30 Aralık 2005 Cuma

Taşındım

Sunucu problemleri beni canımdan bezdirdi. Pek çok kişinin yaptığı gibi ben de buraya taşıdım günlüğümü. Yarın sabaha kadar taşınmış olurum diye tahmin ediyorum (öğlen başladım hala bitiremedim ;))

Çok fazla günlük yazmamış olsam da 90 günlük kayıdını taşımak oldukça vakit alacak herhalde. Şimdilik sadece kendi yazdıklarımı taşıyorum. Hafta içinde de yorumları taşıyacağım (~80), kaybolan birşey olmayacak yani. Taşınma bitene kadar yorumlar kapalı olacak, anlayışınız için teşekkürler.

efsane yeniden

Kai Geek takma adını kullanan şahsın meşhur Özgür Karataş olduğunu bildiği halde bana söylemeyen arkadaşlarıma teessüf ediyorum.

Ben kendisini bu epostası ile hatırlıyorum. private sozlukte guru yu taklit eden insan olarak ek$i sozlukte yeri olan birisidir. Biraz uzun ama tadından yenmez bu mesajı alıntılıyorum (olduğu gibi kopyaladığımdan yazım hatalarının kusuruna bakmayın):
Degerli linux kullanicilari ve kullanicilara ve de linuxe emek veren
arkadaslar;
Bir suredir takip eden olaylari inceledim ve grup icine izninizle mail
atmayi uygun gordum. Konu sudur ki, mail basliginda gordugunuz gibi adim
"Ozgur KARATAS" olmaktadir ve internet uzerindeki pek cok faal
platformlarda benimle ayni ismi tasiyarak insanlari kandiran taklitci
bunyelerden bir suredir haberdarim. Konu ile ilgili olarak; takdir
edersiniz ki, kolaymail.com (emt-net) bunyesinde calistigim ve son
olarak adanete link attigimdan ve de tum sirketin kapanmasindan sonra
net ile baglantimi kesmistim. Uzun bir sure faal ortamlara
katilmamaktaydim. Bu 2 yila denk gelen zaman icerisinde, adi Ozgur
KARATAS (tam emin degilim) olan bir arkadasimiz oncelikle irc
serverlarda, sonrasinda serverlarin onu yittigi ortamlarda (forum,
sozluk ve hatta mailing list) boy gostermeye baslamistir. Zaman
icerisinde ortamlarda "Guru" nickini almis ve gecmiste "Guru" nickini
kullanan kisilerin ise unvanini kullanmistir. Sahis, olaylara baktigim
kadari ile; koc.net'ten taninan Ozgur Cengiz Demir (OCD)'in ismini
kullanmis (ne de olsa nette yok diyerekten), Ozgur bey ile
karsilastiginda ise "ben private sozlukteki guru, yani ozgur karatas'im"
demistir. Olayin gelismesine bakacak olursak, private sozluk catisi
altinda guru nickini kullanan kisi benimdir ve koc.net admini guru'nun
varligini bilmekle birlikte, net uzerinden kendisini tanimaktayimdir.
Ayni taklitci sahis, bunlarla da yetinmemis, kendisine iyilik
yapildigindan, taklit ettigi kisilerin calistigi yerlerde calistigini ve
hatta dostlarini tanidigini bastira bastira dile getirip, birde hakli
cikmaya calismistir. Bu kisinin ne benimle, saniyorum ki ne de koc.net
admini guru yani ocd ile kesinlikle bir baglantisi olmamaktadir.
Calistigim yerlerin basinda gelen Kolaymail.com ve sirasi ile EMT-NET,
Gelecek Linux A.S. ve Okyanus Medya Internet Hizmetleri'nde boyle bir
kisi calismamakla birlikte, sadece taklit oldugu anlasilmistir. Son
donemlerde ise ISNet'te calistigini da beyan eden sahsin,
arastirmalarimiz sonucunda boyle bir faaliyeti olmadigini gordum ki;
isnet'in mail serverini disaridan bir hizmet ile kurdugumu belirtmek
ister, bu kisinin oradan buradan bilgi alarak kendine mal ettigini
buradan anlayabiliriz. Ek olarak sadece bunla kalmayip, mailleri ve
yazim stillerini bile taklit ettigini gormus olmaktayimdir ki sanirim
saatlerce pc basinda bos bos duran bir insan olmaktadir. Konuya ozen ve
itina gostermenizi rica eder, ayni kisi ile karsilastiginizda diyaloga
girmemenizi ve hatta baglantinizi kesmenizi rica ederim. Ek olarak
bilinen guru nicki sahibi insanlar olan, ocd'nin eksi sozlukte yazar
oldugunu ve irc ile kesinlikle baglantisini olmadigini unutmayiniz.
Sahsim ise private sozluk olusumundan ayrilmis olup, icq veya mail yolu
ile ulasabilirsiniz.
Kolay Gelsin.

Ozgur KARATAS
Coders
Linux Administrator
(imzam bile taklit edilmis, yuh)


Bu mektubun başlattığı mesaj silsilesi oldukça eğlendirici. Samimi olarak söylüyorum; işten güçten çok bunaldığınızda keyfinizi yerine getirecek, kafanızı dağıtacak hatta gülmekten sandalyeden düşürecek birşey aradığınızda okuyabilirsiniz. Ben sizi meraklandırmak için aradan bazı mektupları aşağıya alıntılıyorum:

*
Hayir, Kara Murat benim! :) 

*
Hayır o değil asıl öz Kara Murat benim.... 

İnanmazsınız bu bile var:
Arkadaşlar kusura bakmayın rahatsız ediyorum ama biri Kara Murat adını
kullanarak ortalıkta dolaşıyormurmuş. Benim imzamı bile taklit etmiş. Benim kara
Murat lütfen diğerleri aşağılık bizans casusları olmalılar.

hatta prenseslere sarkıntılık
yapıyorlarmış; benim Kara Murat yedirmem
prensesleri size, heyttt ulan ki

Kara Murat
Fatih'in Fedaisi

*
Oguz diger fake arkadas beni taklit etmis olmasin ? Mail loglarina
baktigimda ki ekinin yanina virgul koydugu gorunuyor ve hepsinde..
ki baglacina virgul eklenmez. ayrica konu bilgilendirici oldu ise kapatalim.
kolay gelsin

Ozgur

Bunu Murat yazmıştı hatırlıyorum. O zaman da gülmekten yıkılmıştım:
 Ben sanirim Ozgur Karatas'i taklit ederek fake bir Ozgur Karatas kimligi ile
Guru nikli sahsi taklit eden ve burdaki listelere mesaj atan Ozgur Karatas'in
bir nevi tiksinerek bahsettigi Ozgur Karatas'i buldum, bu siz degilsiniz
degil mi bizim listelerimize mesaj atan gercek Ozgur Karatas?

*
Ben de dun Ozgur KARATAS isimli bir system admini ile kisa sayilabilecek
bi telefon gorusmesi yapmistim, tesadufun bu kadari olur :)


Ayrıca google'da yapacağınız bir aramayla çok komik şeyler bulabilirsiniz. Örneğin 2004 yılının En Başarılı Yerelleştirici adayları arasında olduğunu ya da Evlilikte Yaşanan Sorunlar hakkında yazdığını öğrenebilirsiniz.

Aslında söz de uçmaz ama yazı hiç uçmuyor.

Söz uçuyor yazı kalıyor da epostalara ne oluyor?

Binlerce üyesi olan bir eposta listesine yazan biri nasıl olurda "bu yazdıklarım arşivleniyor, yarın utanmamak için önce kendi yazdıklarımı bir okuyayım" demez anlamıyorum. Bir arşivlenme durumu olmasa da elbette insan yazdığını okumalı ama listeye yazarken iki kere okumalı. Örneğin, birinin dizüstü bilgisayarına slackware kurduğundan bahsederken:
Ancak bir sorun daha vardi ki; lilo kuruldugu zaman acilista windows'un acilmasini
engelliyor ve command.com dosyasini siliyordu. Sanirim lilo.conf ta kisa bir ayar
yapmak gerekecek.

diye sallamamalı insan. Ya da "Linux'ta da mı güvenlik sorunu var" diye soran birine aşağıdaki gibi yanıt vermemeli.
yaklasik 9 yildir universite hayatimdan bu yana linux kullaniyorum.
slackware 7 ile basladim. o zamandan bu zamana slackware 10.2 cikti ve arada yuzlerce
gelistirilmis paket, yuzlerce surum cikti. nerede ise hepsini denedim. inanin bana hayatimda
2000 defa linux kurup kullanmistirim veya network olarak yonetmistirim. hic ama hicbir
defa bir saldiri yedigini veya bir guvenlik ihlali oldugunu gormedim.
bence en onemlisi kisinin kendi guvenlik prensipleri ile protokolleri kontrol edebilmesi..

hersey bu,
disari acik olan servislerinizi kapatip ta dogru authantication secenekleri belirleyip
bu kural ve de prensipleri sisteme soylediginiz zaman hayatta bulabileceginiz en
itaatkar cocuk Linux'tur. Soyle de orneklenir;
evde bir cocugunuz var ve sigara icme zararli diyorsunuz o ise iciyor. Linux'a sigara
icme dediginiz zaman hayatta icmez arada birisi bana zorla icirdi bile demez.
Ek olarak linux son kullaniciya hitap eden bir sistem degildir.
Ozgur yazilim felsefesi guden ve ben bunu ogrenirim kendimi gelistiririm diyen insanlara hitap
eder. Eger siz; "ben ogrenebilirim, kendimi gelistiririm" diyorsaniz linux tam size gore.
ama yok hayir linux kullanamam windows kurarim hersey kendiliginden olur diyorsaniz
"para" ile herseyi windowsta da ayni sekilde kullanabilirsiniz. Ancak windowsa siz
"dur sigara icme" dediginiz zaman arada "birileri zorla bana koklatti" diyebilir.
Buna egilimi vardir.
Karar sizin, yorum sizin..
Saygilar,

Yok eğer böyle yanıt verirse de alacağı cevaplara şaşırmamalı:
> Ek olarak linux son kullaniciya hitap eden bir sistem degildir.

İçi boş bir önermedir bu. Uzun zamandır masaüstü kullanıcısını da
hedefleyen dağıtımlar var piyasada. En son Pardus çıktı. Duymadınız galiba.

> Ozgur yazilim felsefesi guden ve ben bunu ogrenirim kendimi
> gelistiririm diyen insanlara hitap eder.

Linux elbette böyle insanlara hitap eder ama geliştirici olmayan, olması
gerekmeyen insanlar da linux kullanabilir. Biz Çanakkale'de köylerdeki
sağlık ocaklarında bile doktorlara, hemşirelere linux kullandıracağız.
Biraz etrafınıza bakın. Linux'u sadece uzmanlar kullanabilir demek için
son beş yıldaki gelişmeleri hiç görmemiş olmak lazım.

> Eger siz;
> "ben ogrenebilirim, kendimi gelistiririm" diyorsaniz linux tam size
> gore.
> ama yok hayir linux kullanamam windows kurarim hersey kendiliginden
> olur diyorsaniz "para" ile herseyi windowsta da ayni sekilde
> kullanabilirsiniz.

Linux'da yapabildiklerinizin aynısını windows'ta para ile
yapabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Öyleyse yanılıyorsunuz. Biz paranın
satın alamayacağı şeyler için linux kullanıyoruz.


Bu noktada "tamam saçmalamışım, bari susayım" demez de aşağıdaki alakasız yanıtı verip ardından bir de efelenmeye kalkarsa olmaz:
pardus sadece bir grup gelistiricinin linux'u alip son kullaniciya herseyiyle teslim
etmesi adina yapilan bir calismadir. linux kendi basina masaustu kullaniciya hitap etmez.
redhat alir linuxu sistemine koyar satar destek verir veya da redhat veya da pardus ucretsiz
son kullaniciya teslim etmeye calisir. bunlarin hepsi linux.
"Linux" sistemin icindeki cekirdek yani kerneldir.

Birakin allah askina bana felsefe yapmayi lutfen; yazdiklarimi da anlamadan asla yorum yapmayin.


İşi bu aşamaya getirdikten sonra "Bir listeye yazarken yazdıklarınızla ilgili yorum yapılmasını kabul etmiş olursunuz. Bunun için sizden bir de izin mi almamız lazım?" sorusuna elbette verecek yanıt bulamazsınız:
Terbiyeli ol!
bildiklerinle de kal, canimi sikma, ukala.


Kimse "yazdıklarımı listelerde kim bulacak" diye düşünüp terbiyeyi elden bırakmamalı. Hiç bu kadar alıntı yaptığım olmamıştı ama hadi son olarak Eric Steven Raymond imzalı Nasıl Hacker Olunur? belgesinden bir alıntı yapayım:
Son olarak, yapmamanız gereken birkaç şey var.

* Aptalca veya övünme içeren kullanıcı isimleri kullanmayın.
* Usenet'de veya herhangi bir yerde sidik yarışına girişmeyin.
* Kendinize "sibermanyak" demeyin, diyen kişilerle de zamanınızı harcamayın.
* İmla ve dilbilgisi hatalarıyla dolu e-postalar yazmayın.

Bunları yaparak sağlayacağınız tek tanınırlık, aptal olduğunuz olacaktır.
Üstatların hafızaları kuvvetlidir – başlangıçta yaptığınız hataları unutturmanız/affettirmeniz
bir kaç yıl alabilir.


Listeye üye olmayan üstatların bir kısmı bunları gezegen'den okuyacak. google'da belleğe alsın. Artık nasıl unutturursunuz saçmalıklarınızı bilmem.

28 Aralık 2005 Çarşamba

ftp yeniden

Yeni bir disk arızasına kadar pardus 1.0 ftp.comu.edu.tr adresinden de indirilebilecek. Bir hafta içinde üçüncü diskim de bozulursa bunda art niyet arayacağım artık ;-)

edit: Sonunda sunucuda disk hatasının yanında başka arızalar da olduğunu keşfettim. Kendimi tebrik ediyorum.

--------------------


Amazon'dan kitap sipariş ettiğimi neredeyse unutmuştum. Bugün aşağıdaki e-posta'yı alınca pek sevindim:
Greetings from Amazon.com,

We thought you'd like to know that we shipped your items, and that this completes your order.

Thanks for shopping at Amazon.com, and we hope to see you again soon.


Hesabımdan 48.18YTL çekilmiş. Parayı malzemeleri gönderecekleri gün çekiyorlar. Bizim yerli sitelerimize parayı hemen veriyorsunuz, onlar ne zaman isterlerse o zaman gönderiyorlar. Aferin amazon'a

27 Aralık 2005 Salı

kurşun döktürmem şart

Daha bu sabah duyurduğum pardus 1.0 yansısının bulunduğu sunucunun diski arızalandı. Aynı sunucunun bir hafta içinde bozulan ikinci diski oldu. Beş yıldır 7/24 çalışan disklerin yaşam süreleri bitiyor galiba.

Yoksa nazar mı var? En iyisi yarın sabah sunucuya yeni disk taktıktan sonra bir kurşun döktürmek galiba.

indirin efendiler

ftp.comu.edu.tr'in bir anlık görüntüsü:
ftp.comu.edu.tr

pardus 1.0

pardus 1.0

25 Aralık 2005 Pazar

her şey bu kadar değişmek zorunda mı?

Sunuculardan birini slackware'den debian'a geçirince bütün yazılımların başka sürümlerini kullanmak zorunda kaldım. apache 1.3.34'den 2.0.54'e geçiş ilk başta sorunsuz gibi görünmüştü ama apache'ye bir modül eklemek için gezmediğim (fransızca, rusca, ...) forum kalmadı :( Zor değil ama bu kadar değişikliğe kimin ihtiyacı var? Sadece apache için demiyorum ama programların sürümleri arasında bu kadar mı fark olmalı bilemiyorum. Hangi dağıtımdı hatırlamıyorum ama bir keresinde squid'i güncellediğimde squid'in squid kullanıcısı yerine proxy diye bir kullanıcı ile çalışacak şekilde paketlendiğini keşfetmem ve yeniden çalışır hale getirmem bir saatimi almıştı. Bir sonraki sürümde tekrar eskisine dönmüştü. Kritik bir durum olur boynumuz kıldan ince ama kullanıcının alışkanlıklarıyla bu kadar oynamamak lazım. Gecenin bu saatinde "fhs niye var arkadaşım" diye bağırmak istiyorum. 10 dakika sonra: cumartesi'yi pazara bağlayan gece saat 03:45'de bölümünün web sayfasında problemi devam eden bir arkadaş (tanışmıyoruz) Almanya'dan bana eposta ile ulaştı, icq'da 10 dakika konuşup sorunu giderdik. Mutlu, şaşkın ve yorgun bir halde uyumaya gidiyorum.

24 Aralık 2005 Cumartesi

slackware --> debian

Geçenlerde bir sunucu probleminden bahsetmiştim. Bugün aynı sunucunun / dizininin bulunduğu disk öldü. Rahmetli slackware 9.1 ile kurulmuştu ama slackware-current meraklısıydı. Bir ay daha dayansa onu emekliye ayırmak için yeni sunucu sipariş etmiştik bile. Birlikte acı tatlı ne günlerimiz geçmişti :( Giden geri gelmiyor diyerek, sanki diskinin yanması onun suçuymuş gibi ölen diski atıp yerine yenisini takarken işletim sistemini de değiştirelim ve debian kuralım dedik. "Nasılsa hepimiz masaüstünde onu kullanıyoruz, hem 3.1r1 çıkmış (net-install yoktu piyasada ama olsun), iyi olur, has olur" diyerek başladık. Yedekler dvd'de hazır beklediğinden ne kadar uzun sürebilirdi ki? Neredeyse tüm programların sürümleri farklı olduğundan (apache, mysql, ıvır, zıvır...) bir sürü zaman harcamak zorunda kaldım. Eve gidemeyince ben de akşam oyun oynamaya söz verdiğim oğlumu bilgi işleme getirdim, sistem odasının altını üstüne getirdi. Ben de bittim ama her şey eski haline döndü sonunda. edit: Artık net-install iso'su var.
uguradmin

21 Aralık 2005 Çarşamba

pardus test macerası - 5

Pardus 1.0 RC1 testini sonuçlandırdık, raporları az önce gönderdim. Test işine alışmaya başladık galiba, gayet sakin bir gündü (en azından test açısından).
R.P.T.


Henüz incelemeye fırsatım olmadı ama OpenOffice.org 2.0.1 çıkmış:
The main focus of the new release was correcting bugs, in particular in
localisations. However, a number of new features were added as well. So,
for example, it is now possible to disable and hide particular
application settings, which comes in handy for central administration in
networks. Moreover, a new keyboard shortcut permits the user to return
to a saved cursor position. The bullets and numbering feature has been
expanded, and a new mail merge feature is available.

Last but not least, Macedonian has been added as an official language.
Several other localized versions are also available, such as Turkish,
Russian, Slovenian, Hungarian, Estonian and Bulgarian.


Dönüşüm için teknik şartname hazırlamanın sonlarına yaklaşıyoruz. Bir, iki gün içinde detaylı birşeyler yazabilirim sanırım.

Bravo Telekom, bravo

Bu akşam bir tanıdığımdan (siz de tanıyorsunuzdur kendisini) aşağıdaki eposta'yı aldım:
Bugün ADSL hattım kesildi. Birisine sabit IP lazım olmuş, benimkini vermişler.
Şu an bu uygulama karşısında şaşkınlık içersindeyim ve çaresizim.

Çok şey söylenebilir ama ben Telekom'u tebrik etmekle yetiniyorum. Bir kurum ancak bu kadar kötü idare edilebilir.

20 Aralık 2005 Salı

pardus rc1

Hepinizin eline sağlık. Testlere başlıyoruz. İsteyen RC1'i buradan da indirebilir.

19 Aralık 2005 Pazartesi

operasyon başladı

"Önümüzdeki hafta merkez binada çalışan, kritik bir görevi olmayan iki bilgisayara linux kurup personelin oynaması için bırakacağız." diye yazmıştım geçen hafta.
linux ile tanışma
Yukarıdaki resimden pek anlaşılmıyor ama cuma günü 3 bilgisayara debian unstable kurduk. Arkadaşlar bir hafta önceden neler kuracaklarının provasını yaptıklarından tam ihtiyaçlarına göre bir kurulum oldu. Pdf dosyaları için alışık oldukları Acrobat Reader, metin işleme ve hesap tablosu için OpenOffice.org hatta sonradan pardus'a geçince yabancılık çekmesinler diye Tulliana bile kurduk. Bugün itibariyle üç makinada sadece linux var (dual boot değil). Çok kısa bir bilgilendirme yapıp oynamaları için bıraktık. Şimdilik her şey iyi gidiyor.

sunucu problemi ve tedbir

Wolf3D oynadığım günlerden kalma bir alışkanlıkla pek sık yedek alırım. Oyunda öldürüldüğünüzde mümkün olduğunca yakın tarihe geri dönebilmeniz için sık sık kaydetmeniz gerekirdi.

Bu sabah web sunucumuzun disklerinden biri hakkın rahmetine kavuşunca 2 gün önceki yedeklerime dönebilmek ancak bir saat kadar sürdü. Bu yüzden derse gidemedim ama her şeyin bir bedeli var. Ya yedeklerim olmasaydı da www ve mysql'i yerine koyamasaydım diye düşünemiyorum bile.

Gezegen'de Mehmet Büyüközer'in yazısını okudum ve tesadüfün böylesi olmaz diyorum. Geçmiş olsun.

18 Aralık 2005 Pazar

Just for Fun ve The Cathedral and the Bazaar

Just For Fun ve The Cathedral & the Bazaar'ı internetten sipariş edeceğimi yazdığımda "toplamda kaça gelecek acaba?" diye soranlar olmuştu. İlk defa amazon'dan alış veriş yapacağım için ben de tam fiyat verememiştim ama az önce sipariş ettiğimden kaç paraya malolduğunu artık biliyorum:
Item(s) Subtotal: $21.70
Shipping & Handling: $13.47
Grand Total: $35.17

The following items will arrive after December 24, 2005
28 aralık: Hesabımdan 48.18YTL çekildi.
Katedral ve Pazar Just For Fun

17 Aralık 2005 Cumartesi

yeni yılda kütüphanemizde de linux kullanacağız

Üniversitemizin merkezi kütüphanesinde yeni yılda linux kullanılmaya başlanacak. Bunun için ilk etapta 40 adet ince istemci ve bir küçük sunucu alıyoruz. İnce istemciler üzerinde linux olacak, sunucu içinse Red Hat Enterprise Linux alıyoruz. Kütüphanemizin dönüşüm işinde en büyük pay, üst yönetimi ikna etme işini gerçekleştiren İsmail İşleyen'e ait. Kurulum işlerini ben yapacağım. Bilgi işlemde sadece linux kullanıyoruz ama üniversite kütüphanesinde de linux'a geçmemiz iyi olacak. Orası öğrenciler ile iletişim halinde olan bir yer, etkisi büyük olur. Bizim sistem odamızı kim görüyor ki? Böylece ele verir talkını kendi yutar salkımı şeklinde düşünenler böyle olmadığını tekrardan görmüş olurlar.

Aslında bir çok üniversitenin bir çok biriminde linux kullanılıyor ama yeterince yüksek sesle bunu söylemiyoruz galiba ya da dağınık yerlerde söylediğimizden etkisi çok büyük olmuyor. Türkiyede 40 üniversite (ya da daha fazlası) linux kullanıyor diyebilsek bence çok etkili olur. Nasıl programların sayfalarında referans listeleri oluyorsa biz de linux.org.tr'de linux kullanan üniversiteler/kurumlar diye bir bölüm açsak, linux kullanmak isteyenleri cesaretlendirmez mi acaba?

16 Aralık 2005 Cuma

işletim sisteminden önce kafaların yenilenmesi gerekiyor galiba

Bugün tam okuldan çıkarken telefon çaldı. Genelde ben çıkmak üzereyken çalan telefonlar hayra alamet olmaz. Neyse, telefona Sedat baktı ve seni arıyorlar dedi. Kırk yıl düşünsem Mustafa hocanın beni arayacağı aklıma gelmezdi. Ne kadar memnun oldum anlatamam. Mustafa hoca büyük bir incelik gösterip beni dönüşüm projesi için aramış. Ben biraz buradan bahsettim O PostgreSQL ve GTK ile yaptıklarını anlattı. Anladığım kadarıyla Malatyada da benzer bir dönüşüm projesi var ama benim kadar tantana yapmıyorlar :-) Oradaki tecrübelere de ihtiyacımız olacak elbette. Tekrar sağolun hocam.

Telefonda Mustafa hocaya anlattım buraya da yazayım. Bu hafta görüştüğüm bir yazılım firmasına "programlarınızı linux ile çalışabilecek şekilde yazsanız maliyet yönünden önemli bir avantajınız olur, ticari olarak da kazançlı çıkarsınız bundan" dediğimde aldığım yanıt şöyle oldu: "Genellikle programların toplam sahip olma maliyeti ile ilgilenilmiyor. Örneğin 20,000 nüfuslu bir ilçe bile alacağı programın PostgreSQL veya MySQL ile değil de Oracle ile çalışmasını istiyor. Yani adamlar veritabanı için ödeyecekleri ücretten kurtulduklarına bile sevinmediklerinden onlara 100 bilgisayara linux kuracağız işletim sistemi için şu kadar para vermeyeceksiniz demek pek anlamlı olmuyor. Neyse parası verelim (kimin parasını veriyorlarsa) ama en kalitelisini (!) alalım diye düşünenlere linux ile çalışan uygulama satmak mümkün değil."

Olaya bu taraftan bakınca insan ümitsizliğe kapılıyor ama memlekette değiştirilecek çok şey var, biz uğraşmasak kim uğraşacak diyerek çalışmak lazım herhalde.

15 Aralık 2005 Perşembe

yeni üyeler

LKD için üye kaydetmeye devam ediyorum:
Fizik bölümü öğretim üyelerinden tez hocam Doç.Dr.Uğur CAMCI ve Doç.Dr.İsmail TARHAN, bilgi işlem'den Hüseyin BÜYÜKKUTLU ve Egemen BAYDAR, arkadaşlarımız Ali Tevfik KURT ve İsmail AYKUT, öğrencilerimiz Behice BALKAYA, Mete Alpaslan KATIRCIOĞLU, Zeki İnan YALÇINKAYA, Selçuk ALTUNKAYA ve Burak BAKIRTAŞ derneğimizin yeni üyeleri oldular.
Hoşgeldiler.

14 Aralık 2005 Çarşamba

görüşmelere devam

Dönüşüm projesi için bugün bir firmayla daha görüştük. "Bizim de gönlümüz linux kullanılmasından yana" diyorlar ama yazılımları sadece winlerde çalışıyor. Uygulamalarını birinci basamak sağlık birimleri için oldukça tatmin edici bulduğumu söylemeliyim. Wine ile çalıştırılabiliyor mu diye sordum; hiç denememişler. İlk iş bunu deneyelim dediler, wine diye birşeyi hiç duymamışlar. Memlekete en azından böyle faydamız oluyor...

El elden üstündür editi: Sağolsun Onur Küçük "firma kaynak kodunu kendisi yazdığı için wine kullanmak yerine programlarını winelib ile derlemeyi tercih edebilir" diye yazmış. Win programlarını linux'da çalıştırmak konusunda pek az tecrübem olduğu için hiç aklıma gelmeyecek bir şeydi bu. Bu katkıyı fırsat bilip önerilerini, görüşlerini ve yardım tekliflerini yazan herkese tekrar teşekkür ediyorum.

bilgisayarı kapatmadan uyumak olmaz

Normalde bilgisayarı kapatmak problem olmaz ama bugün debian unstable kurup güncelleyenler bu problemle karşılaştılar. Bugün ben dersteyken sağolsun bir çalışma arkadaşım (evet sen benim adımı anmazsan ben de seninkini anmayacağım) dizüstü bilgisayarıma debian kurdu. Akşam 16:30 gibi bilgi işlem'e uğradığımda hocam her şey tamamdır güvencesini alıp eve döndüm. /home için ayrı bir disk bölümüm olduğundan her şey bıraktığım gibi duruyordu: maillerim, dosyalarım, yer imler'im her şey eskisi gibiydi. Kullandığım programları da apt ile kurabilirdim. Bütün güncellemeler de yapılmıştı. Sadece yeni çekirdek kernel-panic hatası verdiğinden kurulmamıştı o kadar. Bu kadarına dayanabilirdim aslında; yani son çekirdeği (2.6.14-2) değilde daha eski bir çekirdeği (2.6.8-1) kullanabilirdim ama bilgisayarım kapanmıyordu. Ben
debian:~#shutdown -h now
dediğimde o reboot anlıyordu bunu. Önce sorunun acpi paketinden kaynaklandığını düşündüm. Gerekli paketleri kurdum, böylece laptop'un pil durumunu da görebiliyordum. Sorunun çözüldüğünden emin bir şekilde tekrar kapan dedim yine reboot yaptı. Neyse, bir saate yakın inatlaştık. Sonunda pes ettim ve belki de ilk yapmam gerekeni yaptım: google'a sordum. kernel-image-2.6.8 ile shutdown yapamamak bilinen bir problemmiş meğer. Tamam güncel çekirdeği kullanayım bari diyerek vazgeçtim ama güncel çekirdek dün çıkmış ve onun da boot edememe problemi var. Yani 2.6.14-2-686 çekirdeğini kurduğunuzda boot ederken aşağıdakine benzer bir hata ile karşılaşıyorsunuz:
Freeing unused kernel memory: 180k freed
mice: PS/2 mouse device common for all mice
Uniform Multi-Platform E-IDE driver Revision: 7.00alpha2
ide: Assuming 33MHz system bus speed for PIO modes; override with
idebus=xx
/bin/cat: /sys/block/hda/dev: No such file or directory
Waiting 1 seconds for /sys/block/hda/dev to show up
input: AT Translated Set 2 keyboard on ia0060/serio0
/bin/cat: /sys/block/hda/dev: No such file or directory
Waiting 2 seconds for /sys/block/hda/dev to show up
/bin/cat: /sys/block/hda/dev: No such file or directory
Waiting 4 seconds for /sys/block/hda/dev to show up
/bin/cat: /sys/block/hda/dev: No such file or directory
Waiting 8 seconds for /sys/block/hda/dev to show up
/bin/cat: /sys/block/hda/dev: No such file or directory
Waiting 16 seconds for /sys/block/hda/dev to show up
Device /sys/block/hda/dev seems to be down.
Debugging opportunity, type ^D to continue.
/bin/dash: can't access tty; job control turned off
Oldukça can sıkıcı olan bu hatanın ide disklerle ilgili olduğu görülüyordu ama henüz bir yaması çıkmamıştı. Yine de bazı öneriler vardı ben de onlardan birini denedim. /etc/yaird/Default.cfg dosyasını açıp aşağıdaki satırları ekledim:
MODULE piix
MODULE ide-generic
MODULE ide-disk
Arkasından bir de
dpkg-reconfigure linux-image-2.6.14-2-686
patlatınca yeni çekirdek sorunsuz kullanılır hale geldi. Artık "kapan" dediğimde "emrin olur" diyor. Bu yazdıklarımı okuyan diğer türden (!) işletim sistemi kullanıcısı arkadaşlarım bravo, demek artık bilgisayarını kapatabiliyorsun diye dalga geçeceklerdir ama olsun onları yine de seviyorum.

12 Aralık 2005 Pazartesi

LKD seminerlerine konuşmacı olarak katılmış mıydınız?

LKD Seminer çalışma grubu olarak (başkanımızın "Toplanın Toplanıyoruz" konulu uyarısından sonra :)) hem daha önce seminer vermiş konuşmacılarımızla irtibatı yeniden sağlamak hem de seminer vermeye gönüllü olanlara yardımcı olabilmek için bir eposta listesi açtık: seminer-konuşmacı

Bu listeyi oluştururken kayıtlarımızda konuşmacı olarak ismi bulunan herkese ulaşmaya çalıştık. Ancak bazı arkadaşların eposta adreslerini dahi bulmamız mümkün olmadı. Adreslerin tümünü doğru olarak bulduğumuzdan da emin değilim (evet hatasız yapamadığımız başka işler de oluyor).

Eğer daha önce seminerlere konuşmacı olarak katılmışsanız ve "seminer-konusmaci listesine hoşgeldiniz" mesajını almamışsanız lütfen bu adresten listemize üye olun.

Henüz seminer vermediniz ama kendinizi hazır hissediyorsanız sizleri de aramızda görmek istiyoruz.

seminer çalışma grubu

11 Aralık 2005 Pazar

Ice Age 2

İlk filmin hastası olup ikincisinin yolunu gözleyen biri olarak trailer çok hoşuma gitti diyebilirim. Sitesi de güzel:
buz çağı 2

8 Aralık 2005 Perşembe

dönüşüm ile ilgili görüşmelere başladık

Bugün dönüşüm projesi için dış dünya ile gayri resmi görüşmelere başladım. Uygulama yazılımı geliştiren firmaların bir kısmı istemcilerde de program çalıştırmak istediklerinden ve linux istemciler için bir çözüm getiremediklerinden hayli zorlanacaklar :) Şaka yapıyorum hiç zorlanmayacaklar :) :)

Aslında sadece linux kullanılması konusunda bir dayatma da olmamalı bence. Kullanıcılar evlerinden de uygulamayı kullanmak istediklerinde freebsd, Mac OS-X ya da başka bir OS kullanıyorlarsa hiç bir problemle karşılaşmamalılar. Standartlara uyan herhangi bir tarayıcı ile bütün işlerini görebilmeliler. Bütün bankacılık işlemlerini öyle yapmıyor muyuz zaten?

İnsan ilginç şeylerle karşılaşıyor iş dünyası ile iletişime geçtiğinde. Firmanın biri işletim sistemine para vermek istemiyorsanız 98 kullanın o da ücretsiz dedi. Ciddi ciddi dedi bunu. Gerekli açıklamayı yaptım.

Linux için nereden destek bulacaksınız diye soranlara gülüyorum (bazen yüzlerine de gülüyorum). Bugün yaptığım görüşmelerde aklıma takılan mono ile ilgili bir konuyu saat 22:39'da Enver Altın'a mektupla sordum. Sağolsun 22:47'de yanıtladı. Kim, nereden, daha hızlı, daha ucuza bilgi alabiliyor merak ediyorum (aslında etmiyorum ama cümle böyle fena olmadı).

Önümüzdeki hafta merkez binada çalışan, kritik bir görevi olmayan iki bilgisayara linux kurup personelin oynaması için bırakacağız. Bilişim okur-yazarı kullanıcıların günlük işlerini linux kullanarak kolaylıkla yapabildiğini görecekler. Bu sayede kurum içinde oluşacak direnci de tamamen olmasa bile önemli ölçüde kırabileceğimizi düşünüyorum. Kurulum için Oğuz ve Pınar'ı da yanımda götürmeyi planlıyorum. İkisi de gnome kullanıyor ama kde kuracaklar.

İlk tanışma hangi dağıtım ile mi olacak? Farkeder mi? Özgür olsun da...

5 Aralık 2005 Pazartesi

pardus test macerası - 3

Pardus 1.0 beta testini sonuçlandırdık. Başarı alfa2'ye göre oldukça yüksek oldu. Zaman kısıtlaması yüzünden yine adrenalin yüksekti. Şimdi sırada sistemi kurcalamak var.
R.P.T.


edit: Ersan Yıldırım tam da ihtiyacım olan şeyi; openoffice.org kullanım kılavuzunu hazırlamış. 10.4mb, 371 sayfa, pdf. Teşekkürler.

3 Aralık 2005 Cumartesi

hoşgeldin

Daha önce çevirilerinden, çalışkanlığından bahsettiğim Oğuz Yarımtepe de gezegene iniş yapmış. Hoşgeldin Oğuz.

açıklama ve teşekkür

İlk heyecanımdan konu ile ilgili yeterince açıklayamadığım yerleri aydınlatmaya çalışayım:
  • Linux üzerinde çalışacak bir uygulama geliştirmeye başlamadık. Bu konuda çalışan ve destek verebileceğini yazanlara teşekkür ediyorum ama uygulama yazılımını satın alacağız (hemen biz oluverdik, çabuk ısındım bu işe). Yapılacak iş mevcut bilgisayarların işletim sistemlerini linux yapmak ve üzerine kullanabilecekleri bir tarayıcı ve ofis paketi kurmak.

  • Kurulacak dağıtım konusunda tutamayacağım sözler vermedim. Ne Tübitak'ı ne Pardus'u ne de derneği bağlayacak, haddimi aşan vaatlerde bulunmadım (genellikle "olmaz" dememle tanınırım).

  • Erkan Tekman gönderdiği mektupta haklı olarak
    Kimi zaman iyi niyetle ve hevesle başlatılan işler bir süre sonra başlangıç 
    amacına zarar vermeye dahi başlayabiliyor.

    diye endişesini dile getirmiş. Kendisine özelden yazdım ama benzer çekinceleri olanlar için tekrar buraya yazıyorum; boyumuzu aşan (biz dediğimde boyumuzu aşacak birşey göremiyorum ama neyse), tutulamayacak, hayali sözler vermedim.
    Son olarak ilgilenen ve dernek listesinde, özel mektupla veya yorumlarıyla destek veren arkadaşlara teşekkür ediyorum. Hakettiğimin çok üzerinde övgüler var, sağolun.
  • Serhat Ayan bu dönüşümü haber yapmak istediğini yazdı. Sağlık İl Müdürlüğüyle konuşup kendisine (umuyorum olumlu) yanıt vereceğim. Teşekkür ediyorum.

  • Bora Güngören dernek listesinde aşağıdaki teklifte bulundu, sağolsun. Bu teklifi kaçırmayacağız:
    Projede çalışacak bir grup arkadaşı Ankara'da MEB'in merkezinde ücretsiz Linux 
    eğitimine alsak? Ben işin organizasyonunu sağlarım. Ankara'da MEB'e yakın bir
    yerlerde konaklama sağlandıktan sonra 5 gün yoğunlaştırılmış eğitim alırlar.

    Portakal zaten MEB'deki eğitimleri vermeyi üstleniyor; bir eğitim grubu daha
    düzenlemekten mutlu oluruz. Maksat çorbada tuzumuz olsun.

  • Erkan Tekman gönderdiği mektupta pardus adına destek veriyor, bütün ekibe teşekkür ediyorum.
    Bizim yardım edebileceğimiz noktalarda zamanımız elverdiğince yanınızda olacağımızdan 
    emin olabilirsiniz.


  • Yukarıdaki destekler kadar değerli olan olumlu görüşlerini yazanlara da teşekkür ediyorum. Gelişmeleri buradan duyurmaya devam edeceğim.

    2 Aralık 2005 Cuma

    Çanakkalede dönüşüm başlıyor

    Son bir ay içerisinde gelişen ve beni çok heyecanlandıran gelişmeleri paylaşmak istiyorum

    Sağlık Bakanlığı aldığı bir kararla yurt çapında tüm sağlık ocaklarını merkezi sisteme bağlayacak. Çanakkale İl Sağlık Müdürlüğü'nden Onsekiz Mart Üniversitesi Bilgi İşlem'e bu konuları danışmak için geldiklerinde ağ konularında yardım ettikten sonra ben klasik olarak konuyu kullandıkları işletim sistemine oradan da linux'a taşıdım.

    Çanakkale çapında yeni alacakları bilgisayarlar için gerekli OS, ofis ve antivirüs programlarının lisans ücretinin 400.000 ytl tutacağından yakınıyorlardı. Linux deyince "bilmiyoruz, kimden öğreneceğiz?" dediler. Neyse uzatmıyorum, Çanakkale İl Sağlık Müdürlüğü önce Sağlık Bakanlığına "Linux kullanabilir miyiz?" diye resmi olarak sordu. Bakanlıktan

    İlgi yazınızda bahsedilen Birinci Basamak Sağlık Kurumlarının Bilgi Sistemlerinin ve Bilgi Güvenliği Sistemlerinin kurulmasında açık kaynak kod yazılımı olan Linux ve Open Office yazılımları kullanılabilir.
    Bu yazılımların kullanılması kurumlara gevenilirlik, esneklik ve maliyet etkinliği getireceği için Başkanlığımızca da uygun bulunmaktadır.


    yanıtını aldıktan sonra linux konusunda işbirliği yapmak için Üniversite'ye resmi yazı yazdı. Cevapladık. Dün son görüşmeyi yaptım.

    Özet: 2006 mart'ına kadar Çanakkale'nin tüm sağlık ocaklarında (ilçeler, köyler dahil) linux (bir kaza bela olmazsa Pardus) kullanılıyor olacak.

    Çok heyecanlıyım, çok

    1 Aralık 2005 Perşembe

    pardus beta yansı

    Mütavazi bir yansı:
    pardus-1.0-beta.iso
    pardus-1.0-beta.iso.md5sum
    pardus-1.0-beta.iso.sha1sum

    good old days

    İki yıl öncesine kadar sistem odasında geçen bir mesai yaşantım vardı. Bazı derslerin uygulamalarına giriyordum ama öğrencilerle birlikte çalışmak gibi bir planım olmuyordu (evet siz üçünüz vardınız ama sizinle arkadaştık). Öğrencilere fazlaca faydam olduğu söylenemezdi ama en azından zararım yoktu (belki de vardı da ben pek farkında değildim ya da önemsemiyordum, emin değilim). Onlarla daha fazla birarada olmaya başladığımdan bu yana hiç tahmin etmediğim şeyler olmaya başladı (evet önceden de tahmin etmediğim şeyler oluyordu kabul ediyorum). Örneğin bu yaz yanımda bilgi işlemde staj yapan dört öğrencinin ikisi artık benimle konuşmuyor. Diğer ikisiyle pek iyiyiz (en azından konuşuyoruz) ama %50 büyük başarı oranı sayılamaz. Herkesle iyi olamayacağımı biliyorum ama kötü adam olmak mutlu edici değil pek. İyi yanlarımı (düşününce aklıma gelmedi ama vardır herhalde) bastıracak kadar kötü giden birşeyler var ama henüz çözemedim. Zararın neresinden dönülse kardır diye düşünüyor ve geri adım atıyorum. I'm going back into my cave (artistik bir son oldu ama olsun)

    28 Kasım 2005 Pazartesi

    pardus test macerası - 2

    Pardus 1.0 alfa-2 testlerini büyük oranda bitirdik. Giderek daha iyi olduğunu söyleyebilirim.
    Test için 24 saat tanınması ve sürenin sonunda saatin çalıp arabaları balkabağına çevirecek olması işe ayrı bir heyecan katıyor. Test bilgisayarlarımızın bir kısmı SATA, SCSI diskli olduğundan onlara bu sefer de kurulum yapamadık. Sayı az olunca adrenalin de az oluyor haliyle. Umarım uğraşlarımız işe yarıyordur.

    edit: Utanmadan adrenalin az oluyor yazdım ama yine ancak son yarım saat içinde tamamlayabildik 10 bilgisayarın testini.

    27 Kasım 2005 Pazar

    just for fun

    Just For Fun

    Oğuz'dan alıp okuduğum Yalnızca Eğlenmek İçin'i çok beğenmiş ama yazmamıştım. Kitap güzel ama türkçesi kötü. Hatta insan inanamıyor ama çevirenin adı kitabın üzerinde yazmıyor. Kitap dandik bir yayınevinden çıksa insan belki anlayabilir durumu ama yayıncı Bilgi Yayınevi. Çevirmenin bilgisayarla hiç alakası yok ama Linux ilgili birşeyler okumak güzel. Çevirinin kötülüğüyle ilgili daha ayrıntılı şeyler okumuştum ama nerede okuduğumu hatırlayamadım. Neyse ben de Just For Fun'ı şipariş edeyim bari. Hazır elim değmişken The Cathedral & the Bazaar'ı da ekleyeyim listeye.

    24 Kasım 2005 Perşembe

    öğretmenler günü

    Bir yıl kadar Kırşehir/Akçakent/Ömeruşağı köyünde matematik öğretmenliği yaptığımdan biliyorum; bu memlekette birilerinin övgü alması, takdir edilmesi gerekiyorsa onlar köy öğretmenleri. Şehirlerarası otobüslerle yolculuk yaparken uzaktan gördüğünüz, bir avuç evden oluşan, "oraya nasıl gidiliyor acaba" diye düşündüğünüz yerlerde yaşayan en az bir öğretmen var. 4 yıl eğitim fakültesinde, bir şehir merkezinde okuduktan sonra gitmeyenlerin hayal bile edemeyecekleri koşullarda yaşamak üzere köylere öğretmen olarak gidiyorlar. İşin doğrusu sadece birkaç yıl kalıyorlar ama insan ilk gün kaçmak istiyor oradan. Gerçekten.

    Bunları yazarken arkadaşlara o günleri anlatıyordum; buz gibi soğukta terlikle okula gelmiş, üstünde başında birşeyi olmayan, az önce size öğretmenler günü hediyesi olarak bir paket selpak mendil vermiş bir öğrenciniz titreyen sesiyle aşağıdaki şiiri okurken ağlamamak gerçekten zordur.

    Çok mu dramatik oldu? Hayat daha dramatik, inanın bana.


    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
    Bütün çiçeklerini getirin buraya,
    Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
    Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
    Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
    Son bir ders vereceğim onlara,
    Son şarkımı söyleyeceğim,
    Getirin, getirin...ve sonra öleceğim.

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
    Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,
    Kaderleri bana benzeyen,
    Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları
    Geniş ovalarda kaybolur kokuları...
    Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri
    Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni,
    Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
    Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini
    Bacımın suladığı fesleğenleri,
    Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
    Avluların pembe entarili hatmisini,
    Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,
    Aman Isparta güllerini de unutmayın
    Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.
    Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
    Ben köy öğretmeniyim, bir bahçivanım,
    Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,
    Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
    Ne güller fışkırır çilelerimden,
    Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
    Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
    Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
    Baharda Polatlı kırlarında açan,
    Güz geldi mi Kopdağına göçen,
    Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen,
    Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
    Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden
    Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,
    Eğin türkülerinin içine gömün beni.

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
    En güzellerini saymadım çiçeklerin,
    Çocukları, öğrencileri istiyorum.
    Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,
    Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,
    O bakımsız, ama kokusu eşsiz çiçek.
    Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,
    Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
    Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
    Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum,
    Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
    Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
    Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,
    Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,
    Çiçeklerde acar benim gizli arzularım.

    Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
    Okulun duvarı çöktü altında kaldım,
    Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
    Yaz kış bir şey söyleyen toprakta,
    Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,
    Yurdumun çiçeklenmesi için daima yaşadım,
    Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
    Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,
    Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.

    23 Kasım 2005 Çarşamba

    20 Kasım 2005 Pazar

    Aranıyor

    kayıp aranıyor


    LKD seminerlerine konuşmacı olarak katılmış olan Buğra Çakır, Deniz Candaş, H.Çağlar Bilir, Ömer Emre Toker, Volkan Cengiz ve Zafer Şen'den istirham ediyorum bana eposta ile veya bu mesaja yorum yazarak ulaşsınlar. Kendilerini tanıyan, erişim bilgilerini bilen arkadaşlar yardımcı olurlarsa müteşekkir olurum.

    18 Kasım 2005 Cuma

    pardus test macerası - 1

    Bugün sabahtan başlayarak 10 farklı donanımlı bilgisayarda pardus-1.0-alpha kurulumunu test ettik. Her zamanki gibi arkadaşlar çok çalıştılar sağolsunlar:

    R.P.T.

    R.P.T.

    Dün gece ilgili epostayı alanlar bunu sevebilirler diye tahmin ediyorum:
    R.P.T.

    15 Kasım 2005 Salı

    Gayrı resmi Pardus Testçileri Aranıyor

    Daha önce Pardus Testçileri Aranıyor yazısını okumuş olmalısınız. Eğer Çanakkalede iseniz ve pardus'u test etmek istiyorsanız Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Bilgi İşlem Daire Başkanlığına uğrayıp ücretsiz cd'nizi alabilirsiniz.

    Önemli Not: pardus ile gönül bağı haricinde bir bağlantımız bulunmamaktadır. Geri dönüşleri Uluzilla'ya yapmalısınız.

    Önemsiz Not: iso dosyasını ftp.comu.edu.tr'den de indirebilirsiniz.

    13 Kasım 2005 Pazar

    Odin'in oğlu Thor

    Bu akşam oğlumla jetix seyrederken (evet arada sırada yapıyorum böyle şeyler) fantastik dörtlünün bir bölümünde çocukluğumun çizgi roman kahramanı Thor'u gördüm. İlkokuldan bu yana görmediğim bir arkadaşımı görmüş gibi mutlu oldum. Çocukluğumdaki kadar hoşuma gitmedi ama güzeldi.

    Odin'in oğlu Thor

    11 Kasım 2005 Cuma

    kim haklı?

    Bu aralar içinde bulunduğum duruma pek uygun bir şiir:

    Bir Çin Şiir
    (7. yüzyıl)

    Davacı zengin, davalı yoksulsa
    Zenginden yana işler yasa

    Davacı yoksul, davalı zenginse
    Davalıda kalır yine nizalı arsa

    Davacı da davalı da zenginse davada
    Özür diler çekilir aradan kadı

    Davacı da davalı da yoksulsa, bak,
    Sade o zaman işte yerini bulur hak

    Can Yücel 1983 de haftalık Somut gazetesinde yayımladıgı şiiirlerin toplamını 1984 yılında Gök Yokuş adıyla kitaplaştırıyor. Bu şiir de o kitaptan. Başlangıcındaki 7. yüzyıl ifadesi şiirin çeviri olduğu izlenimini oluşturuyor ama 1994'de Ankara'da bir şiir gecesinde Can Yücel bu şiiri yazdığı dönemde baskıyla karşılaşmamak için kendi yazdığı şiiri çeviri gibi sunduğunu anlatmıştı.

    Bu dünyadan göçeli 6 yıl olmuş...

    6 Kasım 2005 Pazar

    okyanus lokumu

    Deniz mahsüllerini pek severim, bunu da beğendim. Yengeç bacağı ya da ecnebicesi crab claw:

    okyanus lokumu

    3 Kasım 2005 Perşembe

    hız artışı

    Hala pek hızlı değil ama bir artış olmuş anlaşılan:

    adsl hız artışı


    edit: Okuldan nasıl bir sonuç çıkacak diye merak ettim:

    hızlı


    edit: evet, daha hızlısını görünce değiştiriyorum...

    1 Kasım 2005 Salı

    IPv6: Addressing The Needs Of the Future

    IPv6 ile ilgili kaynak isteyen bir arkadaşıma önerdiğim süper bir kitap:

    ipv6 addressing the needs of the future


    Liste Fiyatı: $595.00 Baskı: e-book (Acrobat Reader) Sayfa: 3 (üç)

    Şaka değil amazon satıyor.

    31 Ekim 2005 Pazartesi

    Açıklama

    LKD için üye kaydettiğimi daha önce burada ve burada yazmıştım. Bu mesajlarda adı geçen arkadaşların önemli bir kısmını tanımıyordum. Geri kalanlar ise çalışma arkadaşlarım ve hocalarımdı. Aradan geçen bunca zamana rağmen kısa bir "üye oldunuz" mesajı dahi almadılar. İnsanların gözünde düştüğüm durumdan kurtulmak için uye~linux.org.tr adresine iki eposta gönderdim, cevap alamadım. Son çare olarak derneğin başkanı Mustafa Akgül hocaya aşağıdaki mesajı gönderdim:
    
    Selamlar Hocam,
     
       Sizi yeni üye kayıtları ile ilgili bir problem için rahatsız ediyorum.
    Beni İstanbul Kültür Üniversitesindeki 'linux ve matematik yazoku'ndan
    hatırlarsınız. Orada yazokuluna katılan arkadaşları LKD üyesi yapmak
    için formlar doldurtup, fotograflarını almış, hatta üyelik aidatlarını
    da almış idim. Üniversiteme döndükten sonra buradan da yeni üye olmak
    isteyenlere aynı işlemi yaptım. Sonra topladığım paraları (200YTL)
    garanti bankasından havale ettim (SIRA NO : 2005-09-30-13.55.56.xxxxxx).
    Elimdeki evrakları ise iadeli taahütlü olarak gönderdim. 11.10 tarinde
    Türker Gülüm tarafından teslim alındığına dair belge (RR0003700xxxx) dün
    elime ulaştı.
    
    Yani; ben hiç üzerime vazife olmamasına rağmen kendime düşen her şeyi
    yaptım. Bunları yaptığımı 30.09 tarihinde eposta ile uye~linux.org.tr
    adresine bildirdim. Bana bir geri dönüş olmadığı gibi (aslında olması
    gerekir miydi bilmiyorum) sizi üye yapacağım dediğim insanlara da bir
    bilgi ulaşmadı. Derneğe üye oldunuz şeklinde bir eposta almaları
    yeterli idi. Aradan geçen bunca zamandan sonra bu durumu 24.10 tarihinde
    uye~linux.org.tr adresine hatırlatmada bulundum. Buradan da bir sonuç
    alamayınca son çare olarak size yazıyorum.
     
    Sayın Hocam, siz de hatırlarsınız iku'da yazokulundaki kimseyi
    tanımıyordum. Böyle bir görevim veya yetkim olmamasına rağmen oradaki
    olumlu havayı değerlendirip iyi birşey yaptığımı düşünerek bu işe
    kalkıştığıma inanın çok pişmanım. Derneğin web sayfasının adresini verip
    kendiniz üye olun demeliymişim. Şimdi insanların gözünde para toplayan
    ama gereğini yapmayan bir insan durumuna düştüm. Kendi okulumdaki
    hocalarım ve çalışma arkadaşlarımdan da üye yapmak vaadiyle para
    almışdım. Hepsine çok mahcup olmuş durumdayım. 
     
    Üye yapmak vaadiyle kandırdığım 20 kişiye ne söylememi önerirsiniz?
     
    Size gönderdiğim bu epostayı ve vereceğiniz cevabı sağda solda
    yayınlayacağımı bilmenizi isterim.
     
    Saygılar.
    
    Hocam sağolsun hemen cevap verdi:
    
    Senin gonderdigin evraklarin alindigini biliyorum.
    Ben uyelik isleri yapildi diye dusunmustum. Simdi sıkıştırırım.
    
    1-2 gun icinde sorunu cozeriz.
    Sen insalari uye yaparak iyi bir is yaptin.
    Kusur bizde, YK da.
    Selam ve sevgiler
    Mustafa Akgul
    
    Aradan iki gün geçti, Akgül Hoca'dan aşağıdaki epostayı aldım:
    
    Nihayet basardik galiba.
    
    Selam ve sevgiler
    Mustafa Akgul
    
    Üye yapmak vaadiyle kandırdığım (!) kişiler hala bir üye oldunuz mesajı alamadılar. Bu mesajı almadıkları sürece derneğe üye olduklarını nasıl bilebilirler? --- 6 Kasım'da ek: Sonunda üyelik işlemleri tamamlandı.

    29 Ekim 2005 Cumartesi

    Bluetooth ağ kablosu v2

    İki hafta önce Bluetooth ağ kablosu ile dalga geçtiğimi yeni gören bir arkadaşım sizde o kadarı dahi yok diye mesaj göndermiş. Buyursun:
    Not Connected

    edit: Şimdi de "bağlantıyı gösteriyor mu acaba?" sorusuyla karşılaşmamak için:
    Connected

    27 Ekim 2005 Perşembe

    yeni çeviriler - 2

    Son üç haftada yaptığımız çevirileri duyurayım:
  • Oğuz Yarımtepe Linux Makina Dili NASIL belgesini çevirdi.

  • İşbaran Akçayır Disk Bölümü Kurtarmak NASIL belgesini çevirdi.

  • Pınar Yanardağ Kadınları Linux Kullanmaya NASIL Teşvik Edersiniz ve Etkinlik NASIL belgelerini çevirdi.

  • Davut Akçiçek Beowulf NASIL belgesini çevirdi.

  • Olcay Kabal Linux İyileştirilmiş Bağ Durumu Yönlendirme Protokolü (OLSR) IPv6 NASIL belgesini çevirdi.


  • Arkadaşlarım çok çalışıyorlar, hepsine teşekkür ediyorum.

    Ben de boş durmuyorum ;-) Sizlerin de katkıda bulunabileceğiniz bir yerelleştirme çalışmasına destek vermeye başladım; Kılavuz sayfalarını (man pages) çeviri için uygun hale (xml) getirilmesini üstlendim. Bu dosyalar için basit bir sayfa hazırladım. Hazırladığım xml dosyaları konsoldan kullanılabilecek man dosyası üretebildiği gibi belgeler.org adresinde yayınlanmaya uygun html de üretebiliyor. Konsoldan man bc yazdığınızda yardım sayfasını türkçe gördüğünüzden anlayacağınız gibi bu işi ben başlatmadım ;) belgeler.org'un kurucusu ve yöneticisi olan Nilgün Belma Bugüner bana bu işi nasıl yapabileceğimi gösterdi; oldukça zahmetli bir iş.

    Önceden de kolay olduğunu düşünmüyordum ama işin içine girdiğimde Nilgün Belma Bugüner'in ne kadar zor bir işi büyük bir özveriyle yaptığını daha iyi anladım. Kendisine ne teşekkür etsek az diye düşünüyorum. Sağolun Nilgün Hanım, iyi ki varsınız.

    25 Ekim 2005 Salı

    adsl

    Sonunda ben de evden adsl ile bağlanıyorum. Ne kadar ihtiyacım vardı bilemiyorum ama şeytana uydum işte. Okuldaki hıza alıştıktan sonra 256k pek yavaş geldi ama arkadaşlar alışırsın diyorlar.

    23 Ekim 2005 Pazar

    18 Ekim 2005 Salı

    sanatçı budur!

    Ekim ayının dvd+ dergisini almayanlar kaçırmasın diye Hırsız Var filminin yönetmeni Oğuzhan Tercan ile yapılan röportajdan inciler alıntılıyorum (elbette linkleri ben verdim). Gerisini okumak isteyenler 10ytl'ye kıyıp dergiyi alacaklar (dergi yanında dvd de veriyor). Aslında iki sayfalık röportajın tamamı bir ibret belgesi olarak okunabilir. Böyle bir yönetmenin üniversitede hocalık yaptığını, engin bilgi ve görgüsünü genç insanlarla paylaştığını bilmek insanı ne kadar rahatlatıyor.
    Kim demiş bu memleketten büyük sanatçı çıkmıyor diye? İşte yönetmen, işte felsefesi :



    "Çok para, çok daha iyi film demektir. Bu kesin.

    Nuri Bilge'nin filmlerini seyredemem ben. Beş dakika sonra sıkılır çıkarım.

    Ben Amerikan filmi severim, çocukluğumdan beri taptığım sinema odur. Onlarla büyüdüm, onlarla besleniyorum. Hep gişe filmlerine giderim. Bir ara festivale giderdim. Filmlerin yarısında kalkıp çıkıyordum yani. Sinema adına birtakım filmler yapılıyor. Beş para etmez film çoğu yani.

    Sanatçı ahlakı; bunlar fasa fiso, bunlar büyücülük saçmalığı, bunlar hep sanatçılık saçmalığı. Tarkovski, Tarantino, ne olacak yani, adamın biri insanları büyülüyor, çok matrak bir şey değil. Faşizan bir şey. Büyük sanatçı, büyüleyici film faşizan bir şey benim için. Benim gözümde Tarkovski'nin Hitler'den farkı yoktur.

    Leonardo da Vinci sanatçı olmuşta ne olmuş? Bu büyü olayına en güzel örnek Leonardo da Vinci'nin Mona Lisa'sıdır yani. Paris'te Louvre'a Monalisa Mona Lisa diye beklentiyle gidersin, sonra bir bakarsınız bir pınar gölünün içinde. Bir 3 saniye 5 saniye bakarsın, gidersin.

    Şu da bir gerçek. Bana hiçbir şey katmadı okuduklarım..

    Tarkovski sineması mide bulandırıcı mesela.

    Ben film çözümlerim. İstanbul Üniversitesinde yönetmen olmayı, film yapımını öğretiyorum. Filmin çözümlenmesi, alt okuma."

    17 Ekim 2005 Pazartesi

    hoşgeldiniz

    Bugün itibariyle iki öğrencimiz bilgi işlemde bizimle çalışmaya başladı; oğuz ve pınar. Ne kadar acayip bir işe başladıklarının henüz farkında değiller ama öğrenecekler ;)
    Kadromuz kısıtlı olmasa birlikte çalışmak için başka öğrencilerimizi de almak istiyorduk. Linux'la ilgilenen, çalışkan ve başarılı bir öğrenci grubu var çanakkalede (mezunlar alınmasın, önceden de vardı şimdi de var diyorum). Yaptıkları işlerle giderek daha fazla duyuracaklar seslerini.

    14 Ekim 2005 Cuma

    iş güç

    Askerdeki bir arkadaşım yazdığı epostada
    Askerlik kolay burada sürekli makina kurulumu yapıyorum. 2003 server'lar var, sürekli çöküyorlar onlarla uğraşıyorum.
    diyor. ms her yönü ile insanlığa yardımcı oluyor ;)

    Bluetooth ağ kablosu

    Bu mesajı linux'ta görseler bin türlü laf ederler:

    Bluetooth ağ kablosu

    11 Ekim 2005 Salı

    an gelir

    an gelir
    paldır küldür yıkılır bulutlar
    gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
    o eski heyecan ölür
    an gelir biter muhabbet
    çalgılar susar heves kalmaz
    şatârâbân ölür

    şarabın gazabından kork
    çünkü fena kırmızıdır
    kan tutar / tutan ölür
    sokaklar kuşatılmış
    karakollar taranır
    yağmurda bir militan ölür

    an gelir
    ömrünün hırsızıdır
    her ölen pişman ölür
    hep yanlış anlaşılmıştır
    hayalleri yasaklanmış
    an gelir şimşek yalar
    masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
    direkler çatırdar yalnızlıktan
    sehpada pir sultan ölür

    son umut kırılmıştır
    kaf dağı'nın ardındaki
    ne selam artık ne sabah
    kimseler bilmez nerdeler
    namlı masal sevdalıları
    evvel zaman içinde
    kalbur saman ölür
    kubbelerde uğuldar bâkî
    çeşmelerden akar sinan
    an gelir
    -lâ ilâhe illallah-
    kanunî süleyman ölür

    görünmez bir mezarlıktır zaman
    şairler dolaşır saf saf
    tenhalarında şiir söyleyerek
    kim duysa / korkudan ölür
    -tahrip gücü yüksek-
    saatlı bir bombadır patlar
    an gelir
    Attila ölür...

    7 Ekim 2005 Cuma

    meb beni hasta edecek

    Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nın sayfasına firefox ile bağlanmak istediğinizde


    This page uses frames, but your browser doesn't support them.

    uyarısı ile karşılaşıyorsunuz. Sitesini

    Apache-AdvancedExtranetServer/2.0.48 (Mandrake Linux/6.11.100mdk) mod_perl/1.99_11
    Perl/v5.8.3 mod_ssl/2.0.48 OpenSSL/0.9.7c PHP/4.3.4 Server at ttkb.meb.gov.tr Port 80

    ile çalıştıran bir devlet kurumunun sayfasına ulaşmak için mutlaka ie kullanılmasının gerekmesi ne kadar acı!!

    Benzer bir durum öğretmenlerin özlük işlerini takip edebilecekleri ilsis'in sayfasında da var. Oradaki açıklama ise şöyle:

    İlsis Sistemi, Internet Explorer 5.0 ve üzerindeki versiyonları için hazırlanmıştır.

    Bu utanılacak bir şey değil gibi geliyor galiba onlara. Daha yapılacak ne kadar çok iş var.

    5 Ekim 2005 Çarşamba

    yeni çeviriler

    Değerli zamanlarını ayırıp çeviri yapan arkadaşlarımın sayısı günden güne artıyor. Bir sonraki çeviri duyurusu daha kalabalık olacak gibi görünüyor. Şimdi haberler:
  • Davut Akçiçek ve Olcay Kabal, Linux Kümeleme NASIL belgesini çevirdiler.

  • Tecrübeli çevirmenimiz Oğuz Y., Debian Paket Bakımcılarının Kılavuzu'u çevirdi.

  • Öğrencilerimizden İşbaran Akçayır, Şifreli Geridönüş Aygıtı NASIL belgesini çevirdi.

  • Daha önce Ruby Kullanıcı Kılavuzu'nu çeviren Pınar Yanardağ üzerinde çalıştığı Ruby Programlama kitabını sayfasından yayınlamaya başladı.

  • Ben de Linux Gezici IPv6 NASIL belgesini çevirdim.
  • 4 Ekim 2005 Salı

    melez prens

    Ön sipariş ile satın aldığım ama kargodan geç gelen Melez Prens'i okumaya başladım. Sevin Okyay ve Kutlukhan Kutlu'nun güzel çevirileri sayesinde zevkle okunuyor kitap. İlk beş kitabı sevenler bunu da seveceklerdir eminim.
    Harry Potter ve Melez Prens
    Adı "Hayri Potır ve Melez Şehzade" olan bir kitap da yazılsa o da satar mı diye düşünmeden edemiyor insan (Ali Işıngör'ün kulakları çınlasın). Bana kalırsa nasıl yerli Mayk Hammer varsa yerli Hayri Potır da olabilir. Eğer okumak için kitap alan kişi bu isim benzerleğinden hatalı kitap alabiliyorsa ona yardımcı olmanın yolu yok diye düşünüyorum.

    2 Ekim 2005 Pazar

    arigato Faruk

    Neredeyse bir ay önce verdiğim dvd'leri sonunda murat'a ulaştıran Faruk beye teşekkür ediyorum. Böylece tutamadığım sözlerimin birinden daha kurtuldum, mutluyum.

    1-1'e pek sevindim.

    Gezegen'de Barış Özyurt'un zyban ile sigarayı bırakmaya çalıştığını okudum. Çevremdeki çok kişiden insanı şaşırtacak kadar başarılı bir ilaç olduğunu duyuyordum, umarım onun da sigarayı bırakmasına yardımcı olur. Sigaranın ne kadar berbat bir şey olduğunu bıraktıktan sonra anlıyor insan. İçerken duymadığım kokular, almadığım tatlar olduğunu farkedince şaşırmıştım ben. Onbir yıl günde 2 paket sigara içmiş birisi olarak bırakmanın çoook zor olmadığı kanaatindeyim. Elbet biraz zor ama ne kolay ki?

    30 Eylül 2005 Cuma

    sonunda...

    Sonunda bilgisayar mühendisliği laboratuarına Debian kurma işini gerçekleştiriyoruz. Aslında ben fiilen bir iş yapmıyorum, bütün yükü çalışma arkadaşlarım Davut Akçiçek ve Olcay Kabal ile çalışma arkadaşlarım olmalarını istediğim Pınar Yanardağ ve Oğuz Yarımtepe taşıyorlar. Dördüne de teşekkür ediyorum. Sağolsunlar.

    26 Eylül 2005 Pazartesi

    25.000

    Belki inanılmaz görünebilir ama 25 yıl boyunca memleketin her köşesini gezmiş bir öğretmen emekli ikramiyesi olarak 25000ytl (eski parayla 25 milyar) alıyor. Eğer eşiniz de öğretmense ve birlikte emekli olduysanız bu para ile çanakkalede sobalı bir evin ancak yarısını alabilirsiniz. Emekli ikramiyesi denilen şeyin aslında maaşınızdan her ay kesilen paraların geri ödenmesi olduğunu düşündüğünüzde durum daha da anlaşılmaz geliyor.

    23 Eylül 2005 Cuma

    memleket neden bu halde?

    Az önce bir arkadaşım işini yapabilmesi için sadece bir dos programına ihtiyaç duyan bir muhasebeciye kullansın diye verilen p4 3.0GHz işlemcili ibm bilgisayara takılan tv kartını tanıtmaya gitti. israf budur!

    20 Eylül 2005 Salı

    Yıllar sonra yine redhat satın alıyorum

    Internet'ten ücretsiz indirebilirken, hatta okulun ftp'sinde isoları dururken destek olmak lazım diyerek redhat 6.2 satın aldırmıştım okula. O zaman da pek ucuzdu. Aradan yıllar geçti ve bu sefer Red Hat Enterprise Linux alıyorum.

    Yurt dışından almak biraz zahmetli olacağından ben de Türkiyede bir yerden alayım dedim. Şenlikte Ali Erdinç Köroğlu yaptığı sunumda Prosoft firmasının Red Hat Türkiye yetkili satıcısı olduğunu anlatmıştı. Internet adreslerinden fiyat öğrenemedim ama telefona yanıt veren Zeynep Hanım sağolsun pek ilgilendi ve Red Hat Enterprise Linux Server AS/ES Special Academic Edition diye bir üründen bahsetti. Başka bir yerde bulamadığımdan prosoft'tan aldığım epostayı buraya yazayım belki başka üniversitelerin de işine yarar:

    Red Hat firması akademik kuruluşlar için farklı bir abonelik yöntemi uyguluyor. Ürünler Basic destek seçeneği ile çok düşük bir maliyetle temin ediliyor. Akademik kuruluşlar için sağlanan abonelikte telefon veya web üzerinden çağrı açtırma imkanı yok. Ancak abonelik süresi boyunca update, upgrade ve hata giderme yamaları ücretsiz olarak temin ediliyor. Akademik kuruluş tercihine bağlı olarak aynı bedelle Red Hat Enterprise Linux Advanced Server (AS) veya Red Hat Enterprise Linux Enterprise Server (ES) işletim sistemlerinden birinin tercih edeceği sürümünü download edebiliyor.

    Bu kapsamda temin edilecek ürün;

    Red Hat Enterprise Linux Server AS/ES Special Academic Edition (Basic Support), 1 yıl

    olup, fiyatı 50 Euro+KDV.

    Aboneliğin 3 yıl için başlatılması halinde fiyatı 150 Euro + KDVdir.

    Kurulum yapılacak her sunucu için ayrı aboneliğin sipariş edilmesi gerekiyor.

    Siparişi takiben 2-3 gün içinde e-posta yolu ile teslim edilen registration numarası ile abonelik kapsamındaki ürün Red Hat'in web sitesinden download edilebilir. Medya seti kullanmak isterlerse ayrıca 65 Euro + KDV bedelle temin edilebilir.


    Böyle şeyler niye müşterinin gözüne sokulmaz bilemiyorum.

    5 Eylül 2005 Pazartesi

    linux ve matematik yazokulunun ardından

    Linux ve Matematik yazokulu geçen cumartesi sona erdi. Kafa dinlemek için iyi bir fırsat oldu benim için. Uzun zamandır göremediğim arkadaşlarımı ve yakın zamanda gördüğüm Murat'ı yeniden görme fırsatım oldu. Çoğunluğu fen bilimlerinin farklı alanlarında yüksek linans veya doktora yapan, Linux'a meraklı yeni insanlarla tanıştım, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım. LKD için 10 yeni üye kaydettim: Betül KAN, Müberra GÜREL, Bengi KANAT, Nebile KORUCU, Şeyma ÇALIŞKAN, Arzdar KİRACI, Levent CUHACI, Çağatay ÇEBİ, Bahadır KARASULU ve Mehmet Tolga GÖĞÜŞ derneğimizin yeni üyeleri oldular. Hoşgeldiniz! edit: LKD için üye kaydetmekten bahsedince linux kullanan çalışma arkadaşlarımdan bazılarının dernek üyesi olmadıklarını farkettim ve onları da üyelik için cesaretlendirdim ;) Faik AYGİT, Yücel ŞAHİN, Olcay KABAL, Davut AKÇİÇEK, İbrahim BULUT ve Kamil AKGÜN; sizler de hoşgeldiniz!

    30 Ağustos 2005 Salı

    linux ve matematik yazokulu ikinci gün

    Katılan grubun çok heterojen olması yüzünden seviye en alttan gitse de M.Akgül ve M.Karakaplan bugün linux masaüstü, paket yönetimi ve temel servisler konularını anlattılar. Kimileri "dosyanın içine nasıl bakarım" diye sorarken "1987'den bu yana program yazıyorum" diyen bir arkadaş var grupta. Anlatanların işleri oldukça zor. Ben de nedense pek çekingenim burada; yardımcı olabileceğim yerlerde bile pek konuşmuyorum.
    Yarın akşam Boğazda Tekne Gezisi var, eğlenceli olur diye umuyorum. Oğlumu özlemeye başladım.
    edit: tekne gezisi güzeldi ;)

    bat meren bat!

    Dün akşam meren'le gittiğimiz barın önünden geçen Uğur Değirmencioğlu'nu durdurup sohbet ettik. Uzunca sayılacak bir sohbetin ardından bir matematik profesöründen cep telefonundan Nazım Hikmet'in aşağıdaki şiirini dinledim. Murat'la geçen her akşam olduğu gibi pek enteresan bir akşamdı.

    Kapıyı çalıyorum.

    Bu evde ben de senet vereceğim şeytana,

    ben de kanımla imzaladım senedi.

    Ne altın istiyorum ondan,

    Ne bilim, ne de gençlik.

    Hasretlik cana yetti,

    Pes !

    Beni İstanbul’uma götürsün bir saatlik....

    29 Ağustos 2005 Pazartesi

    linux ve matematik yazokulu birinci gün

    Hayatın karmaşasından bir haftalığına sıyrılmak için geldiğim Linux ve Matematik yazokulu başladı. İstanbul Kültür Üniversitesi nispeten küçük ama güzel bir üniversite, bizi yerleştirdikleri yurtlar da temiz ve rahat.
    Sabah oturumu Mustafa Akgül, Ethem Derman ve Mustafa Karakaplan'nın linux hakkındaki keyifli sayılabilecek sohbetleriyle geçti. Öğleden sonra linux kurulumu yapılacak. Akşam beşte Murat gelecek, vakti olursa belki birşeyler yaparız. Bu hafta keyifli geçecek gibi görünüyor.

    24 Ağustos 2005 Çarşamba

    IBM ThinkCentre ve Serial ATA

    Yaklaşık üç yıldır kullandığım p4 1.6 yerine kullanmam için verilen IBM ThinkCentre'a debian kurmaya çalışırken yasadığım sorunu ve çözümü yazayım ki hem ben unutmayayım hem de başkası aramak zorunda kalmasın:
    Debian dvd'sini takıp boot ettiğimde; dil ve klavye seçimlerini yaptıktan sonra cdrom'u aradı ve cdrom algılanamadı uyarısı verdi. "Bu mesajı nereden veriyorsun kardeşim" diye düşündüm ama kurulum devam etmedi. Acaba gerçekten cdrom'um yok mu :) diye test etmek için fedora dvd'sini kullandığımda bir sorun vermeden kurulum başladı. Sıra disk bölümlemesine geldiğinde diskin sda olarak göründüğünü farkettim. Karşı masamda oturan arkadaşa sordum ve öğrendim ki disk SATA imiş. Uzunca kurcalamadan sonra Setup --> Devices --> IDE Devices Setup --> Native Mode Operation değerini "Automatic" yerine "Serial ATA" seçtim ve kurulum problemsiz başladı ve bitti. Neden fedora problem çıkarmadı da debian çıkardı bilmiyorum ama sorun böylece çözülmüş oldu.

    edit: Enver ALTIN başlıktaki "&" karakterinin Liferea gibi yazılımlar ile düzgün görüntülenemediğini yazmış, ben de o karakteri "ve" ile değiştirdim.

    edit: ibm ile uğraşmaktan sıkılıp emektar bilgisayarıma geri döndüm.

    29 Temmuz 2005 Cuma

    Yaşasın Tatil!

    Neredeyse yeni dönem başlayacak ama ben ancak izne ayrılabiliyorum. Üç haftadır görmediğim oğlumun yanına Dikiliye yazlığa gidiyorum. En az iki hafta e-posta okumayacağım, komut yazmayacağım, bütün vaktimi oğlumla oynayarak geçireceğim; benim için önemli bir değişiklik olacak.

    Gitmeden önce arkadaşlarımın son bir ay içinde çevirdikleri belgeleri duyurayım istedim:
  • Oğuz Y.'nin çevirdiği Kahve Yapmak Nasıl belgesinden daha önce bahsetmiştim.

  • Debian ve Windows Paylaşımlı Yazdırma Nasıl ve Debian İkilik Paketlerini Oluşturma Nasıl belgelerini yine Oğuz çevirdi. Sıradaki belgesi Debian New Maintainers' Guide, onun da yarısını çevirdi, bitmesi yakındır.

  • Davut Akçiçek ve Olcay Kabal Apache Derleme NASIL belgesini çevirdiler.

  • Behice Balkaya pek istemeden de olsa DHCP küçük-NASIL belgesini çevirdi.

  • Programming Ruby kitabını çevirmeyi planlayan Pınar Yanardağ Ruby Kullanıcı Kılavuzunu Türkçeye kazandırdı.

  • Bendeniz de arkadaşların yarattıkları bu enerji sayesinde Linux IPv6 NASIL ve Şifrelenmiş Kök Dosya Sistemi NASIL belgelerini çevirdim.


  • Ben tatilde dinlenirken onların hem dinlenip hem çalışacaklarını ve daha da üretken olacaklarını biliyorum. Tatilde olmayan arkadaşlara kolaylıklar diliyor ve huzurlarınızdan ayrılıyorum...

    28 Temmuz 2005 Perşembe

    İstanbuldan meren geldi!

    Sabahın köründe beklediğim Murat saat 7:30 gibi ancak gelebildi. Gelir gelmez evde biraz bilgisayarla oynadı, okulda yüksek lisans tezini teslim etmesi için gerekli evrakları hazırladı ve diğer yapılacak işleri yetmiyormuş gibi yanında vesikalık fotografı olmadığı için traş olup vesikalık çektirdi. Hala sigara içiyor olmasına üzülmekle beraber gelişine pek memnun olduk. Okulla işi bittiğinden bir daha ne zaman görüşürüz kim bilir...

    edit: Okulla işini tamamlayamadı desem kimse şaşırmaz herhalde. Neyse akşam kordonda uzunca sayılabilecek bir sohbetin sonunda gece bir gemisiyle istanbula geri döndü. Yakında güzel bir nasıl belgesi hazırlamaya karar verdik. Daha dün denemesini yaptığımız bir teknolojinin belgesini hazırlamak zevkli olacağı gibi yararlı da olacaktır sanırım ;)

    27 Temmuz 2005 Çarşamba

    Peki kahve de yapabiliyor mu?

    Linux & Kahve
    Belki önceden biliyordunuz ama ben yeni öğrendim; Linux kahve de yapabiliyormuş. Dün tldpnin sayfasını karıştırırken gördüğüm belgeyi sağolsun Oğuz çevirdi. İhtiyacı olanlar ve merak edenler belgeyi buradan okuyabilirler.

    26 Temmuz 2005 Salı

    Staj

    Altı hafta süren bir staj macerasını sonlandırmak üzereyiz. 30 iş günü boyunca günde 2 toplantı, her akşam evde yapılacak iş, yazılacak program ve yoğun çeviri yükünün yanı sıra verdiğim romanları, şiir kitaplarını okuyan, filmleri seyreden ve belki de en zoru benim gibi agresif biri ile birlikte çalışmayı başaran Oğuz Tarımtepe, Pınar Yanardağ ve Behice Balkaya'ya teşekkür ediyorum. Sağolun, varolun...

    25 Temmuz 2005 Pazartesi

    Fasulya

    Fasulya gibi yaşıyorum son zamanlarda
    kuru fasulya gibi
    kuru fasulyanın pilakisi yapılır
    benden o da yapılmaz.

    13 Temmuz 2005 Çarşamba

    Hable con ella

    Konuş Onunla


    Almodóvar'ın bu güzel filminin dvd'si "dvd +" isimli bir dergi ile birlikte veriliyor. Almodóvar sevenler zaten almıştır ama henüz seyretmemiş olanlar kaçırmasınlar bence.

    11 Temmuz 2005 Pazartesi

    Kenan Onuk

    Kenan Onuk


    Haberi sabah duymuştum ama ne kadar üzüldüğümün yeni farkına vardım. Ntv onun için "Evli ve bir kız çocuk babası olan Kenan Onuk" diyor. Ne zordur o kız çocuğu olmak şimdi...

    4 Temmuz 2005 Pazartesi

    zaman

    Zaman nasılda hızla akıyor. Daha dün doğan oğlum haftasonu 3 yaşında olacak. Pek sevimli, pek yaramaz. Baba olmanın ne kadar emek harcamayı gerektirdiğini ancak yaşayınca anlıyor insan.
    ugur1yasinda
    Baba olmak denince aklıma Stanley Kubrick geliyor. A Life In Pictures filminde Kubrick'in babasından Babası fotoğrafçılığa meraklıydı.Stanley'nin odayı kullanmasını ve fotoğrafçı olmasını teşvik etti. diye bahsediyor. Esas vurucu kısım ise şöyle: 1953'te Kubrick'in babası, Fear and Desire'ı çekmesi icin hayat sigortasını nakde çevirdi. Kubrick'in ilk uzun metrajlı filminin bu olduğu gözönüne alınırsa babasının nasıl bir iş yaptığı belki daha kolay anlaşılır. Böyle bir seçeneği aklına bile getirmemiş ne kadar çok baba, kendini gerçekleştirmek için fırsat bulamayan ne kadar çok evlat oldu kim bilir. Velhasıl baba olmak zor zanaat.

    29 Haziran 2005 Çarşamba

    Merhaba

    Gezegen'e merhaba.

    edit: Az önce OpenOffice.org'u 1.9.112 sürümüne güncelledim, pek güzel olmuş. Bir önceki sürümü denemiş ve 1.1 serisine geri dönmiş biri olarak herkese tavsiye ediyorum.

    28 Haziran 2005 Salı

    Değerlendirme

    Sonunda ben de bir dizüstü bilgisayar aldım. MEB'in kampanyası ile satılan exper'in modelinde işlemciyi centrino 1.7 ve hafızayı 512mb olarak değiştirdim. Toplamda 1300 ytl etti. Arkadaşlarımdan da bu modeli merak edenler olduğundan kısa bir inceleme yazayım dedim.
    Bu kampanya ile satılan bilgisayarlar ilginç özellikler taşıyor:
  • İşletim sistemi olarak winxp pro kurulu ama winxp home lisansı var.

  • msoffice 2003 kurulu ama lisansı (en azından cd'si) yok.

  • disk 2 parçaya bölünmüş ve her iki bölüm de fat32 ile formatlanmış.

  • DVD / CDRW COMBO (24X24X24 CDRW + 8X DVD ROM)

  • 4 adet usb 2.0, bir adet IEEE1394 Firewire portu ve SD/MMC/MS/MS PRO kart okuyucusu var.

  • Pek kötü bir çantası var: tam açılmıyor, sadece tek cep var.

  • Satıcının sayfasında yeralmamasına rağmen 5+1 ses veriyor. Firmaların sattıkları ürün hakkında bilgilerinin olmaması ne kadar garip.

  • İşletim Sistemi Teknik Şartnamesine uygunluğuna bakalım birazda:

    1. Türkçe konusunda bir problem yok.

    2. Farklı yetkiler ile kullanıcılar oluşturmak mümkün. Sistem başlangıçta Administrator kullanıcı ile parolasız açılmaya ayarlanmış. Ben yeni bir kullanıcı açtım, açılışta parola sor dedim. winxp'nin bu durumu anlaması için tweak isimli programı kurmam gerekti. Böyle programlar bulup kurmakta usta olan arkadaşım Sedat'a hürmetlerimi yazıyorum.

    3. winxp service pack2 ile gelmesine rağmen bir sürü güncellemesi varmış, internetten indirip problemsiz kurdum.

    4. Şartnamedeki maddelere uyan bir masaüstü çalışma ortamı var, office 2003 var ama belgeleri pdf olarak dışa aktaramıyor. pdf belgesi görüntüleyici olarak acrobat 5.0 var, internette 7.0 sürümü olduğu gözönüne alınırsa oldukça eski bir sürüm olduğu kabul edilebilir. Explorer haricinde bir ftp istemcisi yok. Web tarayıcısı sekmeler ile sayfa görüntüleyemiyor.

    5. İşletim sisteminin tüm donanımı problemsiz kullanmaya izin veriyor.

    6. Ağ desteği problemsiz.

    7. Ağ'da dosya paylaşımı hazır.

    8. Kullanmakta olduğumuz HP 4100N yazıcımızı driver problemlerini zorlukla çözerek kullanabildik.

    9. CD/DVD, usb disk, CD/DVD yazıcı ve bellek kartı problemsiz kullanılabiliyor.

    10. Bilgisayar ile verilen recovery cd'sinden sistemi aynen kurmak mümkün değil. CD'den winxp home kurabiliyorsunuz ama halihazırda winxp pro yüklü. Ayrıca cd'den kurulum yaptığınızda office 2003 de kurulmuyor.

    11. Parasını vermediğiniz hiç bir sunucu programı yüklü değil ;)

    12. Seçimlik maddelerin hiçbiri sağlanmıyor.



    Sonuç olarak; bu şartname ile kabul komisyonunda olsam bilgisayarı geri gönderirdim.

    Peki ben ne yaptım; debian dvd'sini takıp kurdum, pek memnunum.

    22 Haziran 2005 Çarşamba

    Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim

    Hayatta ben en çok babamı sevdim.
    Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
    Çarpı bacaklarıyla – ha düştü, ha düşecek –
    Nasıl koşarsa ardından bir devin,
    O çapkın babamı ben öyle sevdim.

    Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
    Geldi mi de gidici – hep, hepp acele işi! –
    Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.
    Atlastan bakardım nereye gitti,
    Öyle öyle ezber ettim gurbeti.

    Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
    40’ı geçerse ateş, çağ’rırlar İstanbul’a,
    Bi helallaşmak ister elbet, diğ’mi, oğluyla!
    Tifoyken başardım bu aşk oy’nunu,
    Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu.

    En son teftişine çıkana değin
    Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
    Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
    Açıldı nefesim, fikrim, canevim.
    Hayatta ben en çok babamı sevdim.

    Can Yücel

    16 Haziran 2005 Perşembe

    Babalar günü

    Sizin Hiç Babanız Öldü Mü?

    Sizin hiç babanız öldü mü?
    Benim bir kere öldü kör oldum
    Yıkadılar aldılar götürdüler
    Babamdan ummazdım bunu kör oldum

    Siz hiç hamama gittiniz mi?
    Ben gittim lambanın biri söndü
    Gözümün biri söndü kör oldum
    Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
    Soylemesine maviydi kör oldum

    Taslara gelince hamam taslarına
    Taslar pırıl pırıldı ayna gibiydi
    Taslarda yüzümün yarısını gördüm
    Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
    Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
    Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?

    Cemal Süreya

    10 Haziran 2005 Cuma

    Eğlencelik

    Google'da "işletim sistemi teknik şartnamesi" diye aradığımda bulduğum tek şey aşağıda:



    WINDOWS XP İŞLETİM SİSTEMİ TEKNİK ŞARTNAMESİ
    1-KONU
    Bu şartname formu "... " nin ihtiyacı olan "WIN XP" nin teknik özelliklerini , alımını ,kontrol ve muayenesi ile diğer hususları kapsar .


    2-İSTEK VE TEKNİK ÖZELLİKLER :
    2.1 GENEL ÖZELLİKLER :
    Bu şartnamede yer alan özelliklerin yanı sıra bu özelliklere ilave yada eşdeğer olması halinde , okulumuzun lehine sunulabilecek alternatif teklifler değerlendirilecektir .
    a-Teklif edilen malzemeler yeni ve kullanılmamış orijinal ambalajında olacaktır .
    b-Teklif edilen malzemede kırık , çatlak veya herhangi bir imalat kusuru olmayacaktır .
    c-Teklif edilen malzemenin kullanım kitapçıkları , cd ve disketleri , kablo vs. tam olarak verilecektir .
    d-Teklif edilen malzeme en az bir yıl garanti kapsamında olmalıdır .
    2.2 TEKNİK ÖZELLİKLER :
    a-Türkçe olmalıdır.
    b-Cd ve lisans birlikte verilecektir.
    c-Akademik olmalıdır.


    KONTROL VE MUAYENE
    1-Wın XP nin göz muayenesi ile istenen özelliklerde olup olmadığı kontrol edilecektir .
    2-Wın XP teknik yönden şartnameye uygun olup olmadığı kontrol edilecektir .
    3-Muayene esnasında dizayn , malzeme , işçilik , imalat hatası gibi sebeplerden meydana gelebilecek kaza ve hasarlardan firma sorumlu olacaktır .
    4-Teknik şartnameye uygun olmayan malzeme incelenmeden ret edilecektir .
    5-Satıcı firma gözlemci bulundurarak muayene sonuç raporunu imzalayacaktır .
    GARANTİ SÜRESİ VE TESLİM ŞARTLARI
    1-Malzeme teslim yeri ... Bilgisayar Bölümüdür .
    2-Firma malzeme için en az bir(1) yıllık garanti süresini belirten bir belge verecektir .
    3-Firma malzemesini kullanan bir referans listesi verecektir .
    4-Firma taahhüt ettiği ürüne ait 4077 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanuna ve bu kanuna göre çıkartılan yönetmelik ve tebliğlerde belirtilen diğer hükümlere uymayı kabul ve taahhüt edecektir .

    12 Mayıs 2005 Perşembe

    İşletim Sistemi Teknik Şartnamesi v0.14

    1. İşletim Sisteminin Türkçe dil desteği problemsiz olmalı, ISO-8859-9, UTF-8 encodinglerini desteklemelidir.
    2. İşletim sistemi üzerinde farklı yetkilere sahip kullanıcılar oluşturulması ve bunlar ile farklı oturumlar açılması mümkün olmalıdır.
    3. İşletim sisteminin güncellemeleri internetten veya güncellemelerin tutulduğu yerel ağ üzerindeki bir bilgisayar üzerinden ek bir ücret ödemeksizin edinilebiliyor olmalıdır.
    4. İşletim sistemi ile birlikte,
      1. Grafik arayüzlü dosya yöneticisi ile en az,
        1. Dosya ve dizin oluşturabilen,
        2. Kes, kopyala, yapıştır, sil, taşı, yeniden adlandır, sürükle-bırak yapabilen,
        3. Arama yapabilen,
        4. Masaüstünden kolayca ulaşılabilir, dosya yöneticisinin sildiği öğeleri saklayan ve istendiğinde silme işlemini geri alabilen bir çöp kutusu bulunduran, istendiğinde silme işlemini geri alabilen bir çöp kutusu bulunduran,
      2. Mevcut MS-Office 95/97/2000/XP dokümanlarını açabilen, belgeleri PDF olarak dışarı aktarabilen, en az,
        1. Kelime İşlemci,
        2. Hesap Tablosu ve
        3. Sunum Hazırlama araçlarını içeren bir ofis paketi,
      3. PDF belgesi görüntüleyici,
      4. Adres Defteri,
      5. Ajanda,
      6. Yapılacak İşler Listesi,
      7. RSS Haber Okuyucu,
      8. Ftp istemcisi,
      9. E-posta İstemcisi,
      10. Zip, gz ve bz2 algoritmalarını kullanarak sıkıştırma yapabilen ve bu algoritmalarla sıkıştırılmış dosyaları açabilen sıkıştırma programı,
      11. En az,
        1. Sekmeler içerisinde sayfa görüntüleyebilen,
        2. Tema desteği olan,
        3. Tümleşik Popup engelleyici özelliği olan,
        4. W3.org tarafından belirlenen standartlara uygun sayfa görüntüleyen bir web tarayıcısı kurulu olarak teslim edilmelidir.
    5. İşletim sistemi, çalışacağı bilgisayar üzerindeki donanımların tümünü sorunsuz çalıştırabilmeli ve üreticilerinin belirlediği üst sınırda kullanılabilmesine olanak sağlayacak şekilde yapılandırılmış olarak teslim edilmelidir.
    6. İşletim sisteminin ağ desteği sorunsuz olmalı, IPv4 ve IPv6 ile uyumlu çalışmalıdır.
    7. Bilgisayarın kurulacağı ağda CIFS standardında dosya paylaşımına hazır halde teslim edilmelidir.
    8. İşletim sistemi, ağ üzerindeki ya da bilgisayara doğrudan bağlı olan yazıcıları kullanabilecek şekilde yapılandırılabilmeli, yapılandırma için gerekli araç ve servisleri barındırmalıdır.
    9. İşletim sistemi üzerinde veri saklama aygıtları (disket, CD/DVD, usb disk, CD/DVD yazıcı, bellek kartı) ile çalışılabilecek şekilde yapılandırılmış olmalıdır.
    10. Kurumun istemesi halinde önceden ayarlanmış şablonları kullanarak yeniden kurulum yapabileceği, kurulum imajını içeren medya (cd, dvd) sağlanmalıdır.
    11. İşletim sistemi üzerinde burada belirtilenler dışında sunucu hizmeti veren programlar yüklenmemeli, yüklenmesi zorunlu olanlar etkin olmamalıdır.
    12. İşletim Sisteminin teslim edildiği tarihe kadar çıkan tüm güncellemeleri kurulmuş olarak teslim edilmelidir.
    13. Bir adet bilgisayarın işletim sistemi ve diğer yazılımları, Kurum personeli nezaretinde kurulacak ve bu personel tarafından onaylanan kurulum, diğer bilgisayarlar için tekrarlanacaktır.
    14. Teklife dahil edilecek her türlü yazılım, Fikir ve Sanat Eserlerinin Korunmasına Dair 5846 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak lisanslı olmalıdır.
    15. Firma taahhüt ettiği ürüne ait 4077 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanuna ve bu kanuna göre çıkartılan yönetmelik ve tebliğlerde belirtilen diğer hükümlere uymayı kabul ve taahhüt edecektir.
    Seçimlik maddeler
    1. İşletim sistemi, sistem zamanını ntp protokolünü kullanarak güncelleyebilecek bir şekilde yapılandırılmış olarak teslim edilmelidir.
    2. SIP veya H323 tabanlı olarak voip uygulamasına izin verebilmeli ve tümleşik olarak mail istemci ile entegre çalışabilmelidir.
    3. ZeroG veya benzer teknolojiler ile installation server üzerinden kurulum yapılabilmelidir.
    4. ldap, AD, PDC vb gibi sistemler üzerinden kullanıcı doğrulaması yapılabilecek şekilde yapılandırılmış olmalıdır.
    5. İşletim sistemine uzaktan güvenli olarak bağlanılabilecek şekilde yapılandırılmış olmalıdır.
    6. Tüm yazılımların lisansları, kendisinin çoğaltılması, kaynak kodunun görüntülenmesi, değiştirilmesi ve değişmiş halinin çoğaltılıp dağıtılmasına izin vermelidir.
    Bu belgenin pdfsini veya openoffice.org halini indirebilirsiniz.

    izlediklerimden öğrendiğim bir şeyler var

    İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...