Aşağıdaki metni arşivine ulaşılamayan iki listeye göndermiştim. Sanmam ama, olur da üzerinde tartışmak, link vermek isteyenler için buraya da koyayım istedim. Her metinin olduğu gibi bunun da düzeltmelere, eklemelere ihtiyacı var. Ben listelere gönderdiğim halini buraya koyuyorum ki
orada böyle demişti, burada başka türlü konuşuyor durumları olmasın.
---
Bir yıldan uzun süre üyesi olduğum seminer-cg yeniden yapılanırken gönüllü olacaklara nasıl bir işe gönüllü oldukları hakkında biraz olsun fikir verebilmek için tecrübelerimi yazayım istedim. Seminer çalışma grubunda çalışmak için seminer vermek gerekmediğinden (Ahmet San şarkı söylüyor mu? :)) belki de bu maili lkd-uye listesine göndermeliydim.
Seminer-cg üyesi ne yapar? Seminer-cg üyesi esas olarak lkd'ye gelen (seminer@linux.org.tr) seminer isteklerine uygun konuşmacı ayarlamaya çalışır. Genellikle talepte bulunanlar nasıl bir seminer istediklerini bilmezler ;) Onları uygun bir şekilde yönlendirmek gerekir. Alınan seminer taleplerine uygun konuşmacılar arasından takvimi uygun olan biri(leri) seçilir ve organizasyon tamamlanmaya çalışılır. Konuşmacılar bu işi gönüllü yaptıkları için hepsi birden aynı dönemde uygun olmadıklarından bazen bu listede konuşmacı aramak yetmez, kişisel olarak da konuşmak, ikna etmek gerekebilir. Her iki taraf tamam olunca, iş seminerin organize edilmesine gelir: eğer konuşmacı şehir dışına gidecekse yol ve konaklama masraflarının karşılanması, gerekiyorsa biletlerin önceden alınması, kalacak yerin ayarlanmasının sağlanması gereklidir. Yabancı bir şehire gidecek konuşmacıyı birilerinin karşılaması, seminer alanına götürmesi gerekir. Bunun için konuşmacının irtibat kuracağı kişilerin bilgilerine sahip olması sağlanmalıdır. Seminerin duyurulması seminer-cg'nin sorumluluğunda değildir. Kısa vadede bunu sağlayacak iş gücünün yakalanabileceğini sanmıyorum. Elbette cg'in sayfasında, blog'unda, listelerde duyuru yapılır ama esas olarak afiş hazırlamak, bunu sağa sola asmak semineri talep edenin görevidir. Seminerlerin ardından yapılan işlerin envanterinin tutulması, seminer notlarının konuşmacıdan alınıp net'e konması, hem konuşmacıdan hem de dinleyicilerden geri bildirim alınarak değerlendirilmesi yine seminer-cg'nin görevidir. Seminer verecek konuşmacılara yenilerini eklemek de yapılması gereken işler arasındadır. Cg'de çalışmaya gönüllü olacaklar dönem dönem "şu konularda seminer verebilirim" diyen arkadaşlarla karşılaşacaklardır. Daha önceden hiç seminer vermemiş biri bir fırsat olduğu gibi aynı zamanda bir tehlikedir de. Özellikle "Linux Nedir?" gibi temel konuların anlatıldığı seminerler, dinleyicilerin ilk defa konu hakkında bilgi sahibi oldukları yerler olduklarından mümkün olduğunca konuya hakim kişiler tarafından anlatılmalıdırlar. Bunun için ilk kez konuşacak kişi imkanı varsa birkaç konuşmacının bulunacağı yerlerde konuşturulmalıdır. Yeni konu ve/veya konuşmacı bulmak aslında o kadar da zor bir iş değildir ama çaba gerektirir. Camiada adı öne çıkanlara (bir şeyler yapmış olmak şartıyla elbette) yaptıkları işleri anlatacakları seminer teklifiyle gitmek onları mutlu edeceği gibi ilgi çekici konuların bulunmasına da yardımcı olur. Bu sayede "aynı yüzler, aynı konular" eleştirisinden de kurtulunmuş olur. Bazen de eski konuşmacılara yeni konular yaratmak gerekir ki bu biraz daha tecrübe ister ;) Seminer-cg sadece gelen seminer isteklerini karşılamakla kalmaz aynı zamanda lkd'nin katıldığı düzenli organizasyonlar için de seminerler ayarlar. Linux şenliği, Akademik Bilişim, inet-tr, freedays ilk aklıma gelenler. Bu büyük organizasyonlar için konuları ve konuşmacıları bulmak yine seminer-cg'nin görevidir. Gezici seminerler ve düzenli katıldığımız organizasyonlar haricinde yk'nın seminer talepleri de olabilir. Örneğin yk; "bir tren kaldırıp memleketi turlayacağız, bunun için konuşmacı lazım" diyebilir.Bu kadar yapılacakları saydıktan sonra sonra işin zor taraflarını da yazayım:
Çok fazla spam alırsınız. Spam filtresi kullanmayı düşünenler seminer taleplerinin bir kısmını (maalesef gelen taleplerin önemli bir kısmı spam kriterlerine uyar) okuyamazlar ya da spam klasöründen ayıklamak zorunda kalırlar. Yapılacak iş çoktur. Eminim kimse bu işi hafta bir kaç saatle yapacağını tahmin etmiyordur. Hergün mutlaka bu işe zaman ayırmak gerekir. Çünkü seminer talep eden genellikle hassas birisidir. Kısa sürede cevap alamazsa umutsuzluğa düşer ve bazen da size küser ;( Aynı şekilde sizden haber bekleyen gönüllü konuşmacıları da cevapsız bırakmamak gerekir. Bazen(!) işler beklenildiği gibi gitmez. Uğraşıp ikna ettiğiniz konuşmacıyı dinlemeye kimse gitmez, konuşmacıya yol masrafı ödenmez, söz veren konuşmacı konuşmaya gitmez filan (Erdinçle birlikte, söz verdiğimiz Afyon seminerine, aracımızla yolda kaza yaptığımızdan gidemedik örneğin). Daha aklınıza gelen, gelmeyen her aksilik olur. Dinleyici bulamayan konuşmacı kırılır, konuşmacısı gelmeyen dinleyiciler kırılır, siz bu durumlara müdahale edememekten üzülürsünüz. İstediğiniz kadar çok çalıştığınızı düşünün yine de çok eleştiri alırsınız.Hiç mi iyi tarafı yok:
Başka türlü tanışma imkanı bulamayacağınız harika insanlarla bu sayede tanışır hatta bir kısmıyla arkadaş bile olursunuz. İyi bir şeyler yaptığınızı, bulunduğunuz topraklardan aldığınızın bir kısmını geri verdiğinizi düşünürsünüz. İsminiz iyi insanlarla birlikte anılır. Bir zamanlar doruk'un, meren'in, çağlar'ın, löker'in, pinguar'ın, yarımtepe'nin, kaya'nın (daha varsınız biliyorum, kusura bakmayın) çalıştığı cg'de şimdi siz çalışıyorsunuzdur. Harika bir duygudur bu.İstediğim kadar kısa yazamadığım bu yazıyı sabredip okuyanlara teşekkür ederim. Yukarıda yazdıklarımın kural talimat filan olmayıp "sadece" benim tecrübelerim, fikirlerim olduğunu, benden başka kimseyi bağlamadığını da yazmış olayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder