1 Aralık 2005 Perşembe
good old days
İki yıl öncesine kadar sistem odasında geçen bir mesai yaşantım vardı. Bazı derslerin uygulamalarına giriyordum ama öğrencilerle birlikte çalışmak gibi bir planım olmuyordu (evet siz üçünüz vardınız ama sizinle arkadaştık). Öğrencilere fazlaca faydam olduğu söylenemezdi ama en azından zararım yoktu (belki de vardı da ben pek farkında değildim ya da önemsemiyordum, emin değilim). Onlarla daha fazla birarada olmaya başladığımdan bu yana hiç tahmin etmediğim şeyler olmaya başladı (evet önceden de tahmin etmediğim şeyler oluyordu kabul ediyorum). Örneğin bu yaz yanımda bilgi işlemde staj yapan dört öğrencinin ikisi artık benimle konuşmuyor. Diğer ikisiyle pek iyiyiz (en azından konuşuyoruz) ama %50 büyük başarı oranı sayılamaz. Herkesle iyi olamayacağımı biliyorum ama kötü adam olmak mutlu edici değil pek. İyi yanlarımı (düşününce aklıma gelmedi ama vardır herhalde) bastıracak kadar kötü giden birşeyler var ama henüz çözemedim. Zararın neresinden dönülse kardır diye düşünüyor ve geri adım atıyorum. I'm going back into my cave (artistik bir son oldu ama olsun)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
izlediklerimden öğrendiğim bir şeyler var
İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...
-
Bu yıl kabul edilen bizim çocuklar: Ahmet Göksu - Native Graphics Backend for FreeType Demos on macOS Ali Haydar - Implementation of a g-k ...
-
İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...
-
Bu yıl kabul edilen bizim çocuklar: Bora Sabuncu - Remote Control Emre Çelikten - Web Data Collection for Language Modeling Gökçen Eras...
Necdet Hocam :)
YanıtlaSil30 saatlik uykusuzluğun ve çalışma yorgunluğunun duygusallığı ile yazdığımı lütfen okurken göz önünde bulundurunuz, yer yer beni affediniz..
Nüfusun %87’sinin kolaylıkla anlaşabileceği bir insan olmadığınızı düşünüyorum; ortalıkta prensipli insan bulmak zor bu günlerde. Bu düşüncem uzun zamandır değişmedi (çok sabit fikirliyimdir). Kendi kendime yaptığım açizane gözlemler (bilirsiniz, gözlem yapmayı çok seven bir insanımdır) neticesinde elde ettiğim deneyimlerden yola çıkarak insanların sizinle karşılaştıklarında ciğerlerindeki oksijen yanmasını normal karşıladığımı ve alışık olmadıkları bu duruma uzaklaşarak ya da saçmalayarak tepki vermelerini hoş gördüğümü yüksek müsadelerinizle ifade etmek isterim.
Fakat kimilerinin tutunamadığından yola çıkarak tutunabilecek olanların gözünden kaçmanıza ihtimal verebilecek bir geri adım atmanız beni çok üzer.
Tabi kimse herkesle iyi olamaz, bazıları ise diğerlerinden çok daha azı ile iyi olurlar (o bazılarının varlığı tebrik edilebilecek kadar güzel bir komplimanıdır bence hayatın).
Her ne kadar başarısızlık gibi görünse de aslında bence bu durumda başarısız görülen kişinin durumu, dersini alanların %87’sinin kaldığı bir akademisyeninki ile *kesinlikle* aynı değildir. Bazı durumlarda hata yapanın o %87 olduğu gerçeğini de kabul edebilecek kadar elitist olmalı insan bence.
Haddim olmayarak ifade buyurmama müsade edin, aslan gibisiniz siz, anlamayanın keyfi bilir.
Bir ara o taraflara geleyim de bir yerlerde -ayıptır söylemesi- bir şeyler içip sohbet edelim size de uygun bir vakitte :)
Selamlar, sevgiler..
Meren.
bir şeyler içip sohbet etmek iyi fikir, bekliyorum.
YanıtlaSilvay be...asıl eski güzel günler bu bu yazıların yazıldığı günler olmuş sanki :)
YanıtlaSilfaruk