlaşılır herhalde. Özellikle yabancı içkilerin bizdekinin üçte bir, hatta dörtte bir fiyatına olduğunu gördüğümü ve çok şaşırdığımı söylemeliyim.
* Neredeyse hiç bir ülke KKTC'yi tanımadığından telif hakkı, isim hakkı gibi şeyler yok. Vizyona yeni çıkmış filmlerin televizyonlarda gösterilmesi sıradan bir olay diye anlatılıyor.
* Eğlenceli bir konuşma şekilleri var. Ne deseler insanda bir gülümsemeye neden oluyorlar.
* Bazı şeylerin pahalı olduğu söylendi ama ben görmedim.
Son olarak Konferans hakkında:
* Konferans çok başarılı bir sponsor konuşması ile başladı. Sami Arpak özgür yazılım ekonomisi hakkında ciddi verilerle zenginleştirilmiş etkileyici bir sunum yaptı.
* GDB'nin geliştiricisi olan Ulrich Weigand IBM'de özgür yazılımla ilgili yapılanlardan bahsetti. Bence başarılı bir sunumdu.
* Son olarak; Mustafa Akgül, Ufuk Çağlayan, Mustafa Karakaplan, Erdinç Köroğlu, Onur Tolga Şehitoğlu, Devrim Seral ve ben yaklaşık 50 kişiye konuştuk. Bilgisayar Mühendisliği bölümü de olan bir üniversitede katılımın bu ölçüde olması gerçekten çok düşündürücüydü.
* Konferans videoya kaydedildi ama Erdinç onu insanlığı geri kalanına nasıl ulaştırır bilemiyorum.
* Ben 4 gün boyunca sayın Köroğlu ailesi ve sevgili Oğuz Yarımtepe ile çok iyi vakit geçirdim. Hepsine çok teşekkür ediyorum.
En son olarak:
* Eskiden "tanıdığın en kılıbık insan kim" diye sorsaydınız adaylar arasında kararsız kalabilirdim ama sayın Köroğlu ailesini gördükten sonra Erdinç'i tek geçerim;)
* Üniversitenin fiziki imkanları çok iyi.
* Yaklaşık 20 yıllık bir üniversite ve yirmi bine yakın öğrencisi var.
* Şehir merkezinden uzakta ama kocaman bir kampüs içinde.
* Süper Bilgisayarları var ;)
* Tıp fakültesi için müthiş bir hastane yapılıyor.
* Çok düşük puanla öğrenci alıyor.
KKTC hakkında bir kaç şey:
* Hayat yavaş akıyor, kimsenin acelesi yok.
* Çeşmelerden akan su tuzlu.
* Trafik tersten akıyor, direksiyonlar, kapılar, her şey ters tarafta. Alışmak zaman alır.
* Toplu taşıma oldukça sınırlı.
* Benzin Türkiye'de 3.80TL iken KKTC'de 1.90TL.
* Yeni Astra'nın 12000€ olduğunu gözlerimle gördüm ;)
* 70'lik Yeni Rakı 12.70TL olduğunu söylesem içkinin ne kadar ucuz olduğu anlaşılır herhalde. Özellikle yabancı içkilerin bizdekinin üçte bir, hatta dörtte bir fiyatına olduğunu gördüğümü ve çok şaşırdığımı söylemeliyim.
* Neredeyse hiç bir ülke KKTC'yi tanımadığından telif hakkı, isim hakkı gibi şeyler yok. Vizyona yeni çıkmış filmlerin televizyonlarda gösterilmesi sıradan bir olay diye anlatılıyor.
* Eğlenceli bir konuşma şekilleri var. Ne deseler insanda bir gülümsemeye neden oluyorlar.
* Bazı şeylerin pahalı olduğu söylendi ama ben görmedim.
Son olarak Konferans hakkında:
* Konferans çok başarılı bir sponsor konuşması ile başladı. Sami Arpak özgür yazılım ekonomisi hakkında ciddi verilerle zenginleştirilmiş etkileyici bir sunum yaptı.
* GDB'nin geliştiricisi olan Ulrich Weigand IBM'de özgür yazılımla ilgili yapılanlardan bahsetti. Bence başarılı bir sunumdu.
* Son olarak; Mustafa Akgül, Ufuk Çağlayan, Mustafa Karakaplan, Erdinç Köroğlu, Onur Tolga Şehitoğlu, Devrim Seral ve ben yaklaşık 50 kişiye konuştuk. Bilgisayar Mühendisliği bölümü de olan bir üniversitede katılımın bu ölçüde olması gerçekten çok düşündürücüydü.
* Konferans videoya kaydedildi ama Erdinç onu insanlığı geri kalanına nasıl ulaştırır bilemiyorum.
* Ben 4 gün boyunca sayın Köroğlu ailesi ve sevgili Oğuz Yarımtepe ile çok iyi vakit geçirdim. Hepsine çok teşekkür ediyorum.
En son olarak:
* Eskiden "tanıdığın en kılıbık insan kim" diye sorsaydınız adaylar arasında kararsız kalabilirdim ama sayın Köroğlu ailesini gördükten sonra Erdinç'i tek geçerim;)
17 Nisan 2010 Cumartesi
64 bit çalışmaları artık daha hızlı bilgisayarlarla yapılacak
Pardus'tan 64 bit çalışmalarında kullanmamız için gönderilen 10 adet laptop elimize ulaştı. İlk iş olarak 64bit pardusları kurduk.
Önümüzdeki süreçte bu bilgisayarlarda sadece 64bit çalışmaları yapılmayacak elbette. Hepimizin işine yarayacak projeleri yeterli olgunluğa geldiklerinde duyurucağız. Çalışmaların arasınavlar bittikten sonra tekrar hızlanacağını ve yeni önizleme sürümünün çok yakında olduğunu da söylemiş olayım.
Kral öldü yaşasın Kral!
En kapsamlı dağıtım olan Debian'ın yeni lideri Stefano Zacchiroli oldu. Zack benim de pek tuttuğum birisi olmasına rağmen bu seçimde ilk kadın aday olan Margarita Manterola kazansın istiyordum. Marga'nın kazanması Debian için önemli bir değişiklik getirebilirdi. Neyse, Zack de iyidir ;)
15 Nisan 2010 Perşembe
İki /8 daha gitti
IV. ULAKNET Çalıştay ve Eğitimi
ULAKBİM'in üniversite bilgi işlemlerini bir araya getirdiği etkinliğinin dördüncüsü 23-26 Mayıs tarihleri arasında Isparta'da Süleyman Demirel Üniversitesinde düzenlenecek. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Çalıştaydayız, bekleriz.
8 Nisan 2010 Perşembe
I. Uluslararası Kuzey Kıbrıs Özgür Yazılım Konferansı yaklaşıyor
13 Nisan'da Yakın Doğu Üniversitesinde düzenlenecek I. Uluslararası Kuzey Kıbrıs Özgür Yazılım Konferansı renkli konuşmacı kadrosuyla katılımcılara iyi zaman geçirtecek. Konuşmacılar: Mustafa Akgül, Ufuk Çağlayan, Mustafa Karakaplan, ben, Onur Tolga Şehitoğlu, Devrim Seral, Ali Erdinç Köroğlu, Sami Arbak ve Ulrich Weigand.
Bu etkinlik umarım Kuzey Kıbrıs'ta yıllar sürecek bir geleneğin başlangıcı olur.
7 Nisan 2010 Çarşamba
Ulusal IPv6 Konferansı
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, TÜBİTAK ULAKBİM, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi'nin birlikte düzenlediği "ULUSAL IPv6 KONFERANSI", 12-13 Ocak 2011 tarihlerinde Gazi Üniversitesi Gölbaşı Konferans Merkezinde yapılacaktır.
Bunlar da konferansın önemli tarihleri:
Tam metin bildiriler : 30 Ekim 2010
Değerlendirme sonuçları : 3 Aralık 2010
Basıma hazır bildiriler : 10 Aralık 2010
Konferans Tarihi : 12-13 Ocak 2011
Bunlar da konferansın önemli tarihleri:
Tam metin bildiriler : 30 Ekim 2010
Değerlendirme sonuçları : 3 Aralık 2010
Basıma hazır bildiriler : 10 Aralık 2010
Konferans Tarihi : 12-13 Ocak 2011
6 Nisan 2010 Salı
Özgür Yazılım ve Linux Günlerinin ardından
Geçen hafta bir otobüs dolusu öğrencimle birlikte Özgür Yazılım ve Linux Günlerine katıldık.
İlk gün kısa açılış konuşmalarının ardından Canonical'dan Matt Zimmerman Ubuntu'da işlerin nasıl yürüdüğü hakkında güzel bir sunum yaptı. En yaygın Linux dağıtımının böyle önemli bir ismini dinlemek çok iyi bir imkandı. Konuşmayı ben eğlenceli buldum ama çok tek düze konuştuğuyla ilgili eleştriler de duydum. Öğle arasından sonra Chris Stephenson'dan daha önce de benzerlerini dinlediğim oldukça neşeli bir sunum dinledim. Neden Java ilk dil olmamalı konusunda oldukça geçerli nedenlerden bahsetti. Ardından bir ara misafir olduğum "Kartaca'da Geyik Kültürü" semineri gerçekten çok geyikti, uzun süre dayanamadım. Aradan sonra Huzeyfe Önal'dan çok başarılı bir güvenlik semineri vardı, dinlemeyenler etkinliğin en etkili seminerlerinden birini kaçırdılar. Sonrasında konuşan Bakır Emre'yi dinlemeyi istememe rağmen mezun öğrencilerimle ve pek az görüşebildiğim arkadaşlarla çene çalmaya daldım.
İkinci gün google'dan Leslie Hawthorn ile başladı. Bir ara bizim kızlardan Pınar da sahneye çıktı. Güzeldi. Salon tamamen doluydu hatta ilave sandalyeler bile getirilmişti. Öğle arasından sonra BS2 salonunda Pardus oturumları vardı. İlk olarak Bahadır, Gökçen ve Gökmen nasıl geliştirici olunur hakkında konuştular. Klasik olarak tahrik edici sorular da soruldu, eğlenceliydi. Ardından ben özgür yazılım projelerine katkı vermenin ipuçları hakkında konuştum. Ben eğlendim, sıkıcı bir seminer olmadığı yönünde geri bildirimler aldım ;) Benden sonra Semen Cirit çoğu katılımcının çok işine yaracak bir sunum yaptı ama sanırım ne kadar önemli bir konu olduğunu seminerin isminden çok fazla insan anlayamadığından katılım fazla değildi. Son konuşma özgürlükiçin hakkındaydı ama onu da ben dinleyemedim.
Bir çok üniversiteden farklı grupların takım halinde bir özgür yazılıma nasıl katılabiliriz diye istekli olduğunu gördüm. Benim görebildiğim öğrencilerde bir heyecan var ama nereye yöneleceklerini bilemiyorlar. Zaten bunun için öğrenciler aslında ;) Keşke doğru yönlendirilebilseler.
Uzun zamandır göremediğim Pınar ve Mehtap'la görüşmek harikaydı. O kadar çok eski öğrencimi görüp konuşma fırsatı buldum ki sırf onlarla görüşmek için bile gidebilirdim İstanbula. Yeni öğrencilerim için de hem mezunlarla hem de geliştiricilerle tanışmak bulunmaz bir fırsattı, umarım yeterince iyi değerlendirmişlerdir.
Etkinlikle ilgili bir kaç küçük not yazıp bu girdiyi sonlandırayım:
İlk gün kısa açılış konuşmalarının ardından Canonical'dan Matt Zimmerman Ubuntu'da işlerin nasıl yürüdüğü hakkında güzel bir sunum yaptı. En yaygın Linux dağıtımının böyle önemli bir ismini dinlemek çok iyi bir imkandı. Konuşmayı ben eğlenceli buldum ama çok tek düze konuştuğuyla ilgili eleştriler de duydum. Öğle arasından sonra Chris Stephenson'dan daha önce de benzerlerini dinlediğim oldukça neşeli bir sunum dinledim. Neden Java ilk dil olmamalı konusunda oldukça geçerli nedenlerden bahsetti. Ardından bir ara misafir olduğum "Kartaca'da Geyik Kültürü" semineri gerçekten çok geyikti, uzun süre dayanamadım. Aradan sonra Huzeyfe Önal'dan çok başarılı bir güvenlik semineri vardı, dinlemeyenler etkinliğin en etkili seminerlerinden birini kaçırdılar. Sonrasında konuşan Bakır Emre'yi dinlemeyi istememe rağmen mezun öğrencilerimle ve pek az görüşebildiğim arkadaşlarla çene çalmaya daldım.
İkinci gün google'dan Leslie Hawthorn ile başladı. Bir ara bizim kızlardan Pınar da sahneye çıktı. Güzeldi. Salon tamamen doluydu hatta ilave sandalyeler bile getirilmişti. Öğle arasından sonra BS2 salonunda Pardus oturumları vardı. İlk olarak Bahadır, Gökçen ve Gökmen nasıl geliştirici olunur hakkında konuştular. Klasik olarak tahrik edici sorular da soruldu, eğlenceliydi. Ardından ben özgür yazılım projelerine katkı vermenin ipuçları hakkında konuştum. Ben eğlendim, sıkıcı bir seminer olmadığı yönünde geri bildirimler aldım ;) Benden sonra Semen Cirit çoğu katılımcının çok işine yaracak bir sunum yaptı ama sanırım ne kadar önemli bir konu olduğunu seminerin isminden çok fazla insan anlayamadığından katılım fazla değildi. Son konuşma özgürlükiçin hakkındaydı ama onu da ben dinleyemedim.
Bir çok üniversiteden farklı grupların takım halinde bir özgür yazılıma nasıl katılabiliriz diye istekli olduğunu gördüm. Benim görebildiğim öğrencilerde bir heyecan var ama nereye yöneleceklerini bilemiyorlar. Zaten bunun için öğrenciler aslında ;) Keşke doğru yönlendirilebilseler.
Uzun zamandır göremediğim Pınar ve Mehtap'la görüşmek harikaydı. O kadar çok eski öğrencimi görüp konuşma fırsatı buldum ki sırf onlarla görüşmek için bile gidebilirdim İstanbula. Yeni öğrencilerim için de hem mezunlarla hem de geliştiricilerle tanışmak bulunmaz bir fırsattı, umarım yeterince iyi değerlendirmişlerdir.
Etkinlikle ilgili bir kaç küçük not yazıp bu girdiyi sonlandırayım:
- LKD'nin şenliği ile Bilgi'nin freedays'in birleşmesi iyi olmuş bence. Hele şenlik çok kötü bir isimdi (bu etkinliğe bile hala şenlik diyoruz ağız alışkanlığıyla orası ayrı). Çalıştığı kurumdan 4 günlük bir şenliğe gittiği için izin isteyenler bilir bunu. Birleşmeden ortaya çıkan şey Freedays olmuş. Yine yurtdışından gelen önemli isimlerin konuştuğu, eskiden olduğu gibi bir salonu lkd'nin doldurduğu bir etkinlik oldu.
- Katılımlar ancak bir salonu dolduracak kadardı. Bu konuda ne yapılabilir bilemiyorum. Bu kadarız herhalde.
- Dinleyicilerin daha fazla katılımda bulunabileceği panel gibi oturumlar düzenlense iyi olabilirdi sanırım. Söyleyecek şeyi olan ama bir saat konuşamayacak olanları konuşturmak, onlardan faydalanmak açısından yararlı olurdu diye düşünüyorum.
- Başka toplantılarda özgür yazılım yanında oduğunu söyleyen akademisyenlerden bu "hafif" toplantıya katılan olmadı. Benim görebildiğim kadarıyla Mustafa Akgül, Ethem Dermen ve benden başka üniversite personeli yoktu katılımcılar arasında. Gelmeyenleri çekmenin bir yolunu da bilmiyorum doğrusu.
- Pardus ekibinin çok daha profesyonel bir masa hazırlatması lazım. Sunum çok önemli, bu hali amatör bir havada.
- Etkinlik kesinlikle canlı yayınlanmalı. Gelemeyenler bari nette seyredebilsinler. Hele Zeitin oradayken neden yayın yaptırılmadı anlamadım ben. Kendilerine sorduğumda istekli olduklarını ama izin verilmediğini söylediler.
- Kısa bir değerlendirme toplantısı olsaydı daha sonraki yıllar için geri bildirim alınmış olurdu.
- İlk gün öğle yemeğinde taksimde şiş teklifini kaçırdığım için üzüldüm ;)
- Basın yine yoktu, onları nasıl çekebiliriz bilemiyorum. 10 yıldır düzenli etkinlik yapıyoruz hala basını yanımıza çekemiyoruz. Herhalde basında bir şey var.
- Bilgi üniversitesi ekibi bir takım olarak çok iyi çalıştı, organizasyonun bir eksiği yoktu. Emeği geçen herkese teşekkürler.
30 Mart 2010 Salı
Artık debian paketlerinin EAP/TLS/TTLS/PEAP desteği var
Daha dün OpenSSL'in 1.0.0 sürümü çıkmışken bugün de lisansıyla ilgili bir şeyler yazayım. Tam iki yıl önce eduroam'a dahil olabilmek için freeradius kurmaya çalışırken OpenSSL lisansının GPL ile problemlerinden dolayı bayağı uğraşmış ve sonunda kendi deb paketlerimi yapıp öyle kullanmaya başlamıştım. Aradan geçen bunca zamandan sonra ara ara paketleri güncelliyordum ama 2 Ocak tarihli güncellemeyi kaçırmışım. Tabi GPL'de veya debian politikasında bir değişiklik olmamış, OpenSSL lisansına aşağıdaki istisna eklenmiş ve artık freeraidus paketleri (olması gerektiği gibi) OpenSSL destekli dağıtılıyor.
Henüz stable depoya girmemiş olsa da testing deposundan paketleri alıp kullanmak mümkün. Akıllı davranıp bu düzenlemeyi yapanlara teşekkürler. Bu mevzu da benim için kapanmış oldu böylece.
This LICENSE file is a modification to the main LICENSE file, which is
GPLv2. It applies only to the files in the "src" directory.
In addition, as a special exception, the copyright holders give
permission to link the code of this program with the OpenSSL library,
and distribute linked combinations including the two.
You must obey the GNU General Public License in all respects
for all of the code used other than OpenSSL. If you modify
file(s) with this exception, you may extend this exception to your
version of the file(s), but you are not obligated to do so. If you
do not wish to do so, delete this exception statement from your
version. If you delete this exception statement from all source
files in the program, then also delete it here.
Henüz stable depoya girmemiş olsa da testing deposundan paketleri alıp kullanmak mümkün. Akıllı davranıp bu düzenlemeyi yapanlara teşekkürler. Bu mevzu da benim için kapanmış oldu böylece.
OpenSSL 1.0.0
11 yıldan uzun süren bir geliştirme süresi sonunda OpenSSL'in 1.0.0 sürümü duyuruldu. 1998'deki ilk sürümü de 0.9.1c olan OpenSSL bazı kısıtlamalarla ticari ve ticari olmayan amaçlar için (iki farklı lisans ile) kullanılabiliyor. FSF'nin de kullanılmasında bir sakınca görmediğini (debian hariç pek az kimse ilgilense de) yazmakta fayda var.
Kararlı sürümünü uzun sürede çıkaran yazılım denildiğinde aklımıza eskiden Wine geliyordu, artık OpenSSL de var. Resmi geliştirici sayısının 11 olduğunu düşününce küçük bir ekiple verilecek desteğin bile ne kadar anlamlı olacağı görülebilir. Sonradan "önceden söylemiştik" diye link verebilmek için buraya not düşeyim.
Henüz resmi yansılar arasında listelenmese bile (az önce yazdım yansı olmak için) bir OpenSSL yansısı da şurada var.
29 Mart 2010 Pazartesi
Özgür Yazılım ve Linux Günleri'ne gidiyoruz
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Özgür Yazılım ve Linux Günlerine kalabalık bir ekiple katılıyoruz. Bu yıl benim için dikkat çekici olan konu bölümdeki arasınav tarihlerinin bu etkinlik gözönüne alınarak bir hafta ertelenmesi oldu. Eskiden de yoğun katılım oluyordu ama ilk defa gönülden bir destek görüyor olmak oldukça sevindirici.
25 Mart 2010 Perşembe
Özgür Yazılım ve Linux Günleri yaklaşıyor
Bilgi Üniversitesi ve Linux Kullanıcıları Derneği'nin birlikte düzenleyecekleri Özgür Yazılım ve Linux Günleri 2,3 Nisan 'da Bilgi Üniversitesi Dolapdere kampüsünde yapılacak. Her yıl özgür yazılım camiasının tanınmış isimlerini konuşmacı olarak getiren Bilgi Üniversitesi bu yıl Matt Zimmerman, Leslie Hawthorn ve Brian King'i ağırlayacak.
Bu yılın programına bir göz atıp, takviminize işaretlersiniz. Benim favorim her zaman ARA'lar olmuştur ;) Camiadan tanıdıkları görmek, yenileriyle tanışmak için bulunmaz bir fırsat bu etkinlik.
Ben cumartesi günü 14-15 arasında "Pardus x86-64 Deneyimi: Özgür Yazılım Projelerine Nasıl Katkı Verilir?" hakkında konuşuyor olacağım.
23 Mart 2010 Salı
Hay ananızın kızlık soyadını
Aynı apartmanda başka bir daireye taşındığımdan ev telefonumu ve adsl bağlantımı naklettirmeye gittim bugün. Bu kadar basit bir işi telefonla veya internetten yapamıyor oluşum yeterince saçma iken bir de nüfus kağıdınızın fotokopisini istiyorlar bu talepte bulunduğunuzda. Hatta daha saçması karşınızda oturan eleman ananızın kızlık soyadını soruyor size. Onu da elindeki forma yazıp yine masasının üzerine bırakıyor. Sizden de bu formu gören herkesin iyi niyetli olacağına inanmanızı bekliyorlar. Sanki kimliğimi görmeleri ya da kendi telefon numaramdan yapacağım aramaya güvenmeleri daha manalı değilmiş gibi (internetten adsl kullanıcı adı ve parolamla yapacağım başvurudan çoktan vazgeçtim zaten).
Birinin çıkıp bu akıllılara simetrik şifreleme yapıldığında kullandığınız anahtarın gizliliğinin en kritik nokta olduğunu söylemesi lazım.
Birinin çıkıp bu akıllılara simetrik şifreleme yapıldığında kullandığınız anahtarın gizliliğinin en kritik nokta olduğunu söylemesi lazım.
18 Mart 2010 Perşembe
Pardus yine GSoC'da
Pardus geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Google Summer of Code'a kabul edilen organizasyonlar arasında yeraldı. Hepsi bir birinden önemli bu firmalar arasında bizden birini de görmek mutluluk verici.
"C++ GUI Programming with Qt 4" Artık Türkçe
Dün QtTürkiye listesine gelen bir mesajı buradan paylaşayım istedim. Sahalarda görmek istediğimiz hareketler bunlar:
> Merhaba arkadaşlar,
> Yaklaşık bir yıldır bu gruba üyeyim. Sorulan sorulara hemen cevap
> verilmesi gerçekten takdire değer. Yine yaklaşık bir yıl önce ben de
> Qt'a merak saldım. Ancak yeterli Türkçe kaynak olmadığını düşünerek
> bahsi geçen kitabı çevirmeye koyuldum. Ve nihayet 12 bölümün
> çevirisinden oluşan bir dokümanı yayınladım. Dokümanı http://www.qtturk.tk
> adresinden indirebilirsiniz. Yeni başlayanlar için yararlı bir kaynak
> olmasını umuyorum.
>
> İyi çalışmalar.
>
> Ufuk Uzun,
> Sakarya Üniversitesi -
> Bilgisayar Mühendisliği(2. Sınıf)
15 Mart 2010 Pazartesi
I. Uluslararası Kuzey Kıbrıs Özgür Yazılım Konferansı
13 Nisan 2010 tarihinde Yakın Doğu Üniversitesi'nde düzenlenecek olan I. Uluslararası Kuzey Kıbrıs Özgür Yazılım Konferansına katılacağım. Erdinç ve Oğuz'la dört gün geçirebileceğim çok iyi bir fırsat olacak benim için. İnternetin babasının da konuşmacılar arasında bulunacağı pek güzel bir etkinlik olacak. Fırsatı olanları bekleriz.
14 Mart 2010 Pazar
Pardus 64 bit projesi haberlerinin yeni adresi
Pardus 64 bit projesi ile ilgili teknik ve teknik olmayan yazıları bundan sonra kendi günlüklerimiz yerine 2uzeri6.blogspot.com adresinde yazacağız. Rss okuyucularınızın ayarlarıyla oynayabilirsiniz.
6 Mart 2010 Cumartesi
Gerçek olamayacak kadar güzel bir haber
Hala duymayan kaldıysa 25-26-27 Haziran'da aşağıdaki grupların İstanbul'a geldiği haberini vereyim onlara. Metallica, Slayer, Megadeth, Anthrax, Heaven & Hell (Dio'lu Black Sabbath), Rammstein, Manowar ve Alice In Chains'in yanında pek güzel başka gruplarda var. Bu kadar büyük grupları üç gün boyunca dinlemenin bedeli de neredeyse tek birinin konser ücretine yakın.
Kaçıran kesinlikle pişman olur.
Kaçıran kesinlikle pişman olur.
Pardus Kurumsal 2 x86_64 3. Önizleme Sürümü (seruhatto)
x86-64 tarafında önemli değişiklikler olduğundan yeni bir önizleme sürümü[1] daha hazırladık. Bu sürümde toolchain tamamen yenilendi, artık (birer sembolik link olan) /lib64 ve /usr/lib64 dizinleri yok. PiSi'de önemli yenilikler var. Bu önizleme sürümünün bir deneme sürümü olduğunu unutmamak gerekir.
Bu sürümün kod adı: seruhatto[2]
[1] http://tinyurl.com/seruhatto
[2] http://nyucel.blogspot.com/2009/11/64-bit-ekibinden-ilk-ayrls.html
Bu sürümün kod adı: seruhatto[2]
[1] http://tinyurl.com/seruhatto
[2] http://nyucel.blogspot.com/2009/11/64-bit-ekibinden-ilk-ayrls.html
27 Şubat 2010 Cumartesi
devel-x86_64 svn deposu hakkında (2)
Yaklaşık iki ay önce devel-x86_64 svn deposunu nasıl kullandığımız hakkında yazmıştım. X86_64 mimarisi için ayrı bir depo olmasının iki sebebi vardı. Bunlardan ilki 32bit deposundaki paketlerin 64bitte inşa dosyalarının nasıl olması gerektiği üzerinde çalışıyorduk. Diğeri de pisi henüz çoklu mimariler için paket üretecek durumda değildi.
Aradan geçen zamanla, elbette çok çalışmayla, hem depodaki paketlerin neredeyse tamamının x86_64 için nasıl paketleneceğine karar verdik hem de pisi kendisine eklenen yeni özelliklerle aynı inşa dosyalarıyla farklı mimarilerde farklı paketler üretebilecek duruma geldi. Elbette gerekli tüm bileşenlerde de geliştirmeler yapıldı. Durum böyle olunca svn depomuzda ayrı bir dizinine ihtiyaç kalmadı ve dün gece 02:04 itibariyle corporate2 deposundaki x86_64 dizini silindi.
Bu yazının sadece svn deposundaki bir dizinin silinmesi olarak değil de pisi'nin kazandığı önemli bir yeteneğin habercisi olarak okunmasını dilerim. Artık Pardus'un başka mimarilere port edilmesi nispeten daha kolay olacağı gibi Kurumsal 2'den başka sürümlerinin de 64bite port edilmesinin önü açılmış oldu.
Aradan geçen zamanla, elbette çok çalışmayla, hem depodaki paketlerin neredeyse tamamının x86_64 için nasıl paketleneceğine karar verdik hem de pisi kendisine eklenen yeni özelliklerle aynı inşa dosyalarıyla farklı mimarilerde farklı paketler üretebilecek duruma geldi. Elbette gerekli tüm bileşenlerde de geliştirmeler yapıldı. Durum böyle olunca svn depomuzda ayrı bir dizinine ihtiyaç kalmadı ve dün gece 02:04 itibariyle corporate2 deposundaki x86_64 dizini silindi.
Bu yazının sadece svn deposundaki bir dizinin silinmesi olarak değil de pisi'nin kazandığı önemli bir yeteneğin habercisi olarak okunmasını dilerim. Artık Pardus'un başka mimarilere port edilmesi nispeten daha kolay olacağı gibi Kurumsal 2'den başka sürümlerinin de 64bite port edilmesinin önü açılmış oldu.
25 Şubat 2010 Perşembe
paralel bzip2 test sonuçları
64 bit için ilk testi yaptığımızdan bu yana aklımızda daha detaylı bir karşılaştırma yapmak vardı. Bu sefer karşılaştırma için Pardus katkı deposundaki pbzip2 paketini kullandık. Testlerde kullandığımız bilgisayarın özellikleri şöyle:
* 4 X Intel Processor (2.4GHz)
* 4 GB RAM
Sıkıştırdığımız dosya ise 903 MB'lık bir düz metin dosyası. Sıkıştırma, açma ve dosya boyu karşılaştırmaları Pardus C2 x86-64 üzerinde yapıldı ama diğer sürümlerde de farklı sonuçlar olmayacaktır.
Sıkıştırma süresi:
Dört işlemcili bir bilgisayarda bzip2'nin 200sn'de yaptığı işi pbzip2 62sn'de yapıyor. Peki oluşan sıkışmış dosyaların boyları nasıl? Sıkıştırma yapan bir program için sıkıştırılmış dosyanın boyutunun büyük olması istenilen bir şey değil elbette.
Sıkıştırılmış dosya boyutu:
Oluşan iki dosya arasında sadece 0.12MB'lık bir fark var. Başka bir değişle; bzip2 dosyayı 12.78'de birine sıkıştırırken pbzip2 12.80'de birine sıkıştırmış. Aradaki farkın oransal ifadesi (0.12/903) 0.00013, yani yüzbinde onüç. Oldukça kabul edilebilir bir fark. Sıkıştırılmış dosyaların açılma hızları arasında da ciddi farklar var:
Açma süresi:
pbzip2 ile sıkıştırılan dosyalar istenirse bzip2 ile de açılabiliyor. Bu testte 74.04MB'lık sıkıştırılmış dosya kullanılmıştır.
bzip2 ile 27sn'de açılan dosya pbzip2 ile 10sn'de açılıyor. Eğer dosya boyutundaki ufak artış problem olmayacaksa iyi bir tercih gibi görünüyor pbzip2.
* 4 X Intel Processor (2.4GHz)
* 4 GB RAM
Sıkıştırdığımız dosya ise 903 MB'lık bir düz metin dosyası. Sıkıştırma, açma ve dosya boyu karşılaştırmaları Pardus C2 x86-64 üzerinde yapıldı ama diğer sürümlerde de farklı sonuçlar olmayacaktır.
Sıkıştırma süresi:
Dört işlemcili bir bilgisayarda bzip2'nin 200sn'de yaptığı işi pbzip2 62sn'de yapıyor. Peki oluşan sıkışmış dosyaların boyları nasıl? Sıkıştırma yapan bir program için sıkıştırılmış dosyanın boyutunun büyük olması istenilen bir şey değil elbette.
Sıkıştırılmış dosya boyutu:
Oluşan iki dosya arasında sadece 0.12MB'lık bir fark var. Başka bir değişle; bzip2 dosyayı 12.78'de birine sıkıştırırken pbzip2 12.80'de birine sıkıştırmış. Aradaki farkın oransal ifadesi (0.12/903) 0.00013, yani yüzbinde onüç. Oldukça kabul edilebilir bir fark. Sıkıştırılmış dosyaların açılma hızları arasında da ciddi farklar var:
Açma süresi:
pbzip2 ile sıkıştırılan dosyalar istenirse bzip2 ile de açılabiliyor. Bu testte 74.04MB'lık sıkıştırılmış dosya kullanılmıştır.
bzip2 ile 27sn'de açılan dosya pbzip2 ile 10sn'de açılıyor. Eğer dosya boyutundaki ufak artış problem olmayacaksa iyi bir tercih gibi görünüyor pbzip2.
24 Şubat 2010 Çarşamba
Çok yaşa Apache
Apache ilk sürümünden altı ay sonra dünyanın en popüler web sunucu yazımı olmuş bir proje. 112 milyondan fazla web adresi onunla yayınlanıyor. Etrafında 138 özgür yazılım projesinin geliştirildiği Apache'nin bugün 15. yaş günü.
Çok yaşa Apache.
Çok yaşa Apache.
22 Şubat 2010 Pazartesi
Pardus Kurumsal 2 x86_64 Önizleme Sürümü (Vecihi)
Üç gün önce duyurusunu yaptığımız x86_64 önizleme sürümünde yeni iso'nun yakında çıkacağını yazmıştık. Yeni özellikler eklenen Pisi'yi içeren yeni önizleme sürümü [1] adresinden indirilebilir. Bu önizleme sürümünün kod adı "Vecihi"[3],[5].
Az da olsa geri bildirim olaydı iyiydi[4] ;)
[1] http://members.comu.edu.tr/ nyucel/C2/PardusCorporate2- Preview-x86_64[vecihi].iso
[2] http://members.comu.edu.tr/ nyucel/C2/PardusCorporate2- Preview-x86_64[vecihi].iso. SHA1SUM
[3] http://www.youtube.com/watch?v=Ah_7h-WHRAc
[4] http://www.youtube.com/watch?v=_XEFAIoIghs
[5] http://www.facebook.com/photo.php?pid=2494033&l=d86ed53ea7&id=554068844
Az da olsa geri bildirim olaydı iyiydi[4] ;)
[1] http://members.comu.edu.tr/
[2] http://members.comu.edu.tr/
[3] http://www.youtube.com/watch?v=Ah_7h-WHRAc
[4] http://www.youtube.com/watch?v=_XEFAIoIghs
[5] http://www.facebook.com/photo.php?pid=2494033&l=d86ed53ea7&id=554068844
20 Şubat 2010 Cumartesi
İki /8 daha gitti
COMU 64 bit atölye çalışması
Bundan önce gayrı resmi olarak süren 64 bit çalışmalarımız 18 Şubat itibariyle ÇOMÜ ve TÜBİTAK UEKAE arasında imzalanan işbirliği protokolüyle resmiyet kazandı. Böylece sıkça duyduğum "peki Pardus da bunu kullanacak mı?" sorusu da cevabını bulmuş oldu.
Bu protokol imzalanmadan önce biz iki kez Gebze'ye görüşmeye gitmiştik. İmzadan sonra 64 bit atölye çalışması için Çanakkale'ye gelen Erkan Tekman, Onur Küçük, Bahadır Kandemir, Ozan Çağlayan ve Fatih Aşıcı ile çok verimli iki gün geçirdik (ben çokça eğlendim doğrusu). 64 bit deposunu nasıl sürdürüleceği hakkında önemli kararlar aldık ve uygulamaya başladık. Ümit ediyoruz ki çok kısa bir süre sonra depoların bakımı daha kolay bir hal alacak, hatta ikinci bir depoya belki de ihtiyaç kalmayacak. Merak edenlerin okuyabilecekleri projenin teknik ayrıntıları içeren bir blog olacak.
Bu işbirliğinin her iki taraf için de faydalı olacağına inanıyorum. Artık daha çok çalışacağız.
Bu işbirliğinin her iki taraf için de faydalı olacağına inanıyorum. Artık daha çok çalışacağız.
19 Şubat 2010 Cuma
Pardus Kurumsal 2 x86_64 Önizleme Sürümü (20100219)
Pardus ekibinden arkadaşların katılmasıyla iki günde yoğun bir çalışma sonucu iki hafta önce yayınlanan Pardus Kurumsal 2 sürümünün ikinci resmi deneme sürümünün 64-bit geliştirici sürümü hazır.
http://members.comu.edu.tr/ nyucel/C2/PardusCorporate2- Preview-2010.02.19-x86_64.iso
http://members.comu.edu.tr/ nyucel/C2/PardusCorporate2- Preview-2010.02.19-x86_64.iso.SHA1SUM
Bu sürümde mümkün olduğunca Kurumsal 2 sürümünün 2010.02.02 önizleme sürümündeki paket sürümleri kullanılmaya çalışılmıştır. Eksik paket sayısının bir önceki sürüme göre oldukça azaldığını söylemek isterim.
Bir önceki iso'yu eğer kuran olmuşsa bu sürüme upgrade edemeyeceğini ve depoyu artık kullanamayacağını da yazmış olayım. Bundan sonraki sürümlerde böyle bir değişiklik olmamasını umuyoruz. Kısa bir süre sonra daha yeni bir iso hazırlanmış olacak.
http://members.comu.edu.tr/
http://members.comu.edu.tr/
Bu sürümde mümkün olduğunca Kurumsal 2 sürümünün 2010.02.02 önizleme sürümündeki paket sürümleri kullanılmaya çalışılmıştır. Eksik paket sayısının bir önceki sürüme göre oldukça azaldığını söylemek isterim.
Bir önceki iso'yu eğer kuran olmuşsa bu sürüme upgrade edemeyeceğini ve depoyu artık kullanamayacağını da yazmış olayım. Bundan sonraki sürümlerde böyle bir değişiklik olmamasını umuyoruz. Kısa bir süre sonra daha yeni bir iso hazırlanmış olacak.
14 Şubat 2010 Pazar
Akademik Bilişim 2010'un ardından
Yoğun yağmur altında geçen bir haftalık Akademik Bilişim macerası daha bitti. Muğla'da çok verimli bir kurs döneminin ardından 200'den fazla bildirinin sunulduğu, 40 firmanın stant açtığı, yaklaşık 1000 kişinin katıldığı çok güzel bir üç gün geçirdik.
Her yıl Akademik Bilişim öncesi yapılan Linux eğitimleri bu yıl katılım fazlalığı nedeniyle iki sınıfta 4 gün süresince yapıldı. Artık Akademik Bilişimlerin official eğitmeni olan Erdem Bayer'le birlikte bu yıl Devrim Gündüz de bir grubun eğitmenliğini yaptı. Katılımcılarla görüşmelerimizde herkesin çok memnun kaldığını duyduk. Bu yıl geçmiş yıllardan farklı olarak Konferans öncesi 2 günlük Bilişim Güvenliği Eğitimi de düzenlendi. Toplamda 150 kadar sertifika yazdığımızı söylersem katılım daha iyi anlaşılabilir sanırım. Güvenlik eğitiminin Yılmaz Çankaya tarafından verilen ikinci günü çok beğeni topladı.
Bildiriler 8 paralel oturumda üç gün boyunca sürdü. Sponsorların etkinliklerini dışarıda bırakarak konuşursak eğitim seminerleri ve bildiriler oldukça ilgi gördüler diyebilirim. Geçmiş yıllara göre daha yoğun bir dinleyici kitlesi vardı salonlarda. Bildirilerin kalitesi hakkında aynı şeyi söylemek maalesef mümkün değildi. Çok sınırlı sayıda bildiride yapılan işler anlatıldı. Tecrübelerin paylaşımının çok faydalı olacağı böyle bir etkinlikte hala 10 yıldır bildiğimiz kavramları hiç bir uygulaması olmadan anlatan çok kalabalık bir grup vardı.
Pardus'un 64-bit portu için çalışan Mete, Meltem ve Metin yaptıkları işi anlatan bir sunum yaptılar. Çok fazla heyecanlıydılar, ileride elbette daha iyi sunumlar da yapacaklar.
Muğla'da ULAKBİM eski müdürü Tuğrul Yılmaz'nın dekanlığını yaptığı Mühendislik Fakültesinin daha bu yıl ilk öğrencilerini almış olan Bilgisayar Mühendisliği bölümü çok genç bir kadro ile bizi ağırladı. Bilgi İşlem Daire Başkanı Osman Keleş ve ekibi her yere koşarak etkinlikte herkesi memnun etmeye çalıştılar. Ulak-CSIRT'ten tanıdığımız Enis Karaarslan'ın da kadrosuna dahil olduğu Muğla Bilgisayar Mühendisliği bölümü etkinliğin üstesinden başarıyla geldi.
Eski yılların aksine neredeyse hiç bir stk (LKD bile) yoktu Akademik Bilişim'de. Üniversitelerin bu kadar yoğun katılım gösterdiği tek platform bu iken bunu değerlendirmemeyi seçmeleri ayrıca değerlendirilmesi gereken bir konu bence. Pardus da atak davranmadı bu etkinlikte.
Mustafa Akgül, Ethem Derman, Ufuk Çağlayan gibi efsane isimlerle aynı masada oturma ve sohbet etme fırsatı bulduğum bu etkinlikte yine bolca harika insanla tanıştım. Adını bilip ilk defa görüştüklerim olduğu gibi barış çubuğu tüttürdüğüm biri de oldu. Birlikte projeler yapmak için sözleştik. Heyecanlarımızı, dertlerimizi paylaştık. Üniversite çalışanlarıyla Mayıs ayında Isparta'da ULAKBİM çalıştayında ya da seneye Akademik Bilişimde Malatya'da buluşmak üzere sözleşerek ayrıldık.
Her yıl Akademik Bilişim öncesi yapılan Linux eğitimleri bu yıl katılım fazlalığı nedeniyle iki sınıfta 4 gün süresince yapıldı. Artık Akademik Bilişimlerin official eğitmeni olan Erdem Bayer'le birlikte bu yıl Devrim Gündüz de bir grubun eğitmenliğini yaptı. Katılımcılarla görüşmelerimizde herkesin çok memnun kaldığını duyduk. Bu yıl geçmiş yıllardan farklı olarak Konferans öncesi 2 günlük Bilişim Güvenliği Eğitimi de düzenlendi. Toplamda 150 kadar sertifika yazdığımızı söylersem katılım daha iyi anlaşılabilir sanırım. Güvenlik eğitiminin Yılmaz Çankaya tarafından verilen ikinci günü çok beğeni topladı.
Bildiriler 8 paralel oturumda üç gün boyunca sürdü. Sponsorların etkinliklerini dışarıda bırakarak konuşursak eğitim seminerleri ve bildiriler oldukça ilgi gördüler diyebilirim. Geçmiş yıllara göre daha yoğun bir dinleyici kitlesi vardı salonlarda. Bildirilerin kalitesi hakkında aynı şeyi söylemek maalesef mümkün değildi. Çok sınırlı sayıda bildiride yapılan işler anlatıldı. Tecrübelerin paylaşımının çok faydalı olacağı böyle bir etkinlikte hala 10 yıldır bildiğimiz kavramları hiç bir uygulaması olmadan anlatan çok kalabalık bir grup vardı.
Pardus'un 64-bit portu için çalışan Mete, Meltem ve Metin yaptıkları işi anlatan bir sunum yaptılar. Çok fazla heyecanlıydılar, ileride elbette daha iyi sunumlar da yapacaklar.
Muğla'da ULAKBİM eski müdürü Tuğrul Yılmaz'nın dekanlığını yaptığı Mühendislik Fakültesinin daha bu yıl ilk öğrencilerini almış olan Bilgisayar Mühendisliği bölümü çok genç bir kadro ile bizi ağırladı. Bilgi İşlem Daire Başkanı Osman Keleş ve ekibi her yere koşarak etkinlikte herkesi memnun etmeye çalıştılar. Ulak-CSIRT'ten tanıdığımız Enis Karaarslan'ın da kadrosuna dahil olduğu Muğla Bilgisayar Mühendisliği bölümü etkinliğin üstesinden başarıyla geldi.
Eski yılların aksine neredeyse hiç bir stk (LKD bile) yoktu Akademik Bilişim'de. Üniversitelerin bu kadar yoğun katılım gösterdiği tek platform bu iken bunu değerlendirmemeyi seçmeleri ayrıca değerlendirilmesi gereken bir konu bence. Pardus da atak davranmadı bu etkinlikte.
Mustafa Akgül, Ethem Derman, Ufuk Çağlayan gibi efsane isimlerle aynı masada oturma ve sohbet etme fırsatı bulduğum bu etkinlikte yine bolca harika insanla tanıştım. Adını bilip ilk defa görüştüklerim olduğu gibi barış çubuğu tüttürdüğüm biri de oldu. Birlikte projeler yapmak için sözleştik. Heyecanlarımızı, dertlerimizi paylaştık. Üniversite çalışanlarıyla Mayıs ayında Isparta'da ULAKBİM çalıştayında ya da seneye Akademik Bilişimde Malatya'da buluşmak üzere sözleşerek ayrıldık.
9 Şubat 2010 Salı
Muğla'ya kar yağmıyor
Akademik Bilişim başlamadan klasik yazımı yazayım ;) Muğla'da hava pek güzel, kar yağmıyor. Fırsat kaçmadı yarın başlıyoruz.
1 Şubat 2010 Pazartesi
Pardus Kurumsal2 64-bit Kurulan CD alfa sürümü hazır
Pardus Kurumsal2 64-bit Kurulan CD'nin ilk sürümü daha önce yayınladığımız sürüm takvimine[1] uygun şekilde hazır[2].
Depoda 1842 adet paket bulunmasına rağmen openoffice.org, thunderbird gibi bazı paketler şimdilik bulunmuyor ama çalışmalarımız sürüyor.
Çok çalışan 3M'ye tebrikler, çok yardımcı olan Pardus ekibine teşekkürler.
[1] http://nyucel.blogspot.com/2009/10/64bit-pardus-surum-takvimi.html
[2] http://members.comu.edu.tr/nyucel/Pardus-C2-x86_64-alfa.iso
[3] http://members.comu.edu.tr/nyucel/Pardus-C2-x86_64-alfa.iso.SHA1SUM
Depoda 1842 adet paket bulunmasına rağmen openoffice.org, thunderbird gibi bazı paketler şimdilik bulunmuyor ama çalışmalarımız sürüyor.
Çok çalışan 3M'ye tebrikler, çok yardımcı olan Pardus ekibine teşekkürler.
[1] http://nyucel.blogspot.com/2009/10/64bit-pardus-surum-takvimi.html
[2] http://members.comu.edu.tr/nyucel/Pardus-C2-x86_64-alfa.iso
[3] http://members.comu.edu.tr/nyucel/Pardus-C2-x86_64-alfa.iso.SHA1SUM
22 Ocak 2010 Cuma
Akademik Bilişim 2010 yaklaşıyor
Akademik Bilişim Konferansı bu yıl 10-12 Şubat tarihleri arasında Muğla'da yapılacak. Her yıl olduğu gibi bu yıl da konferans öncesi eğitimler[2], [3] olacak. Daha önemli bir işiniz yoksa bekleriz.
[1] http://ab2010.mugla.edu.tr/
[2] http://ab.org.tr/ab10/guvenlik-kurs.html
[3] http://ab.org.tr/ab10/linux-kurs.html
21 Ocak 2010 Perşembe
IPv4 adreslerinin sonu geliyor mu?
19 Ocak'da 1/8 ve 27/8 bloklarının da satılmasıyla sadece 24/8 IPv4 adres bloğu kaldı. Bu da mevcut adreslerin sadece %9.4'üne karşılık geliyor.
IPv6'ya daha zaman var diyenleri tekrar düşünmeye itebilir umarım bu tablo. Deniz tükenmek üzere.
IPv6'ya daha zaman var diyenleri tekrar düşünmeye itebilir umarım bu tablo. Deniz tükenmek üzere.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
izlediklerimden öğrendiğim bir şeyler var
İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...
-
Bu yıl kabul edilen bizim çocuklar: Ahmet Göksu - Native Graphics Backend for FreeType Demos on macOS Ali Haydar - Implementation of a g-k ...
-
İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...
-
Bu yıl kabul edilen bizim çocuklar: Bora Sabuncu - Remote Control Emre Çelikten - Web Data Collection for Language Modeling Gökçen Eras...