Geçen hafta sonu 7 yıldır oturduğum evden taşındım. Çok uzağa değil, aynı binanın bir üst katına deniz tarafına. Salonumdaki manzara şöyle oldu artık.
İnsan bir üst kata taşınmanın pek kolay olduğunu düşünüyor başlangıçta ama hiç de öyle olmadı. Arkadaşlar yardım etmeseler çok daha zor olurdu benim için. Hoş bazıları bloglarına ev taşıyoruz diye yazdılar ama sonra
istanbul'da seminerim var diyerek kaytardılar. Taşınma temalı bir Adalet Ağaoğlu
romanı tavsiye ediyorum kendilerine.
Bu taşınma sırasında oğlum da ben de biraz rahatsızlandık. Bu hafta evde birbirimize yarenlik ediyoruz. Hasta olmasak tatil gibi geçecek günler şimdi pek de öyle olmuyor. Hafta sonuna kadar iyileşmeyi ve hafta içi yapamadığım dersleri hafta sonu yapmayı planlıyorum. Böylece öğrencilerim de
hafta sonu ne yapsak diye düşünmekten kurtulacaklar.
Rahatsız olmama rağmen dün bir fırsat yaratıp daha önce bahsettiğim kütüphanenin sunucusunun
pardus'a geçirilmesi işi için okula gittim. Benim orada olduğum sürede işler yolunda sayılırdı. Benden sonra da bir kaç saat uğraşmış arkadaşlar. Bugün sabahtan itibaren kütüphanemize gelen öğrenciler
redhat yerine
pardus'la karşılaşıyorlar, işlerini onunla yapıyorlar. Yabancılık çekmiyorlardır diye tahmin ediyorum. Benim planım bugün de bir fırsat yaratıp okula kadar gidip kütüphaneden fotografları buraya koymak yönündeydi. Ama gördüm ki
fotolar çekilmiş ve
Erdinç'e gönderilmiş bile. Ben yine akıllarına gelmemişim. İşin böyle içinde olup da dışındaymış gibi davranılması insanı kırıyor ama alışıyorum galiba böyle tavırlara.