Dün akşam meren'le gittiğimiz barın önünden geçen Uğur Değirmencioğlu'nu durdurup sohbet ettik. Uzunca sayılacak bir sohbetin ardından bir matematik profesöründen cep telefonundan Nazım Hikmet'in aşağıdaki şiirini dinledim. Murat'la geçen her akşam olduğu gibi pek enteresan bir akşamdı.
Kapıyı çalıyorum.
Bu evde ben de senet vereceğim şeytana,
ben de kanımla imzaladım senedi.
Ne altın istiyorum ondan,
Ne bilim, ne de gençlik.
Hasretlik cana yetti,
Pes !
Beni İstanbul’uma götürsün bir saatlik....
30 Ağustos 2005 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
izlediklerimden öğrendiğim bir şeyler var
İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...
-
Bu yıl kabul edilen bizim çocuklar: Ahmet Göksu - Native Graphics Backend for FreeType Demos on macOS Ali Haydar - Implementation of a g-k ...
-
İzlediğim ilk büyük konser 1990'ların başında Ankara'da Zülfü Livaneli konseriydi. Henüz Sovyetler Birliğinin olduğu zamanlardan bah...
-
Bu yıl kabul edilen bizim çocuklar: Bora Sabuncu - Remote Control Emre Çelikten - Web Data Collection for Language Modeling Gökçen Eras...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder