Plajı olmayan ülkelerin plaj voleybolu takımlarını, ülkesinde başı açık gezemeyen yüzücü kadınları, geçen oyunlarda altın aldığımız branşlarda hiç olmadığımızı görünce kahroluyor insan. Örneğin "10 metre havalı tüfek" diye bir kategori var, bizim hiç sporcumuz yok, birinci Hindistan'dan. Bence bu durumun nedeni bizim ülkemizin böyle bir niyetinin olmaması. Yoksa Hollanda Antilleri'nden bir 100 metreci çıkabilirken bizden 10 metreden tüfekle atış yapacak birinin dahi çıkmamasının izahı olabilir mi?
Aslında olayın olumsuz tarafı ile ilgili çok şey yazılabilir ama ben konuyu başka bir yere bağlamak istediğimden Ülkemizde hiç seyircisi olmayan iki branşta yarışmış iki gençten bahsetmek istiyorum; çekiç atmada yarışan Eşref Apak ve 100 metre engelli koşan Nevin Yanıt. Eşref Apak bu olimpiyatlarda yoktu ama 100 metre engelli gibi bizden birinin koşmasını hiç beklemediğimiz bir dalda Nevin Yanıt'ı görmek beni çok sevindirdi.
Neden böyle başarılı çocuklarımızı ön plana çıkartarak ülkemizde bambaşka bir hava estirmiyoruz, neden kızlarımızı Süreyya veya Nevin'e özendirmiyoruz, neden Eşref neredeyse hiç sporcumuzun olmadığı atma ve atlama branşlarında önümüzü açmak için kullanılmıyor sorularına ancak bunu istemiyoruz herhalde diye yanıt verebiliyorum.
Kendi öğrencilerimden biliyorum ki; insanlar kendileri gibi birilerinin şimdi başarılı olmuş olduklarını görmekten çok motive oluyorlar. Eğer yeterince iyi kullanılabilirse böyle bir kaç örnek bile çok fazla insanın hayatını değiştirebilir ama tabi bunu istemek lazım.
Şimdi bir kaçına link versem diğerleri kırılır ama bölümden mezun olmuş Nevin Yanıt'lardan, Eşref Apak'lardan öğrencilerime çokça bahsediyorum. Nevin Yanıt da bu okuldan mezun olmuş diye düşünmek bile ben de yapabilirim dedirtiyor insanlara. Hepsi 100 metre engelli koşmuyor ya da çekiç atmıyor belki ama birilerinin gerçekten hayatı değişiyor. Daha sonraki yıllarda yeni Nevinler, Eşrefler olarak onlardan da bahsediyorum.
Yarı final serisinde sonuncu olmuş bir sporcuya bu övgüler fazla değil mi? diye soran arkadaşları boş yere meşgul ettiğim için özür dilerim.
Kanada'nın dillere desten güneş sirki (cirque de soleil) olimpiyatlara gidip ilk 10'a giremeyen sporcularla görüşerek yeni cambaz, akrobat, dansçı bulurmuş...
YanıtlaSilOlimpiyatlar herhangi bir dalda, dünyanın dört bir yanında yaşayan en yüksek kondisyonlu insanları bir araya getiriyor sonuçta, gerçekten de TV seyircisi için ilk 10'a, hatta 3'e girmeyenler unutuluyor, ama profesyonel dünyada, bırak sporu, eğlence sektörünün bile gözü olimpiyatlarda öyle ya da böyle iki adımcık atan tüm gençlerin üzerinde...
Ama biz hala iki-üç tane sporu ata sporu diye sahiplenelim, ki onlar da nasıl olsa genlerimizde var diye geliştirilmeye ihtiyaç duyulan şeyler olmasın (sonra tarikat üyelerine ambar yapalım ödeneklerini, güreşte bile madalya almayalım)...
Amerika, dünya politikaları ile sporun ilişkisini, Küba bu işin parayla değil inançla ilgili olduğunu bana her olimpiyat ve uluslararası yarışmada tekrar düşündürür.
Türkiye'de yatırım diye bir tane bıyıklıyı 10 tane çocuğun başına müdür diye atamaktan anladığımız için bizim çooook uzun bir yolumuz var ne yazık ki... Hali hazırda spor yapanları destekle, amerikanyalılar gibi başarılı sporculara üniversitede burs ver falan... peheeeey...
Ufak bir duzeltme: Esref Apak yaristi Pekin'de
YanıtlaSilhttp://www.turkolimpiyattakimi.gov.tr/term/branch/4/ linkinde sagdaki listede adi gorulebilir
Olimpiyatların, sırıkla atlamanın karın, çocuk doyurmayacağını düşünüyordur belki insanlar.... Okullarımız milli olmayan sporculara burs bile vermezken (ama takıma almayı ihmal etmezler yine de!) sonuca bence çok şaşırmamak lazım. Teşvik yok.. Farkındalık yok..
YanıtlaSilBen bir iki ay önce Yasemin Dalkılıç ile tanışıp sohbet etme fırsatı buldum. Derece yapan, rekor kıran sporcu da eninde sonunda insan ve bizimle aynı dünyada yaşıyor, benzer dertlere sahip.
YanıtlaSilO dertleri kafalarından atamazlarsa konsantre olmaları çok zor. Bırakın şampiyon olmayı, rekor kırmayı, televizyona bakıp ortalama sayacağımız performansları göstermeleri bile zor.
Bir grup seçkin sporcuya özel destek verirsek, onları toplumdan izole edersek bence rekorlar kırsak bile sporun, hele amatör sporun ruhuna ihanet etmiş oluruz.
Bu nedenle sporculara burs verilmesi gibi şeyler işin sadece bir yönü.
Toplum içinde bir insan sporcu olduğu için takdir edilmediği, el üstünde tutulmadığı sürece herkesin topluca spora heves etmesi mümkün olmaz.